YARGILAMA VE DAVA AŞAMALARI

HMK, ilk derece mahkemeleri bakımından iki yargılama usulü öngörmüştür. Bunlardan biri yazılı yargılama diğeri ise basit yargılamadır. Yazılı yargılama, kanunun benimsediği genel bir usuldür. Aksine hüküm bulunmadığı sürece bu usul tüm mahkeme ve davalara uygulanır. Fakat bir mahkemede ya da davada basit usulün uygulanabilmesi için bunun özellikle belirtilmesi gerekir. Bazen bir mahkemede kural olarak yargılama usulü kural olarak yazılı yargılama usulü uygulanmakla birlikte, o mahkemenin görevine giren belli bir dava yahut iş için basit yargılama usulü uygulanabilir. Fakat tam tersi olarak basit usulün uygulandığı bir mahkemede yazılı yargılama usulüne tabi bir dava söz konusudur.

1)DAVANIN AÇILMASI: Mahkemenin bir uyuşmazlıkla ilgilenebilmesi için bu uyuşmazlığın usulüne uygun bir dava açılarak, mahkemenin önüne taşınması gerekir. Bir davanın var olabilmesi için bir davacı ve bir davalının varlığı aranır. Tarafların taraf ve dava ehliyetine sahip olması ile dava takip yetkisine sahip olması şarttır. Dava ehliyetine sahip olmayan tarafın kanuni temsilcisinin de davada yer alması gerekir. Türk hukukunda tarafların kendilerini ve vekil ile de temsil ettirmesi mümkündür. Dava açacak olan taraf önce uyuşmazlığın hangi mahkemeye götürüleceğini belirlemelidir. Türk mahkemelerinin yargı hakkının olduğu anlaşıldıktan sonra, hem uyuşmazlığın konusu açısından( madde itibariyle) yetkili (görev) hem de coğrafi olarak(yer itibariyle) yetkili mahkemenin belirlenmesi gerekir. Sonrasında kanuna uygun şekilde hazırlanan dava dilekçesinin mahkemeye verilmesi ve kaydedilmesiyle birlikte dava açılmış(derdest) olur.

2)DİLEKÇELER TEATİSİ: Hem yazılı hem basit usulde de dava bir dilekçe ile açılır. Dava dilekçesi adı verilen bu ilk dilekçe davanın temelidir. Bununla dava açan taraf “davacı”, karşı taraf olarak gösterilen kişi de “davalı”dır. Dava dilekçesinin kendisine verildiği mahkeme, bu dilekçeyi davalı tarafa tebliğ eder. Böylece davalı taraf davadan resmi olarak haberdar edilmiş olur. Davalı bu durumda isterse bir cevap dilekçe hazırlayarak mahkemeye verir.

3)ÖN İNCELEME: Dilekçe teatisinden sonraki yargılamanın ikinci aşaması ön incelemedir. Bu aşama dilekçeler teatisi aşamasında getirilen dava malzemesi(vakıalar ve deliller) üzerinden, yargılamanın sonraki aşaması olan tahkikata hazırlık amacı taşır. Sınırlı halde hakim tarafından dosya üzerinden de yapılabilen bu aşama kural olarak duruşma yapılarak gerçekleştirilir.

4)TAHKİKAT: Yargılamanın üçüncü ve en uzun süren aşaması tahkikattır. Bu aşama kural olarak her iki tarafın bizzat yahut temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen duruşmalar ile icra edilir.

5)SÖZLÜ YARGILAMA: Yargılamanın dördüncü aşamasıdır. Ortaya çıkan vakıalara bakılarak, ileri sürülen iddia ve savunmaların maddi hukuk kuralları çerçevesinde haklı olup olmadıkları incelenir.

6)HÜKÜM: Yargılamanın beşinci ve ilk derecedeki son aşamasıdır. Bu aşamada hakim idddia ve savunmaya ilişkin olarak sözlü yargılama aşamasındaki yaptığı değerlendirmenin sonucu olan nihai kararı açıklar.

7)İSTİNAF İNCELEMESİ: İlk derece yargılamasının tamamlanmasının ardından şartlar varsa hüküm aleyhine olan tarafın, 2 hafta içerisinde istinaf incelemesi için bölge adliye mahkemesine başvurması mümkündür. İstinaf sonucunda bölge adliye mahkemesi ilk derece mahkemesinin kararını doğru bulursa istinaf talebini reddeder. Yanlış ise kural olarak onu kaldırarak doğru kararı kendisi verir.

8)TEMYİZ İNCELEMESİ: Temyiz incelemesinde yargıtay bölge adliye mahkemesi kararına ilişkin denetimi yapar. Yani bölge adliye mahkemesi ve ilk derece mahkemesinin maddi ve usul hukukunu doğru uygulayıp uygulamadığını denetler. Bunun sonucunda bölge adliye mahkemesinin kararını onar ya da bozar.

9)KESİN HÜKÜM: Somut uyuşmazlığın esası hakkında ilk derece mahkemesinin ya da duruma göre bölge adliye mahkemesi tarafından verilen karara karşı başvurulacak bir kanun yolunun bulunmaması durumunda söz konusu karar kesinleşir.

İÜHF MEDENİ USUL HUKUKU

HMK

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir