

DELİLLER
Özellikleri:
– akla uygun olmalı
– gerçekçi olmalı
– olayı temsil edici olmalı
– muhakeme için önemli olmalı
CMK’DA NELER DELİLDİR
1.SANIK BEYANI:
– susma hakkı (kimliği dışında) vardır.
– yemin verdirmek yasaktır
-hiç kimse kendisini veya yakının suçlayıcı beyanatta bulunmaya zorlanamaz.
2.TANIK BEYANI:
*Tanıklar dinlenilmeleri için bir davetiye ile çağrılırlar ve gelmemeleri halinde gelmemelerinden doğan zararın kendilerine ödetileceği davetiyede bildirilir.
*Tanıklara dinlenilmezden evvel tanıklığı ehemmiyeti anlatılır. Daha sonrada tanığa doğruları söyleyeceğine dair yemin verdirilir. Soruşturma esnasında cumhuriyet savcıları da dinlenilen tanıklara yemin verdirirler.
*Tanıklık ehliyeti diye bir şey söz konusu değildir. akıl hastaları, çocuklar, yalan tanıklıktan mahkum olanlar dahi tanık olarak dinlenilebilir. Hatta hakim mağdurun dahi tanık olarak dinlenilmesine karar verebilir. Ancak sanık kendi davasında tanık olarak dinlenemez.
*Tanıklar teker teker dinlenilir. Tanıklıktan çekinme hakkı olanlar da vardır. Ancak bir kimsenin tanıklıktan çekinme hakkının olup olmadığına hakim karar verir. Tanıklar mümkün mertebe sözleri kesilmeden dinlenilirler. Tanıklardan sadece gördüklerini anlatmaları istenir. Yoksa tanıktan suçun kim tarafından işlenildiğine dair bir değerlendirme yapması istenmez.
2.1TANIKLIKTAN ÇEKİNME HAKKI
2.1.1. Tanıklıktan Çekilme Hakları (sınırsız):
1) sanığım nişanlısı
2) karı, koca
3) 3. dereceye kadar kan, 2. dereceye kadar sıhrı hısımlar
4)evlatlık
5)Usul – Fûru
2.1.2 Sınırlı Çekinme: (sanık razı olursa çekilemezler)
– Hekimler
– Ebeler
– Diş Hekimleri
*Mali Müşavirler
*Eczacılar
*Noterler
*Avukatlar ve stajyerleri (Avukatlar ve stajyerleri, sır sahibi muvafakat etse de yine de tanıklık yapmaktan çekinebilirler)
2.2.Tanıklık yapmaları izne tabi olanlar:
– memurlar, memuriyetten ayrılsalar bile memuriyeti ile ilgili konularda tanıklık yapamaz. İzin alması lazım.
– milletvekilleri, TBMM’den alacak
– Bakanlar, cumhurbaşkanından izin alacak
– Cumhurbaşkanı, kendisi takdir eder.
Not: tanıklıktan çekinme hakkı olanların yeminden çekinme hakları da vardır.
YEMİN VERDİRİLMESİ YASAK OLAN TANIKLAR
1. Akıl hastaları
2. 15 yaşından küçük çocuklar.
3. Yeminin ehemmiyetini anlayamayacak kadar malûl olanlar
4. Suça iştirakten, yataklıktan, yada suçluyu kayırmak, suç delillerini gizlemek, yok etmek hallerinden biri ile yargılananlar veya mahkum olanlar.
Not:
- YCMK ile devlet sırrı sebebi ile tanıklıktan çekinme artık kaldırmıştır
1. BELGELER Yazılı içeriğe sahip her belge.
2. BELİRTİLER Parmak izi, tekerin sürtünme izi
DELİLLERİ DEĞERLENDİRME ARAÇLARI
1.KEŞİF- OTOPSİ VE GÖZLEM ALTINA ALMA
1.1. GÖZLEM ALTINA ALINMA
- Fiili işlediği yolunda kuvvetli şüpheler bulunan şüpheli veya sanığın akıl hastası olup olmadığını, akıl hastası ise ne zamandan beri hasta olduğunu ve bunun, kişinin davranışları üzerindeki etkilerini saptamak için; uzman hekimin önerisi üzerine, Cumhuriyet savcısının ve müdafiin dinlenmesinden sonra resmî bir sağlık kurumunda gözlem altına alınmasına, soruşturma evresinde sulh ceza hâkimi, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından karar verilebilir.
- Şüpheli veya sanığın müdafii yoksa hâkim veya mahkemenin istemi üzerine, baro tarafından bir müdafi görevlendirilir.
- Gözlem süresi üç haftayı geçemez. Bu sürenin yetmeyeceği anlaşılırsa resmî sağlık kurumunun istemi üzerine, her seferinde üç haftayı geçmemek üzere ek süreler verilebilir; ancak sürelerin toplamı üç ayı geçemez.
- Gözlem altına alınma kararına karşı itiraz yoluna gidilebilir; ***itiraz, kararın yerine getirilmesini durdurur.
- Bir suça ilişkin delil elde etmek için, şüpheli veya sanığın bedeninin tıbbî muayenesine ya da vücudundan kan veya cinsel salgı gibi örnekler alınmasına, Cumhuriyet savcısı veya mağdurun istemiyle ya da re’sen hâkim veya mahkeme tarafından karar verilebilir.
- Üst sınırı iki yıldan daha az hapis cezasını gerektiren suçlarda kişi üzerinde beden muayenesi yapılamaz; kişiden kan, saç, tükürük, tırnak, cinsel salgı gibi örnek alınamaz.
1.2. KEŞİF
- Keşif, hâkim veya mahkeme veya naip hâkim ya da istinabe olunan hâkim veya mahkeme ile gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır. Keşif tutanağına, var olan durum ile olayın özel niteliğine göre varlığı umulup da elde edilemeyen delillerin yokluğu da yazılır.
- Keşif yapılması sırasında şüpheli, sanık, mağdur ve bunların müdafii ve vekili hazır bulunabilirler.
1.3. OTOPSİ
- Engelleyici sebepler olmadıkça ölü muayenesinden veya otopsiden önce ölünün kimliği her suretle ve özellikle kendisini tanıyanlara gösterilerek belirlenir ve elde edilmiş bir şüpheli veya sanık varsa, teşhis edilmek üzere ölü ona da gösterilebilir.
- Ölünün adlî muayenesinde tıbbî belirtiler, ölüm zamanı ve ölüm nedenini belirlemek için tüm bulgular saptanır.
- Otopsi, Cumhuriyet savcısının huzurunda biri adlî tıp, diğeri patoloji uzmanı veya diğer dallardan birisinin mensubu veya biri pratisyen iki hekim tarafından yapılır.
- Müdafi veya vekil tarafından getirilen hekim de otopside hazır bulunabilir. Zorunluluk bulunduğunda otopsi işlemi bir hekim tarafından da yapılabilir; bu durum otopsi raporunda açıkça belirtilir.
- Otopsi, cesedin durumu olanak verdiği takdirde, mutlaka baş, göğüs ve karnın açılmasını gerektirir.
- Ölümünden hemen önceki hastalığında öleni tedavi etmiş olan tabibe, otopsi yapma görevi verilemez. ***Ancak, bu tabibin otopsi sırasında hazır bulunması ve hastalığın seyri hakkında bilgi vermesi istenebilir.
- Gömülmüş bulunan bir ceset, incelenmesi veya otopsi yapılması için mezardan çıkarılabilir. Bu husustaki karar, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından verilir.
- Mezardan çıkarma kararı, araştırmanın amacını tehlikeye düşürmeyecekse ve ulaşılması da zor değilse ölünün bir yakınına derhâl bildirilir.
- Yeni doğanın cesedi üzerinde adlî muayene veya otopside, doğum sırasında veya doğumdan sonra yaşam bulgularının varlığı ve olağan süresinde doğup doğmadığı ve biyolojik olarak yaşamını rahim dışında sürdürebilecek kadar olgunlaşmış olup olmadığı veya yaşama yeteneği bulunup bulunmadığı saptanır.
2.BİLİRKİŞİ
Çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına re’sen, Cumhuriyet savcısının, katılanın, vekilinin, şüphelinin veya sanığın, müdafiinin veya kanunî temsilcinin istemi üzerine karar verilebilir. **Ancak hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukukî bilgi ile çözülmesi olanaklı konularda bilirkişi dinlenemez.
**İlgililer de merciinden, incelemeler yapılırken bilirkişiye teknik nitelikte bilgiler verebilecek olan ve ismen belirleyecekleri kişileri dinlemeleri veya bazı araştırmaların yapılması hususlarında karar verilmesini isteyebilir.
Hâkimin reddini gerektiren sebepler, bilirkişi hakkında da geçerlidir. Ret istemini davayı görmekte olan hâkim veya mahkeme inceler. Soruşturma evresinde, Cumhuriyet savcısınca kabul edilmeyen ret istemi sulh ceza hâkimince incelenir. Reddi isteyen kişi, bunun nedenini, dayandığı olguları göstererek açıklamakla yükümlüdür.
Tanıklıktan çekinmeyi gerektirecek sebepler bilirkişiler hakkında da geçerlidir. Bilirkişi, geçerli diğer sebeplerle de görüş bildirmekten çekinebilir.
Usulünce çağrıldığı hâlde gelmeyen veya gelip de yeminden, oy ve görüş bildirmekten çekinen bilirkişiler hakkında süresi üç ayı aşmamak kaydı ile disiplin hapsi uygulanır.
Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı da bu maddede gösterilen yetkileri kullanabilir.
Bilirkişiler, il adlî yargı adalet komisyonları tarafından her yıl düzenlenen bir listede yer alan gerçek veya tüzel kişiler arasından seçilirler. Cumhuriyet savcıları ve hâkimler, yalnız bulundukları il bakımından yapılmış listelerden değil, diğer illerde oluşturulmuş listelerden de bilirkişi seçebilirler. Bu listelerin düzenlenmesine veya listelerde yer verilenlerin çıkarılmalarına ilişkin esas ve usuller, yönetmelikte gösterilir.
Ancak kamu görevlileri, bağlı bulundukları kurumla ilgili davalarda bilirkişi olarak atanamazlar.
Bilirkişi olarak atanan bir *tüzel kişi ise, kendisi adına incelemeyi yapacak gerçek kişi veya kişilerin isimlerini, bilirkişi atayacak yargı merciinin onayına sunar.
Bilirkişiler görevlerine yemin ederek başlarlar. Yalnız bu ifade bilirkişilerin başlayacakları her işten evvel yemin edecekleri anlamına gelmez.
Bilirkişilik yapmak kural olarak zorunlu değildir. Ancak aşağıda sayılanların bilirkişilik yapmaları zorunludur: a) Resmî bilirkişilikle görevlendirilmiş olanlar ve listelerde yer almış bulunanlar. b) İncelemenin yapılması için bilinmesi gerekli fen ve sanatları meslek edinenler. c) İncelemenin yapılması için gerekli mesleği yapmaya resmen yetkili olanlar.
Bilirkişiler raporlarını üç ay içerisinde hazırlamak zorundadırlar. Ancak bu süre atamaya yetkili merci tarafından bir defaya mahsus tekrar uzatılması mümkündür.
Belirlenen süre içinde raporunu vermeyen bilirkişi hemen değiştirilebilir.
Bilirkişi, görevini yerine getirmek amacıyla bilgi edinmek için şüpheli veya sanık *dışındaki kimselerin de bilgilerine başvurabilir.
Gerekli olması halinde, bilirkişi, *mağdur, *şüpheli veya *sanığa mahkeme başkanı, hâkim veya Cumhuriyet savcısı aracılığı ile soru sorabilir. Ancak, mahkeme başkanı, hâkim veya Cumhuriyet savcısı, bilirkişinin doğrudan soru sormasına da izin verebilir. Muayene ile görevlendirilen hekim bilirkişi, görevini yerine getirirken zorunlu saydığı soruları, hâkim, Cumhuriyet savcısı ve müdafi bulunmadan da mağdur, şüpheli veya sanığa doğrudan doğruya yöneltebilir.
İncelemeleri sona erdiğinde bilirkişi yaptığı işlemleri ve vardığı sonuçları açıklayan bir raporu, kendisinden istenen incelemeleri yaptığını ayrıca belirterek, imzalayıp ilgili mercie verir veya gönderir. Mühür altındaki şeyler de ilgili mercie verilir veya gönderilir ve bu husus bir tutanağa bağlanır.
Bilirkişi raporunda, hâkim tarafından yapılması gereken hukukî değerlendirmelerde bulunulamaz. Bilirkişiye, inceleme ve seyahat gideri ile çalışmasıyla orantılı bir ücret ödenir.
Para ve Devlet tarafından çıkarılan tahvil ve Hazine bonosu gibi değerler üzerinde işlenen sahtecilik suçlarında, elkonulan para ve değerlerin hepsi, bunların asıllarını tedavüle çıkaran kurumların merkez veya taşra birimlerine incelettirilir.
KORUMA TEDBİRLERİ
Muhakeme faaliyetlerinin daha sağlıklı yürütülebilmesi için başvurulan tedbirlerdir.
– tutuklama – teminatla salıverme
– yakalama – yurtdışı yasağı
– el koyma – arama
ORTAK ŞARTLAR
gecikmezlik
orantılılık
görünüşte haklılık
ÖZELLİKLLERİ
– araçtır, hedefe ulaşmak için
– geçicidir
– zorlayıcıdır
– kanunilik ilkesi vardır.
-kıyas yoktur
– hürriyeti kısıtlayıcıdır
– ihtiyaridir (hakim isterse uygular)
TUTUKLAMA
*Suç işlediği hakkında kuvvetli belirti bulunan kimse olacak ve o kişinin tutuklanılmasını gerektiren bir sebep olacak. Bu sebepler: a) Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa. b) Şüpheli veya sanığın davranışları; Delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme, Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma, Hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa.
*Ancak Yeni Ceza Muhakemesi kanunumuz bazı suçların işlenilmiş olmasını bu tutuklama sebeplerinin birini gerçekleştiğine karine saymıştır. Bunlar: Soykırım ve insanlığa karşı suçlar, Kasten öldürme, İşkence, Cinsel saldırı, Çocukların cinsel istismarı, Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar, Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar, silah kaçakçılığı suçları, Bankalar kanunu kapsamındaki zimmet suçu, Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar.
*Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından, kovuşturma evresinde sanığın tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine veya re’sen mahkemece karar verilir. Dosya bölge adliye mahkemesine veya Yargıtay’a geldiğinde **salıverilme istemi hakkındaki karar, bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay ilgili dairesi veya Yargıtay Ceza Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılacak incelemeden sonra verilir; bu karar re’sen de verilebilir.
*Yeni Ceza Muhakemesi Kanunumuza göre artık **gıyabi tutuklama kararı verilemez.
*Şüpheli veya sanık yabancı olduğunda tutuklanma durumu, yazılı olarak karşı çıkmaması halinde, vatandaşı olduğu devletin konsolosluğuna bildirilir.
*Tutuklama kararına itiraz mümkündür. Şüpheli veya sanığın tutukluluk hâlinin *devamına veya *salıverilmesine hâkim veya mahkemece karar verilir. **Ret kararına itiraz edilebilir.
*Tutuklama istenildiğinde, şüpheli veya sanık, kendisinin seçeceği veya *baro tarafından görevlendirilecek bir müdafiin yardımından yararlanır.
*Cumhuriyet savcısı, şüphelinin adlî kontrol altına alınarak serbest bırakılmasını sulh ceza hâkiminden isteyebilir. Hakkında tutuklama kararı verilmiş şüpheli ve müdafii de aynı istemde bulunabilirler. Bu hâlde sulh ceza hâkimi, Cumhuriyet savcısı ile şüpheli ve müdafiini dinledikten sonra üç gün içinde karar verir.
*Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı *adlî kontrol veya tutuklamanın artık gereksiz olduğu kanısına varacak olursa, şüpheliyi *re’sen serbest bırakır. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğinde şüpheli serbest kalır.
- Ağır cezalık suçlar dışında bir kimse en çok 6 ay tutuklu kalabilir. Ancak bir kereye mahsus bu süre 4 ay daha uzatılabilir.
- Ağır cezalık suçlarda ise tutukluluk süresi en çok 2 yıldır. Ancak buy süre 3 yıl daha uzatılabilir.
- Bir kimsenin tutukluluk halinin devem edip etmeyeceği en geç 30 günde bir gözden geçirilir.
TUTUKLAMA YASAĞI OLAN HALLER
*İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde tutuklama kararı verilemez (CMK. m.100/1 Son cümle)
*Onbeş yaşını doldurmamış çocuklar hakkında üst sınırı beş yılı aşmayan hapis cezasını gerektiren fiillerinden dolayı tutuklama kararı verilemez. (ÇKK. m. 21)
*Sadece adlî para cezasını gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı bir yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez (CMK m. 100/4).
*Ancak adli kontrol hükümlerini isteyerek yerine getirmeyen şüpheli ve sanık hakkında, hükmedilebilecek hapis cezasının sınırı ne olursa olsun, yetkili yargı mercii hemen tutuklama kararı verebilir.
YAKALAMA
*Aşağıda belirtilen hâllerde, herkes tarafından geçici olarak yakalama yapılabilir:
a) Kişiye suçu işlerken rastlanması.
b) Suçüstü bir fiilden dolayı izlenen kişinin kaçması olasılığının bulunması veya hemen kimliğini belirleme olanağının bulunmaması.
*Soruşturma evresinde şüpheli kaçak ise, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından yakalama emri düzenlenebilir.
*Yakalanmış iken kolluk görevlisinin elinden kaçan şüpheli veya sanık ya da tutukevi veya ceza infaz kurumundan kaçan tutuklu veya hükümlü hakkında Cumhuriyet savcıları ve kolluk kuvvetleri de yakalama emri düzenleyebilirler.
*Kovuşturma evresinde kaçak sanık hakkında yakalama emri re’sen veya Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim veya mahkeme tarafından düzenlenir.
*Kolluk görevlileri, tutuklama kararı veya yakalama emri düzenlenmesini gerektiren ve gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde; Cumhuriyet savcısına veya âmirlerine derhâl başvurma olanağı bulunmadığı takdirde, yakalama yetkisine sahiptirler.
*Soruşturma ve kovuşturması şikâyete bağlı olmakla birlikte, çocuklara, beden veya akıl hastalığı, malûllük veya güçsüzlükleri nedeniyle kendilerini idareden aciz bulunanlara karşı işlenen suçüstü hallerinde kişinin yakalanması şikâyete bağlı değildir.
*Kolluk, yakalanan kişiye kanunî haklarını derhâl bildirir.
*Yakalama emrine konu işlemin yerine getirilmesi nedeniyle yakalama emrinin çıkarılma amacının ortadan kalkması durumunda mahkeme, hâkim veya Cumhuriyet savcısı tarafından yakalama emrinin derhâl iadesi istenir.
GÖZALTI
*Yakalanan kişi, Cumhuriyet Savcılığınca bırakılmazsa, soruşturmanın tamamlanması için gözaltına alınmasına karar verilebilir. Gözaltı süresi, Yakalama anından itibaren yirmidört saati geçemez.
*Gözaltına alma, bu tedbirin soruşturma yönünden zorunlu olmasına ve kişinin bir suçu işlediğini düşündürebilecek emarelerin varlığına bağlıdır.
*Toplu olarak işlenen suçlarda, delillerin toplanmasındaki güçlük veya şüpheli sayısının çokluğu nedeniyle; Cumhuriyet savcısı gözaltı süresinin, her defasında **bir günü geçmemek üzere, **üç gün süreyle uzatılmasına yazılı olarak emir verebilir. Gözaltı süresinin uzatılması emri gözaltına alınana derhâl tebliğ edilir.
*Yakalama işlemine, gözaltına alma ve gözaltı süresinin uzatılmasına ilişkin Cumhuriyet savcısının yazılı emrine karşı, *yakalanan kişi, *müdafii veya *kanunî temsilcisi, *eşi ya da birinci veya ikinci derecede kan hısımı, hemen serbest bırakılmayı sağlamak için **sulh ceza hâkimine başvurabilir.
*Sulh ceza *hâkimi incelemeyi evrak üzerinde yaparak derhâl ve nihayet *yirmidört saat dolmadan başvuruyu sonuçlandırır. Yakalamanın veya gözaltına alma veya gözaltı süresini uzatmanın yerinde olduğu kanısına varılırsa başvuru reddedilir ya da yakalananın derhâl soruşturma evrakı ile Cumhuriyet Savcılığında hazır bulundurulmasına karar verilir.
*Gözaltı süresinin *dolması veya *sulh ceza hâkiminin kararı üzerine serbest bırakılan kişi hakkında *yakalamaya neden olan fiille ilgili yeni ve yeterli delil elde edilmedikçe ve *Cumhuriyet savcısının kararı olmadıkça bir daha aynı nedenle yakalama işlemi uygulanamaz.
*Gözaltına alınan kişi bırakılmazsa, en geç bu süreler sonunda sulh ceza hâkimi önüne çıkarılıp sorguya çekilir. Sorguda müdafii de hazır bulunur.
*Yakalanan kişi, hakkında kamu davası açılmış ise hemen yetkili mahkemeye; kamu davası açılmamış ise, en yakın sulh ceza hâkimliğine götürülür.
*Şüpheli veya sanık yakalandığında, gözaltına alındığında veya gözaltı süresi uzatıldığında, Cumhuriyet savcısının emriyle bir yakınına veya belirlediği bir kişiye gecikmeksizin haber verilir.
*Yakalanan veya gözaltına alınan yabancı ise, **yazılı olarak karşı çıkmaması halinde, durumu, vatandaşı olduğu devletin konsolosluğuna bildirilir.
ARAMA
*Yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda makul şüphe varsa; şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerler aranabilir. Şüphelinin veya sanığın yakalanabilmesi veya suç delillerinin elde edilebilmesi amacıyla, diğer bir kişinin de üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerler aranabilir.
*Hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile kolluk görevlileri arama yapabilirler.
*Ancak **Avukat büroları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısının denetiminde aranabilir. Baro başkanı veya onu temsil eden bir avukat aramada hazır bulundurulur.
***Konutta, *işyerinde veya diğer *kapalı yerlerde gece vaktinde arama yapılamaz. Ancak *suçüstü veya *gecikmesinde sakınca bulunan hâller ile *yakalanmış veya *gözaltına alınmış olup da **firar eden kişi veya **tutuklu veya hükümlünün tekrar yakalanması amacıyla yapılan aramaların gece yapılması mümkündür.
*Cumhuriyet savcısı hazır olmaksızın konut, işyeri veya diğer kapalı yerlerde arama yapabilmek için o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan *iki kişi bulundurulur. Askerî mahallerde yapılacak arama, hâkim veya Cumhuriyet savcısının istem ve katılımıyla askerî makamlar tarafından yerine getirilir. **Kişinin avukatının aramada hazır bulunmasına engel olunamaz.
ELKOYMA
*Hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile kolluk görevlileri, elkoyma işlemini gerçekleştirebilir.
*Elkoyma işlemi, suçtan zarar gören mağdura gecikmeksizin bildirilir.
*Cumhuriyet savcısının yazılı emri yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını elkoymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi hâlde elkoyma kendiliğinden kalkar.
*Askerî mahâllerde yapılacak elkoyma işlemi, hâkim veya Cumhuriyet savcısının istem ve katılımıyla askerî makamlar tarafından yerine getirilir.
*İspat aracı olarak yararlı görülen ya da eşya veya kazanç müsaderesinin konusunu oluşturan malvarlığı değerleri, muhafaza altına alınır.Yanında bulunduran kişinin rızasıyla teslim etmediği bu tür eşyaya elkonulabilir.
*Bir suç olgusuna ilişkin bilgileri içeren belgeler, ***Devlet sırrı olarak mahkemeye karşı gizli tutulamaz. Ne var ki Devlet sırrı niteliğindeki bilgileri içeren belgeler, *ancak mahkeme hâkimi veya heyeti tarafından incelenebilir. Bu belgelerde yer alan ve sadece yüklenen suçu açıklığa kavuşturabilecek nitelikte olan bilgiler, hâkim veya mahkeme başkanı tarafından tutanağa kaydettirilir. Devlet sırrı olan belgeler, hapis cezasının alt sınırı beş yıl veya daha fazla olan suçlarla ilgili olarak uygulanır.
* Şüpheli veya sanık ile tanıklıktan çekinebilecek kimseler arasındaki mektuplara ve belgelere; bu kimselerin *nezdinde bulundukça elkonulamaz.
*Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri ile basın araçları suç aleti oldukları gerekçesi ile zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz. (AY. m. 30. 2004 Anayasa değişikliği)
***Soruşturma veya kovuşturma konusu suçun işlendiğine ve bu **suçlardan elde edildiğine dair kuvvetli şüphe sebebi bulunan hallerde, ve parantez içerisinde verilen suçlardan birinin işlenilmesi halinde (Türk Ceza Kanununda tanımlanan;Soykırım ve insanlığa karşı suçlar, Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti, Hırsızlık, Yağma, Güveni kötüye kullanma, Dolandırıcılık, Hileli iflas, Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, Parada sahtecilik, Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, İhaleye fesat karıştırma, Edimin ifasına fesat karıştırma, Zimmet, İrtikap, Rüşvet, Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar, Silahlı örgüt veya bu örgütlere silah sağlama suçları, Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk suçları, silah kaçakçılığı suçları, Bankalar Kanununun kapasmında işlenen zimmet suçu, Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar) şüpheli veya sanığa ait; Taşınmazlara, Kara, deniz veya hava ulaşım araçlarına, Banka veya diğer malî kurumlardaki her türlü hesaba, Gerçek veya tüzel kişiler nezdindeki her türlü hak ve alacaklara, Kıymetli evraka, Ortağı bulunduğu şirketteki ortaklık paylarına, Kiralık kasa mevcutlarına, Diğer malvarlığı değerlerine, Elkonulabilir. Bu taşınmaz, hak, alacak ve diğer malvarlığı değerlerinin şüpheli veya sanıktan başka bir kişinin zilyetliğinde bulunması halinde dahi, elkoyma işlemi **ancak hakim kasraı ile yapılabilir.
*Taşınmaza elkonulması kararı, tapu kütüğüne şerh verilmek suretiyle icra edilir. Kara, deniz ve hava ulaşım araçları hakkında verilen elkoyma kararı, bu araçların kayıtlı bulunduğu sicile şerh verilmek suretiyle icra olunur.
*Suçun bir şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmekte olduğu hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için gerekli olması halinde ve parantez içerisindeki suçlardan birinin işlenilmiş olması halinde (Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti, Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, Parada sahtecilik,Fuhuş, Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama, Zimmet, Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, Silahlı örgüt veya bu örgütlere silah sağlama, Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk Suçları, silah kaçakçılığı suçları, Bankalar Kanunu kapsamındaki zimmet suçu, Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar); **hâkim veya **mahkeme, şirket işlerinin yürütülmesiyle ilgili olarak kayyım atayabilir. Kayyım tayinine ilişkin karar, ticaret sicili gazetesinde ve diğer uygun vasıtalarla ilan olunur.
*Hâkim veya mahkemenin kayyım hakkında takdir etmiş bulunduğu ücret, şirket bütçesinden karşılanır. Ancak, soruşturma veya kovuşturma konusu suçtan dolayı kovuşturmaya yer olmadığı veya beraat kararının verilmesi halinde; ücret olarak şirket bütçesinden ödenen paranın tamamı, kanunî faiziyle birlikte Devlet Hazinesinden karşılanır.
*Bilgisayar kayırlarını çözdürülmesine ve bilgisayar kayıtlarına elkonulmasına **hakim kara verebilir.
*Zorla Getirme Kural olarak hakim, istinaen savcı yetkili (YCMK’da sayılmamış)
ADLİ KONTROL (YCMK)
*Tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, *üst sınırı “üç” yıl veya “daha az hapis cezasını gerektiren” bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmada, şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilebilir.
*Kanunda tutuklama yasağı öngörülen hallerde de, adlî kontrole ilişkin hükümler uygulanabilir.
*Şüpheli, Cumhuriyet savcısının istemi ve **sulh ceza hâkiminin kararı ile soruşturma evresinin her aşamasında adlî kontrol altına alınabilir. Adlî kontrole ilişkin kararlara **itiraz edilebilir.
*Adlî kontrol, şüphelinin aşağıda gösterilen bir veya birden fazla yükümlülüğe tabi tutulmasını içerir: a)Yurt dışına çıkamamak, b) Hâkim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak, c) Hâkimin belirttiği merci veya kişilerin çağrılarına ve gerektiğinde meslekî uğraşlarına ilişkin veya eğitime devam konularındaki kontrol tedbirlerine uymak, d) Her türlü taşıtları veya bunlardan bazılarını kullanamamak ve gerektiğinde kaleme, makbuz karşılığında sürücü belgesini teslim etmek, e) Özellikle uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla, hastaneye yatmak dahil, tedavi veya muayene tedbirlerine tâbi olmak ve bunları kabul etmek, f) Şüphelinin parasal durumu göz önünde bulundurularak, miktarı ve bir defada veya birden çok taksitlerle ödeme süreleri, Cumhuriyet savcısının isteği üzerine hâkimce belirlenecek bir güvence miktarını yatırmak, g) Silâh bulunduramamak veya taşıyamamak, gerektiğinde sahip olunan silâhları makbuz karşılığında adlî emanete teslim etmek, h) Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim tarafından miktarı ve ödeme süresi belirlenecek parayı suç mağdurunun haklarını güvence altına almak üzere aynî veya kişisel güvenceye bağlamak, i) Aile yükümlülüklerini yerine getireceğine ve adlî kararlar gereğince ödemeye mahkûm edildiği nafakayı düzenli olarak ödeyeceğine dair güvence vermek.
TELEKOMÜNİKASYON YOLU İLE
İLETİŞİMİN DENETLENİLMESİ (YCMK)
*Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturmalarda, suç işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması ve parantez içerisinde sayılan suçlardan birinin işlenilmiş olması (Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti, Kasten öldürme, İşkence, Cinsel saldırı (birinci fıkra hariç, madde, Çocukların cinsel istismarı, Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, Parada sahtecilik, Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, İhaleye fesat karıştırma, Rüşvet, Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, Silahlı örgüt veya bu örgütlere silah sağlama, Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk suçları, silah kaçakçılığı suçları, Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar)durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi tespit edilebilir, dinlenebilir ve kayda alınabilir.
* Şüpheli veya sanığa yüklenen suç dolayısıyla **müdafiin bürosu, **konutu ve yerleşim yerindeki telekomünikasyon araçları hakkında, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi koruma tedbiri uygulanmaz.
*Cumhuriyet savcısı kararını derhâl hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmidört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi halinde tedbir Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl kaldırılır. Elde edilen bilgiler gizli tutulur.
*Şüphelinin tanıklıktan çekinebilecek kişilerle arasındaki iletişimi **kayda alınamaz.
*Tedbir kararı **en çok üç ay için verilebilir; **bu süre, bir defa daha uzatılabilir.
*Arama veya elkoyma koruma tedbirlerinin uygulanması sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ancak, diğer bir suçun işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse; bu delil **muhafaza altına alınır ve durum **Cumhuriyet Savcılığına derhâl bildirilir.
GİZLİ SORUŞTURMACI (YCMK)
*Soruşturma konusu suçun işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması ve başka surette delil elde edilememesi ve parantez içerisindeki suçlardan birinin işlenilmiş olması halinde, (Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, Silahlı örgüt veya bu örgütlere silah sağlama, silah kaçakçılı, suçlar) hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı kararı ile kamu görevlileri gizli soruşturmacı olarak görevlendirilebilir.
*Soruşturmacının kimliği değiştirilebilir. **Bu kimlikle hukukî işlemler yapılabilir.
*Soruşturmacının kimliği, görevinin sona ermesinden sonra da gizli tutulur.
*Soruşturmacı, faaliyetlerini izlemekle görevlendirildiği örgüte ilişkin her türlü araştırmada bulunmak ve bu örgütün faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili delilleri toplamakla yükümlüdür.
*Soruşturmacı, **görevini yerine getirirken suç işleyemez ve **görevlendirildiği örgütün işlemekte olduğu suçlardan sorumlu tutulamaz.
*Soruşturmacı görevlendirilmesi suretiyle elde edilen kişisel bilgiler, görevlendirildiği ceza soruşturması ve kovuşturması dışında kullanılamaz.
TEKNIK ARAÇLARLA İZLEME (YCMK)
*Aşağıdaki suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebepleri bulunması ve başka suretle delil elde edilememesi hâlinde ve parantez içerisindeki suçlardan birinin işlenilmiş olması halinde (Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti, Kasten öldürme, Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, Parada sahtecilik, Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, İhaleye fesat karıştırma, Rüşvet, Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, Silahlı örgüt veya bu örgütlere silah sağlama, Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk Suçları, silah kaçakçılığı suçları,Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar), şüpheli veya sanığın *kamuya açık yerlerdeki faaliyetleri ve* işyeri teknik araçlarla izlenebilir, ses veya görüntü kaydı alınabilir.
*Teknik araçlarla izlemeye hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde **Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilir. Cumhuriyet savcısı tarafından verilen kararlar yirmidört saat içinde hâkim onayına sunulur.
*Bu madde hükümleri, kişinin konutunda uygulanamaz.
*teknik araçlarla izleme kararı **en çok dört haftalık süre için verilebilir. Bu süre gerektiğinde **bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir.
*Elde edilen deliller, yukarıda sayılan suçlarla ilgili soruşturma ve kovuşturma dışında kullanılamaz; ceza kovuşturması bakımından gerekli olmadığı taktirde Cumhuriyet savcısının gözetiminde derhâl yok edilir.
KORUMA TEDBİRLERİ NEDENİYLE TAZMİNAT
Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında; Kanunlarda belirtilen koşullar dışında yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilen, kanunî gözaltı süresi içinde hâkim önüne çıkarılmayan, kanunî hakları hatırlatılmadan veya hatırlatılan haklarından yararlandırılma isteği yerine getirilmeden tutuklanan, kanuna uygun olarak tutuklandığı hâlde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen, kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen,mahkûm olup da gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği süreleri, hükümlülük sürelerinden fazla olan veya işlediği suç için kanunda öngörülen cezanın sadece para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezayla cezalandırılan ( **Bu son iki halde ilgili mercile haksız olarak tutuklana kişiye tazminat isteme hakkı olduğunu bildirir ve bu husus karada da belirtilir), yakalama veya tutuklama nedenleri ve haklarındaki suçlamalar kendilerine, yazıyla veya bunun hemen olanaklı bulunmadığı hâllerde sözle açıklanmayan, yakalanmaları veya tutuklanmaları yakınlarına bildirilmeyen, hakkındaki arama kararı ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilen, eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen, kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler.
TAZMİNAT İSTEMİNİN KONUSU- USULÜ- KOŞULLARI
- Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir.
- İstem, zarara uğrayanın *oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanır.
- Dilekçesindeki bilgi ve belgelerin yetersizliği durumunda mahkeme, eksikliğin bir ay içinde giderilmesini, aksi hâlde istemin reddedileceğini ilgiliye duyurur. Süresinde eksiği tamamlanmayan dilekçe, mahkemece, itiraz yolu açık olmak
- Mahkeme, dosyayı inceledikten sonra yeterliliğini belirlediği dilekçe ve eki belgelerin bir örneğini Devlet Hazinesinin kendi yargı çevresindeki temsilcisine tebliğ ederek, varsa beyan ve itirazlarını onbeş gün içinde yazılı olarak bildirmesini ister.üzere reddolunur.
- Karara karşı, istemde bulunan, Cumhuriyet savcısı veya Hazine temsilcisi, istinaf yoluna başvurabilir; inceleme öncelikle ve ivedilikle yapılır.
TAZMİNATIN GERİ ALINMASI
- Kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararı sonradan kaldırılarak, hakkında kamu davası açılan ve mahkûm edilenlerle
- Yargılamanın aleyhte yenilenmesiyle beraat kararı kaldırılıp mahkûm edilenlere ödenmiş tazminatların mahkûmiyet süresine ilişkin kısmı, Cumhuriyet savcısının yazılı istemi ile aynı mahkemeden alınacak kararla kamu alacaklarının tahsiline ilişkin mevzuat hükümleri uygulanarak geri alınır. Bu karara itiraz edilebilir.
Ayrıca;
- Devlet, ödediği tazminattan dolayı, koruma tedbiriyle ilgili olarak görevini kötüye kullanan kamu görevlilerine rücu eder.
- İftira konusunu oluşturan suç veya yalan tanıklık nedeniyle gözaltına alınma ve tutuklama halinde; Devlet, iftira eden veya yalan tanıklıkta bulunan kişiye de rücu eder.
TAZMİNAT İSTEYEMEYECEK KİŞİLER
- Gözaltı ve tutukluluk süresi başka bir hükümlülüğünden *indirilenler.
- Tazminata hak kazanmadığı hâlde, sonradan yürürlüğe giren ve lehte düzenlemeler getiren kanun gereği, durumları tazminat istemeye uygun hâle dönüşenler.
- Genel veya özel af, şikâyetten vazgeçme, uzlaşma gibi nedenlerle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına veya davanın düşmesine karar verilen
- Kamu davası geçici olarak durdurulan veya kamu davası ertelenen veya düşürülenler.
- Kusur yeteneğinin bulunmaması nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilenler.
- Adlî makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar.
CEZA YARGILAMASININ KONUSU
–Kişi –fiil
BAĞLANTI VE BAĞLANTI TÜRLERİ
- Davaların birleştirilmesinde fayda olacak
- Davaların birleştirilmesi mümkün olacak
- Davaların birleştirilebilmesi için birleştirilecek davalar arasında bağlantı olacak.
- Bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine ve ayrılmasına kovuşturmanın her aşamasında yüksek görevli mahkeme kara verir.
- Eğer bir kimse birden çok suçun faili ise subjektif dava birlemesi söz konusu olur.
- Eğer bir fiilin birden çok faili olursa objektif dava birleşmesinden bahsedilir. Bu iki durumu birlikte kapsayan kavram ise dar bağlantı olarak adlandırılmaktadır.
- Suçun işlenilmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme halinde de bağlantı var sayılır.
- Objektif ve subjektif bağlantı dışında da aralarında bağlantı bulunanan davaların birleştirilmesi mümkündür ki buna da geniş bağlantı denilmektedir.
- Birleştirilecek uyuşmazlıkların tümü aynı cinsten ise tek çeşit bağlantı, farklı cinsten ise karmaşık bağlantıdan söz edilir.
BİRLEŞTİRME YASAĞI
- Çocukların yetişkinlerle birlikte suç işlemesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturma ayrı yürütülür.
- Bu hâlde de çocuklar hakkında gerekli tedbirler uygulanmakla beraber, mahkeme lüzum gördüğü takdirde çocuk hakkındaki yargılamayı genel mahkemedeki davanın sonucuna kadar bekletebilir.
- Davaların birlikte yürütülmesinin zorunlu görülmesi hâlinde, genel mahkemelerde, yargılamanın her aşamasında, mahkemelerin uygun bulması şartıyla birleştirme kararı verilebilir. Bu takdirde birleştirilen davalar genel mahkemelerde görülür. (ÇKK. m.17).
- Kaçıkçılık suçlarının yargılamaları ile diğer yargılamalar birleştirilemez (KK. m59)
- Askeri Ceza Kanunu kapsamındaki suçlar diğer yargılamalarla birleştirilemez.
- İcra mahkemelerindeki ceza davaları ile genel mahkemelerdeki ceza davaları birleştirilemez.
BİRLEŞTİRME MECBURİYETİ
- Askeri Ceza Kanunu kapsamındaki bir suça asker olmayanlarda iştirak ederse her iki failin de askeri mahkemede yargılanılması zorunludur. Ancak eğer genel Ceza Kanunu kapsamındaki bir suç söz konusu ise her iki fail de genel ceza mahkemelerinde yargılanacaktır.
- Ceza yargılaması faaliyeti yürürken ortaya çıkan yaş ile alakalı problemleri de cezai uyuşmazlığı çözmekle mükellef ceza mahkemesi giderir.
CEZA YARGILAMASININ YÜRÜYÜŞÜ
Not: Hazırlık soruşturması ve son soruşturma olarak yürütülen yargılama süreci Yeni CMK’na göre, artık soruşturma ve kovuşturma adları altında yürütülecektir.
1.SORUŞTURMA
Kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evreye denir.
1.1.Özellikleri
- Gizlidir
- Dağınıktır
- Yazılıdır
- Sulh Ceza Hakiminin yaptığı işlemler hariç idaridir
- Soruşturma aşaması suç haberinin alınması ile başlar.
- Suç haberi ya ihbar, ya bildirim, ya, şikayet, ya da savcının suçu re’sen öğrenmesi ile gerçekleşir.
- Suç haberinin alan savcı emrindeki kolluk kuvvetlerinin de desteği ile delil toplamaya başlar.
- Soruşturma aşaması iki şekilde sona erer:
- Toplanılan deliller kamu davası açılması için yeterli değilse ise savcı dava açılmasına yer olmadığına karar verir.
- Şayet elde edilen deliller kamu davasının açılması için yeterli ise savcı iddianame düzenler. İddianame mahkemece kabul edilince dava açılmış olur.
Sözü edilen bu iki hal de soruşturma aşamasının sona erdiği anlamına gelir.
2.KOVUŞTURMA
İddianamenin kabulüyle başlayıp hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreye denir.
2.1.İDDİANAMENİN İADESİ
- Mahkeme, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren 15 gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra; iddianamenin eksik ve hatalı noktalarını belirterek iddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verir.
- Önödemeye tâbi işlerde, *ön ödeme usulü uygulanmaksızın, *uzlaşmaya tabi işlerde ise uzlaşma yolu işletilmezden kamu davası açılamaz. Aksi takdirde iddianame iade edilir.
- Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir.
Ancak iki halde iddianamenin iadesi mümkün değildir:
1-Suçun hukuki nitelendirilmesi gerekçe gösterilerek iddianame iade edilemez.
2-İlk iade kararında belirtilmeyen sebeplere istinaden iddianamenin iadesi mümkün değildir.
*İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.
2.2.Özellikleri
- Topludur
- Sözlüdür
- Yargısaldır
- Alenidir
YARGILAMA ALENİDİR KURALININ İKİ İSTİSNASI VARDIR
a.İhtiyari Gizlilik. Kamu düzeninin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde duruşmanın bir kısmının ya da tamamının gizli yapılmasına hakim karar verebilir. Ancak bu halde hüküm aleni olarak deklere edilir.
b.Mecburi Gizlik. 18 yaşından küçük kimselerin duruşmaları mutlaka gizli yapılır. Hatta hüküm dahi gizli olarak açıklanır.
*Son soruşturma aşaması sanıkların, tanıkların yoklaması ile başlar. Daha sonra taraflara söz verilir. En son söz sanığa verilir. Daha sonra da hakim hüküm verir.
CMK’DA NELER HÜKÜMDÜR?
1.Mahkumiyet: Sanığın suçu işlemiş olmasının sabit olması halinde verilir.
2.Beraat:
a) Sanığı suçu işlememiş olması halinde
b)Ya da işlenilen suçun sanık tarafından işlenilmemiş olması halinde
c) Ya da sanığın işlediği iddia edilen suçun kanunda suç sayılmamış olması halinde
d)Ya da sanığın işlediği iddia edilen suçun kanunda suç olmaktan çıkarılmış olması halinde beraat kararı verilir.
e) İşlenilen suç açısından failin kast ya da taksirinin bulunmaması
f)Fail açısından işlenilen suçta bir hukuka uygunluk sebebinin varlığı.
*Derhal beraat kararı verilebilecek hallerde durma, düşme ya da ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilemez.
*Sanık lehine olabilecek bir hükmün tatbik edilmemesi sonucu dahi olsa eğer sanık beraat etmiş ise, sanık lehine bir kurala muhalefet edildiği gerekçesi ile verilen beraat kararının bozdurulması için savcının kanun yollarına müracaatı mümkün değildir.
*Ancak sanık lehine bir kurala muhalefet edilmesi halinde şayet, sanık mahkum olmuş ise elbette ki bu hükmün bozdurulması için kanun yoluna başvurmak herkes için açıktır.
3.Davanın reddi: a)Aynı konuda yürüyen başka bir dava varsa b)Aynı konuda daha önce verilmiş kesin hüküm varsa
4.Davanın düşmesi:
a)Genel af
b)Şikayetten vazgeçme
c)Ölüm
d)Önödeme
e)Uzlaşma
f)Soruşturma ya da kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması halinde
*Muhakemenin durması: (yargılamanın durması) YCMK’da artık hüküm olarak sayılmamıştır. Ancak bu durum muhakemenin durması kararının mahkemeler tarafından verilemeyeceği anlamına gelmez. Muhakemenin durması kararı mahkemelerce verilebilecek, ancak bu karar, hüküm niteliğini taşımayan bir ara karar olacaktır.)
5.Ceza Verilmesine yer olmadığına dair karar: (YCMK ile getirildi)
a)Suçu işleyen açısından yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağırlık ya da dilsizlik hali söz konusu ise
b)Suçu işleyen açısından cebir, şiddet veya tehdit varsa
c)Kusurluluğu ortadan kaldıran hata hali söz konusu ise
d)Karşılıklı hakaret söz konusu ise
e)Şahsi cezasızlık hali söz konusu ise
f)İşlenilen suç açısından etkin pişmanlık hali gerçekleşmiş ise
g) Hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle yada zorunluluk hali sonucu suç işlenmiş ise
6.Güvenlik tedbirine hükmedilmesi (YCMK ile hüküm olarak sayılmıştır)
7.Farklı yargı kolunun görevine girdiği gerekçesi ile verilip de kesinleşmiş olan görevsizlik kararı (YCMK ilehüküm olarak sayılmıştır)
KANUN YOLLARI
- Adi Kanun Yolları (Olağan)
*İtiraz
*İstinaf (Yeni CMK ile getirildi)
*Temyiz (hüküm kesinleşmiş değildir henüz.)
2) Olağanüstü Kanun Yolları
*Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itirazı.
*Yargılanmanın Yenilenmesi
*Yazılı Emir ( Kanun yararına bozma)
*Yeni CMK Karar düzeltme yoluna yer vermemiştir.
KANUN YOLLARI İLE ALAKALI GENEL BİLGİLER
*Kanun yolarında müracaat kararı veren makama yapılır.
*Kanun yollarına müracaat hakkı, savcıya, müdahile, eşe, kanuni temsilciye, vekile, müdafie, sanığa, şüpheliye tanınmıştır.
*Kanun yolunda başvuru; süresinde yapılmamış ise, kanun yolunagidilemeyecek bir konuda başvuru yapılmış ise ya da başvuranın kanun yolunu işletmeye hakkı yoksa başvuru hükmü veren mahkeme tarafından reddedilir. (kabule şayan görülmeme). Ancak bu karara karşı itiraz yolu açıktır.
*İstinaf ya da temyiz sonucu ilk derece mahkemesinin kararı bozulmuş ise, yeni yargılama neticesinde ilk karardakinden daha ağır bir cezaya hükmedilemez. Ancak elbette ki daha ağır cezayı gerektiren suç nitelemesi yapılabilir. Bunun sebebi insanların kanun yoluna gitmesinden korkmalarını engellemektir.
*Sanık aleyhine bir kurala muhalefet edilmiş olmasına rağmen sanık lehine bir hüküm verilmiş ise, bu durum savcıya verilen kararı sanıl aleyhine bozdurma hakkını verecek şekilde yorumlanamaz. Ancak eğer sanık lehine ya da aleyhine bir kurala aykırı davranılması sonucu sanık aleyhine bir hüküm verilmiş ise hiç kuşkusuz bu kuralın bozdurulması için kanun yollarını işletmek mümkündür.
*Eğer iştirak halinde işlene bir suçta, şeriklerden sadece biri temyiz yolunu işletmiş ise, kara da Yargıtay tarafından lehe bozulmuş ise, bozulma sebebi başvurmayanları da kapsayabilecek veya onlara uygulanabilecek bir karar ise, onlar Yargıtay’a temyiz istemi ile müracaat etmemiş olsalar dahi yinede lehe bozulan karadan istifade ederler.
*olağan kanun yolları hükmün kesinleşmesinden evvel işletilebilen kanun yollarıdır.
A) OLAĞAN KANUN YOLLARI
1.İTİRAZ
- Hakimlik makamı kararlarına, kanunda belirtilen hallerde de mahkeme karalarına karşı gidilebilen bir kanun yoludur.
- YCMK adi itiraz – acele itiraz ayrımını kaldırmıştır.
- İtiraz, itiraz edilen kararın icrasını tehir etmez. Ancak hakim aksine karar verebilir. Ne var ki gözlem altına alınma kararına karşı itiraz etmiş olmak kararın icrasını durdurur (CMK. m.74/5)
- İtiraz kararı veren makama başvurmak sureti ile gerçekleştirilir.
- Kararı veren makam, verdiği karar üzerinde bir değişiklik yapmazsa kararı üç gün içerisinde yetkili mercie gönderir.
- İtirazda süre itiraz edilecek kararın öğrenilmesinden itibaren yedi gündür.
- İtirazı ilgili makam duruşmasız olarak karara bağlar.
2.İSTİNAF
- İlk Derece Mahkemelerinin Verdiği Hükümler İçin İşletilen Bir Kanun Yoludur.
- İstinaf başvurusunu bölge adliye mahkemeleri inceler.
- 15 Yıl Ve Daha Fazla Hapsi Gerektiren Cezalar, Talep Olmasa da Bölge Adliye Mahkemesi Tarafından Resen İncelenir.
- İstinaf yoluna sanık lehine başvurulmuşsa, yeniden verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz.
- Bölge Adliye Mahkemesi Karar Ve Hükümlerine Karşı Direnilemez.
- Bölge Adliye Mahkemelerinin Bozma Kararlarına Karşı Temyiz Yolu Kapalıdır.
- İstinaf Başvurusu Hükmün Açıklanmasından İtibaren Yedi Gün İçerisinde Yapılmalıdır.
- Hükümden önce verilip hükme esas teşkil eden veya başkaca kanun yolu öngörülmemiş olan mahkeme kararlarına karşı da hükümle birlikte istinaf yoluna başvurulabilir.
- Ancak;
a) Sonuç olarak belirlenen ikibin lira dahil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine,
b) Üst sınırı beşyüz günü geçmeyen adlî para cezasını gerektiren suçlardan beraat hükümlerine,
c) Kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümlere, Karşı istinaf yoluna başvurulamaz.
- Süresi içinde yapılan istinaf başvurusu, hükmün kesinleşmesini engeller.
- Bölge adliye mahkemesinin yetkili olmadığının anlaşılması hâlinde dosyanın yetkili bölge adliye mahkemesine gönderilmesine,
- Bölge adliye mahkemesine başvurunun süresi içinde yapılmadığının, incelenmesi istenen kararın bölge adliye mahkemesinde incelenebilecek kararlardan olmadığının, başvuranın buna hakkı bulunmadığının anlaşılması hâlinde istinaf başvurusunun reddine, Karar verilir.
Bölge adliye mahkemesinde inceleme ve kovuşturma
- İlk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine,
- İlk derece mahkemesinin kararında parantez içerisinde sayılan hallere dair (Temyiz dilekçesi veya beyanında gösterilmiş olmasa da aşağıda yazılı hâllerde hukuka kesin aykırılık var sayılır:a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması. b) Hâkimlik görevini yapmaktan kanun gereğince yasaklanmış hâkimin hükme katılması. c) Geçerli şüphe nedeniyle hakkında ret istemi öne sürülmüş olup da bu istem kabul olunduğu hâlde hâkimin hükme katılması veya bu istemin kanuna aykırı olarak reddedilip hâkimin hükme katılması. d) Mahkemenin kanuna aykırı olarak davaya bakmaya kendini görevli veya yetkili görmesi. e) Cumhuriyet savcısı veya duruşmada kanunen mutlaka hazır bulunması gereken diğer kişilerin yokluğunda duruşma yapılması. f) Duruşmalı olarak verilen hükümde açıklık kuralının ihlâl edilmesi. g) Hükmün gerekçeyi içermemesi. h) Hüküm için önemli olan hususlarda mahkeme kararı ile savunma hakkının sınırlandırılmış olması. i) Hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delile dayanması) bir hukuka aykırılık nedeninin bulunması durumunda hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilmesine.
- İlk derece mahkemesinin kararının yukarıda parantez içerisinde sayılan haller dışındaki sebepler sonucu hukuka aykırılığı Bölge Adliye Mahkemesi tarafından tespit edilirse, Bölge Adliye Mahkemesi gerekli tedbirleri aldıktan sonra ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına, Karar verir.
3.TEMYİZ
- Bölge Adliye Mahkemelerinin Verdiği Kararlara Karşı Söz Konusu Olan Bir Kanun Yoludur.
- **İlk derece mahkemelerinden sadece ağır ceza mahkemelerinin iadeye ilişkin karalarına karşı Yargıtay’a temyiz yolu ile müracaat edilebilir.
- Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma dışında kalan hükümleri temyiz edilebilir.
Ancak; ( a) İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları, b) İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları, c) Sulh ceza mahkemesinin görevine giren suçlarla ilgili olarak ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları, d) Adlî para cezasını gerektiren suçlarda ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere ilişkin suç niteliğini değiştirmeyen bölge adliye mahkemesi kararları, e) Sadece eşya veya kazanç müsaderesine veya bunlara yer olmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi kararlarını değiştirmeyen bölge adliye mahkemesi kararları, f) On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen beraat kararları ile istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları, g) Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine veya istinaf başvurusunun reddine dair kararlar, h) Yukarıdaki bentlerde yer alan sınırlar içinde kalmak koşuluyla aynı hükümde, cezalardan ve kararlardan birden fazlasını içeren bölge adliye mahkemesi kararları,Temyiz edilemez)
- Temyiz Talebi Sadece Hükmün Hukuka Aykırılığına Dayandırılabilir.
Yargıtay Yalnız Temyiz Talebinde Belirtilen Hususlarla Alakalı Konularla Sınırlı Olarak İnceleme Yapar.
- Ne var ki bu ifade, Hüküm, temyiz dilekçesinde gösterilen sebeplerle bozulduğunda, dilekçede açıklanmış olmasa bile saptanan bütün diğer hukuka aykırılık hâllerinin de ilâmda Yargıtay ilamında gösterilmesine engel değildir.
