Ticari İş

Ticari İş

TTK MADDE 3- (1) Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün
işlem ve fiiller ticari işlerdendir.

Ticari İş Karinesi nedir ?

Ticari iş karinesi
MADDE 19- (1) Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir
tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği
veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır.
(2) Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine
hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır
.

Görüldüğü tacirin yaptığı her işlem ve fiil ticari olacak kabul edilmektedir. Ancak bir tacir evine mobilya alırsa bu ticari değildir. Burada borç adi borç olarak tanımlandırılır ancak bu istisna sadece gerçek kişi tacirler için geçerli olduğundan tüzel kişi tacirler tüketici sayılmayacak ve yaptıkları her işlem TTK’ye tabi olacaktır.

Türk Ticaret Kanunu madde 19 uyarınca bir taraf için ticari iş niteliğindeki sözleşmeler kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça diğeri için de ticari iş sayılacaktır. Bu düzenleme tacir olmayan kişilerin aleyhine bir düzenlemedir. Bu düzenleme sadece sözleşmeden kaynaklanabilir diğer durumlar düzenlemeye dahil değildir.

İki tacir arasındaki sözleşmelerde bir taraf o işlemin işletmesi ile ilgili olmadığı ve kendisinin tüketici olduğunu bildirse dahi diğer taraf olan tacir tarafından o işlem ticari olmaya devam etmektedir.

Ticari İş Sayılmaya Bağlanan Sonuçlar

Müteselsil Sorumluluk

MADDE 7- İki veya daha fazla kişi, içlerinden yalnız biri veya hepsi için ticari niteliği
haiz bir iş dolayısıyla, diğer bir kimseye karşı birlikte borç altına girerse, kanunda veya
sözleşmede aksi öngörülmemişse müteselsilen sorumlu olurlar. Ancak, kefil ve kefillere,
taahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi
yürütülemez. Ticari borçlara kefalet hâlinde, hem asıl borçlu ile kefil, hem de kefiller arasındaki
ilişkilerde de birinci fıkra hükmü geçerli olur.

Ticari iş nedeniyle müteselsil sorumluğun oluşmaması için sözleşmede bunun kabul edilmediğine yönelik bir açıklamanın olması veya kanunda buna yönelik bir düzenleme olması gerekir.

Ticari bir borca kefalet halinde sözleşmede aksi kararlaştırılmış olmadığı sürece kefil borçluyla birlikte müteselsilen sorumlu tutulacaktır. Alacaklı kişi borçlu ile beraber kefile de takip yapmaksızın başvurma hakkı kazanır.

Eğer borca yönelik birden fazla kefil var ise bu kefiller kendi payları oranında değil borcun tamamından sorumlu olacaklardır. Bir diğer deyişle kefiller borçlu ile aynı borçtan sorumlu olacaklardır.

Ticari İşlerde Faiz

Ticari işlerde faiz kapital yani anapara faizi ve temerrüt faizi olarak ikiye ayrılır. Kapital faizi belli bir para tutarının talep hakkına sahip bulunan alacaklıya bu paradan belli bir süre yoksun kalması nedeniyle borcun vadesine kadar ödenen karşılığı ifade eder. Temerrüt faizi ise zamanında ödenemeyen para borcu yüzünden temerrüde düşen borçlu tarafından ödenmesi gereken faizdir.
TTK MADDE 10- (1) Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar
gününden itibaren işlemeye başlar.

BK M.152 : Temerrüt faizi asıl alacağın zaman aşımına tabidir.

Kapital faizlerin ödenmesinde temerrüde düşülmesi halinde temerrüt faizi kural olarak icra takibine girişildiği veya davanın açıldığı tarihten itibaren talep edilebilir. Temerrüt faizinin geç ödenmesi halinde ise temerrüt faizi talep edilememektedir.

Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenebilir miktarı sözleşme ile belirlenen faiz oranına ise akdi faiz denmektedir.

Ticari İşlerde Faizin Özellikleri

Öngörülmemiş olsa dahi faize hak kazanılabilmektedir. Eğer verilen ödünç ticari iş niteliğinde ise sözleşmede kararlaştırılmamış bile olsa ödünç alanın kapital faizi ödemesi istenebilecektir.

TTK MADDE 20- (1) Tacir olan veya olmayan bir kişiye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir,
uygun bir ücret isteyebilir. Ayrıca, tacir, verdiği avanslar ve yaptığı giderler için, ödeme tarihinden itibaren faize hak kazanır.

Faizin belli devreler ile anaparaya eklenmesi ve bundan sonra anapara ve faizlerden oluşan yeni tutara tekrar faiz yürümesi halinde birleşik faizden söz edilebilecektir. Eğer her iki taraf da tacirse bu ortamdaki cari hesaplarda her iki taraf bakımından da ticari iş niteliğinde olan ödünç sözleşmelerde bileşik faiz uygulaması yapılabilir.

Faiz Oranları

Kapital Faiz

Notumuzun başında da belirttiğimiz üzere taraflar bu faiz oranını belirlemekte serbest bırakılmıştır ancak tabiki bu oranın belirlenmesi hususunda borçlar kanununun aşırı yararlanma yasağı veya ahlak kurallarının aşılması yasaklanmıştır. Buna dayanarak eğer aşırı yararlanma söz konusu ise borçlu bu sözleşmeden gabin hükümlerine dayanarak kurtulabilir. Ancak borçlu kişinin tacir olması halinde tacirin ticari işlerinde tecrübesizliği söz konusu olamayacağından sadece zor durmalarda kalması halinin varlığına dayanarak sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmesi söz konusu olabilir.,

İki tarafın da tacir olduğu sözleşmelerde tacirler faizi Borçlar kanunu hükümlerinden bağımsız olarak belirleyebilirler.

Sözleşmede gösterilmeyen ancak ödenmesi zorunlu olan kapital faiz oranı %9 olarak uygulanmaktadır.

Temerrüt Faizi

Eğer taraflar arasında bir oran belirlenmediyse bu oran %9 olarak hesaplanacaktır ancak taraflar bu oranı serbestçe kararlaştırabilir.

3095 Sayılı Kanun Madde 2 – (Değişik : 15/12/1999 – 4489/2 md.) Bir miktar paranın ödenmesinde
temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede
belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar
için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile
ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran
günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı
ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur.
Temerrüt faizi miktarının sözleşmede kararlaştırılmamış olduğu hallerde, akdi faiz miktarı
yukarıdaki fıkralarda öngörülen miktarın üstünde ise, temerrüt faizi, akdi faiz miktarından az
olamaz

Kambiyo senetlerinde bir poliçe veya bononun vadesinde ödenmemesi halinde senedin hamili müracat borçlarına başvurarak senedin ödenmemiş olan bedelini, eğer şart kılınmışsa işlemiş faizini,vadenin gelmesinden itibaren işleyecek faizini, protesto-ihbar masraflarını, komisyon ücretini isteyebilir.

Yabancı para borçlarında eğer sözleşme üzerinde aynen ödeme kaydı yer almamışsa borçlu ödemeyi vade günündeki kur üzerinden Türk Parası ile yapabilir. Ancak bu borç vadesinde ödenmemişse alacaklı borcun vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk Parası ile ödenmesini isteme hakkına da sahiptir. Temerrüt faizi ise yabancı para üzerinden hesaplanacaktır.

Türk Ticaret kanunu sadece iki durumda kapital faizde birleşik faiz uygulanmasına izin vermiştir. Eğer cari hesap sözleşmelerinde en az üç ay olmak şartıyla ve tarafların ikisi de tacir ise veya her iki taraf için de ticari nitelikte olan ödünç sözleşmesi var ise birleşik faiz uygulanabilmektedir. Bu iki hal dışında birleşik faiz uygulanırsa işletilen faiz yok hükmündedir.

Temerrüt faizine faiz yürütülemez aykırı yapılan sözleşmeler ise yok hükmünde olacaktır. Bu hususun iki istisnası bulunur. Tarafların sonradan anlaşma yaparak işlemiş temerrüt faizlerini anaparaya ekleyerek bu yolla bulunan yeni anaparaya temerrüt faizi yürütebilirler. İkinci istisna ise kambiyo senetlerindeki müracaat hakkının kullanılması halidir.

TİCARET HUKUKU NOTLARIMIZ İÇİN TIKLAYINIZ

TTK

Ticari İş

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir