İki tür yargı sisteminden bahsetmek mümkündür. Bu ayırımı, yüksek mahkeme sayısına bakarak yapıyoruz. Tek bir yüksek mahkeme mevcutsa “yargı birliği” birden fazla yüksek mahkeme mevcut ise “yargı ayrılığı” sistemi söz konusudur.

A-) YARGI BİRLİĞİ

Bu sistemde alt derece mahkemeler konularına göre ayrışırlar fakat hepsinin tabi olduğu tek bir yüksek mahkeme mevcuttur. Biz bu sistemi karşılaştırmalı anayasa hukukunda daha çok anglo-sakson hukuk sistemlerinde ve Güney Amerika ülkelerinde görmekteyiz. Bir ülkede yargı ayrılığı sisteminin mi yoksa yargı birliği sisteminin mi olduğu daha çok devletlerin ideolojileri ile ilgili bir durumdur. Somut bir örnek verelim: sosyalist anayasalarda istisnasız yargı birliği sistemi vardır. Çünkü sosyalist devlet teorisinde “demokratik merkeziyetçilik” ilkesi ana unsurdur. Biz bu ilkeyi yasama organında da yakından tanımıştık. Tıpkı nasıl tek yüksek mahkeme varsa aynı zamanda çift meclislilik de sosyalist teori ile bağdaşmıyordu ve tek meclislilik zorunluydu. Hükümet sistemleri açısından mutlaka şu ya da bu sistem olmak zorundadır demek olanaksız. Fakat pratikte başkanlık sistemiyle yönetilen devletlerde yargı birliği sistemi oldukça yaygındır. Parlamenter sistemlerde ise yargı ayrılığı daha çok tercih edilir.

B-) YARGI AYRILIĞI

Yargı birliği sisteminde mahkemeler konularına göre ayrışıyor fakat tek bir çatıda buluşuyorlardı. Bu sistemde ise yine mahkemeler konularına göre dallara ayrılıyor fakat her yargı kolunun tabi olduğu çatı farklı. Yani birden fazla yüksek mahkeme var. Pratikte sıklıkla idari yüksek mahkemeler / adli yüksek mahkemeler ayırımına rastlansa da “askeri yargı kolu” da karşımıza çıkabiliyor. İslami anayasalarda ise şer-i mahkemeler yine ayrı bir yargı kolu olarak vardır. Yargı ayrılığı sistemi daha çok roma-cermen hukuk kültürünün bir ürünüdür. Ülkemiz de bu kültüre tabi olduğundan yargı ayrılığı sistemini benimsemiştir.

Ders notu için tıklayınız. (pdf)

Anayasa Hukuku Notları -35