- Ancak parantez içerisinde sayılan hukuka aykırılık hallerine dair(Temyiz dilekçesi veya beyanında gösterilmiş olmasa da aşağıda yazılı hâllerde hukuka kesin aykırılık var sayılır:a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması. b) Hâkimlik görevini yapmaktan kanun gereğince yasaklanmış hâkimin hükme katılması. c) Geçerli şüphe nedeniyle hakkında ret istemi öne sürülmüş olup da bu istem kabul olunduğu hâlde hâkimin hükme katılması veya bu istemin kanuna aykırı olarak reddedilip hâkimin hükme katılması. d) Mahkemenin kanuna aykırı olarak davaya bakmaya kendini görevli veya yetkili görmesi. e) Cumhuriyet savcısı veya duruşmada kanunen mutlaka hazır bulunması gereken diğer kişilerin yokluğunda duruşma yapılması. f) Duruşmalı olarak verilen hükümde açıklık kuralının ihlâl edilmesi. g) Hükmün gerekçeyi içermemesi. h) Hüküm için önemli olan hususlarda mahkeme kararı ile savunma hakkının sınırlandırılmış olması. i) Hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delile dayanması) dilekçede yada beyanda bir talep söz konusu olmasa dahi Yargıtay yine de bu parantez içerisinde sayılan durumlara ilişkin aksaklıklar ve eksiklikler konusunda inceleme yapabilir.
- Temyiz başvurularını Yargıtay karara bağlar.
- Ek araştırma gerekmeyen hallerde Yargıtay kararı düzelterek de (ıslah ederek) onayabilir. Hükme esas olarak saptanan olaylara uygulanmasında hukuka aykırılıktan dolayı hüküm bozulmuş ise, aşağıdaki hâllerde Yargıtay davanın esasına hükmedebileceği gibi hükümdeki hukuka aykırılığı da düzeltebilir: ( a) Olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması gerekirse. b) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iddiasına uygun olarak sanığa kanunda yazılı cezanın en alt derecesini uygulamayı uygun görürse. c) Mahkemece sabit görülen suçun unsurları, niteliği ve cezası hükümde doğru gösterilmiş olduğu hâlde sadece kanunun madde numarası yanlış yazılmış ise. d) Hükümden sonra yürürlüğe giren kanun, suçun cezasını azaltmış ve mahkemece sanığa verilecek cezanın belirlenmesinde artırma sebebi kabul edilmemiş veya yeni bir kanun ile fiil suç olmaktan çıkarılmış ise birinci hâlde daha az bir cezanın hükmolunması ve ikinci hâlde hiç ceza hükmolunmaması gerekirse. e) Sanığın açıkça saptanmış olan doğum ve suç tarihlerine göre verilecek cezanın belirlenmesinde gerekli indirim yapılmamış veya yanlış indirim yapılmış ise. f) Artırma veya indirim sonucunda verilecek ceza süresi veya miktarının belirlenmesinde maddî hata yapılmış ise. g) Cezanın belirlenmesinde sıranın yanlış olarak izlenilmesi ile ceza belirlenilmiş ise. h) Harçlar Kanunu ile yargılama giderlerine ilişkin hükümlere ve Avukatlık Kanununa göre düzenlenen ücret tarifesine aykırılık mevcutsa)
- Temyiz istemi hükmün açıklanılmasından itibaren yedi gün içerisinde yapılmalıdır.
- Hüküm, mahkemenin hukuka aykırı olarak kendisini görevli veya yetkili görmesinden dolayı bozulmuşsa, Yargıtay aynı zamanda dosyayı görevli veya yetkili mahkemeye gönderir.
- Hüküm, sanık lehine bozulmuşsa ve bu hususların temyiz isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanması olanağı varsa, bu sanıklar da temyiz isteminde bulunmuşçasına hükmün bozulmasından yararlanırlar.
- Yargıtay’dan verilen bozma kararına bölge adliye veya ilk derece mahkemesinin direnme hakkı vardır.
- Ancak, direnme üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara karşı direnilemez.
- Hüküm yalnız sanık tarafından veya onun lehine Cumhuriyet savcısı veya diğer kimselerce temyiz edilmişse, yeniden verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz.
B) OLAĞANÜSTÜ KANUN YOLLARI
1.YARGITAYCUMHURİYET BAŞSAVCISININ İTİRAZI
- Yargıtay ceza dairelerinin verdiği karalar için söz konusu olan bir kanun yoludur.
- Bu yolu sadece Yargıtay cumhuriyet başsavcısı ya resen ya da istem üzerine işletir.
- Başvuru Yargıtay Ceza Genel Kuruluna yapılır.
- İlamın savcıya verilmesinden itibaren 30 gün içerisinde bu yolun işletilmesi gerekir.
- Ancak sanık lehine olan hallerde süre şartı aranmaz.
2.KANUN YARARINA BOZMA (YAZILI EMİR)
- Hakim Ya Da Mahkemelerin Verdiği Ve İstinaf Veya Temyiz İncelemesinden Geçirilmeksizin Kesinleşen Karalardaki Hukuka Aykırılıkların Giderilmesi Amacı İle İşletilen Bir Kanun Yoludur.
- Talepte bulunma hakkı Adalet Bakanınındır.
- Adalet Bakanı talebini Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına iletir.
- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı da re’sen bu yolu işletebilir.
- Ancak şayet bu yolun işletilmesi için Adalet Bakanı tarafından başvurulmuş ise bu yetki, artık Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından kullanılamaz.
- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı da kararın bozulması için Yargıtay’a müracaat eder.
- Bu kanun yolu sonucu bozulan karar aleyhe de olsa bu kararın muhataplarını etkilemez.
- Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.
- Yargıtay Ceza dairelerinin bu kanun yolunun işletilmesi sonucu verdikleri bozma kararına karşı direnilemez.
3.YARGILAMANIN YENİLENİLMESİ (MUHKAKEMENİN İADESİ)
- Mahkumun lehine ya da aleyhine olabilecek yeni delillerin ortaya çıkması halinde işletilebilen bir kanun yoludur.
- Süre söz konusu değildir.
- Muhakemenin iadesi başvurusu kararı veren mahkemeye yapılır.
- Yargılamanın yenilenilmesi mahkumun lehine de aleyhine de işletilebilen olağanüstü bir kanun yoludur.
- Buna göre: Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir dava, aşağıda yazılı hâllerde hükümlü lehine olarak yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülür: Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği anlaşılırsa, Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaşılırsa, Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise, Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hüküm kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılmış ise, Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa, Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması. Bu hâlde yargılamanın yenilenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir.
- Sanık yada hükümlünün aleyhine yargılamanın yenilenilmesini gerektiren haller ise:Duruşmada sanığın veya hükümlünün lehine ileri sürülen ve hükme etkili olan bir belgenin sahteliği anlaşılırsa, Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek nitelikte olarak görevlerini yapmada sanık veya hükümlü lehine kusur etmiş ise, Sanık beraat ettikten sonra suçla ilgili olarak hâkim önünde güvenilebilir nitelikte ikrarda bulunmuşsa.
- Yargılamanın yenilenmesi istemi hükmün infazını ertelemez. Ancak mahkeme, infazın geri bırakılmasına veya durdurulmasına karar verebilir.
- Hükmün infaz edilmiş olması veya hükümlünün ölümü, yargılamanın yenilenmesi istemine engel olmaz. Bu durumda ölenin eşi, üstsoyu, altsoyu, kardeşleri yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunabilirler. Eğer bu kişilerden biri yoksa **Adalet Bakanı dahi yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunabilir.
- Kanunun aynı maddesinde yer almış sınır içinde olmak üzere cezanın değiştirilmesi amacıyla yargılamanın yenilenmesi kabul edilemez.
- Yine şayet hatanın giderilebilmesini sağlayacak başka bir yol varsa, yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilemez.
- Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir. Yargılamanın yenilenmesi istemi, kanunda belirlenen şekilde yapılmamış veya yargılamanın yenilenmesini gerektirecek yasal hiçbir neden gösterilmemiş veya bunu doğrulayacak deliller açıklanmamış ise, bu istem kabule değer görülmeyerek reddedilir. Bu bağlamda verilen kararlara itiraz edilebilir.
- Yargılamanın yenilenmesi istemi hükümlünün lehine olarak yapılmışsa, yeniden verilecek hüküm önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır bir cezayı içeremez.
Not: Yeni ceza Muhakemesi Kanununda “karar düzeltme” şeklindeki kanun yoluna yer verilmemişti