YARGI ORGANI
Yargı organının yapısı mahkemelerin teşkilatlanmasına göre yargı birliği sistemi ve yargı ayrılığı sistemi olmak üzere ikiye ayrılır.
YARGI BİRLİĞİ SİSTEMİ
İlk derece mahkemelerinde konularına göre bir ayrım olsa da hepsinin bağlı olduğu tek bir yüksek mahkeme vardır. Anglo-sakson hukuk sistemlerinde ve Latin Amerika ülkelerinde yaygın tercih edilen bir sistemdir. Yargı birliği sistemini tercih eden ülkelerde anayasa mahkemeleri ayrı bir yargı kolu olarak değil özel mahkeme olarak bulunur.
YARGI AYRILIĞI SİSTEMİ
Yargı hem konularına göre farklı kollara ayrılır hem de her bir yargı kolunun ayrı bir yüksek mahkemesi bulunur. Genelde ayrım adli ve idari yargı kolu şeklinde olur. Daha çok Kara-Avrupası ülkelerinde tercih edilen bir sistemdir.
YARGI YETKİSİ VE ÖZELLİKLERİ
Yargının en temel özelliği bağımsız ve tarafsız olmasıdır. Aynı zamanda yargı kararları kesin hüküm niteliğindedir.
Anayasa’nın 9. maddesine göre, “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır”.
Anayasa’nın 36. maddesinin 2. fıkrasına göre, “Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz”.
YARGI İLE İLGİLİ TEMEL İLKELER
1)ADİL YARGILANMA
Anayasa’nın 36. maddesinin 1. fıkrasında, “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” denilir.
Adil yargılanma hakkı AİHS’nin 6. maddesinde de düzenlenmektedir. AİHS’nin 6. maddesinin 1. fıkrasının ilk cümlesinde, “Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir. Karar alenî olarak verilir.” denilmektedir.
Adil yargılanma hakkının belli unsurları bulunur;
İlk unsuru “mahkemeye başvuru hakkı”dır İkinci unsuru “kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkı”dır. Üçüncü unsuru “hakkaniyete uygun yargılanma hakkı”dır. Dördüncü unsuru “aleni yargılanma” hakkıdır. Beşinci unsuru “makul sürede yargılanma” hakkıdır.
Ceza yargılanmasında, bir suçu işlediği itham edilen kişiler açısından özel güvenceler bulunmaktadır. Bunların ilki “masumiyet karinesi”dir. AİHS’nin 6. maddesinin 2. fıkrasına göre, “Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar masum sayılır”. Anayasa’nın 38. maddesinin 4. fıkrasına göre, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz”.
Adil yargılamanın ceza yargılamasına ilişkin diğer unsurlar AİHS’nin 6. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenmiştir. “Bir suç ile itham edilen herkes aşağıdaki asgari haklara sahiptir:
a) Kendisine karşı yöneltilen suçlamanın niteliği ve sebebinden en kısa sürede, anladığı bir dilde ve ayrıntılı olarak haberdar edilmek;
b) Savunmasını hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olmak;
c) Kendisini bizzat savunmak veya seçeceği bir müdafinin yardımından yararlanmak; eğer avukat tutmak için gerekli maddî olanaklardan yoksun ise ve adaletin yerine gelmesi için gerekli görüldüğünde, resen atanacak bir avukatın yardımından ücretsiz olarak yararlanabilmek;
d) İddia tanıklarını sorguya çekmek veya çektirmek, savunma tanıklarının da iddia tanıklarıyla aynı koşullar altında davet edilmelerinin ve dinlenmelerinin sağlanmasını istemek;
e) Mahkemede kullanılan dili anlamadığı veya konuşamadığı takdirde bir tercümanın yardımından ücretsiz olarak yararlanmak.”
2) KANUNİ HAKİM GÜVENCESİ
Anayasa’nın “Kanuni hakim güvencesi” kenar başlıklı 37. Maddesine göre, “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz. Bir kimseyi kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz”.
3) SUÇ VE CEZALARA İLİŞKİN İLKELER
Anayasa’nın “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” kenar başlıklı 38. maddesinde düzenlenmiştir.
Madde 38 –Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkumiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır.
Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.
Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.
Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.
Ceza sorumluluğu şahsidir.
Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.
Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez.
İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz. Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.
Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez.
4) YARGI BAĞIMSIZLIĞI VE TARAFSIZLIĞI
Anayasa’nın 9. Ve 138. maddelerinde düzenlenmiştir. Anayasa’nın 9. Maddesine göre, “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır”.
Madde 138 – Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler.
Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.
Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.
Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.
Yargının bağımsızlığının sağlanabilmesinin temel unsurlarından biri yargı mensuplarına sağlanan güvencelerdir. Anayasa’nın “Hakimlik ve savcılık teminatı” kenar başlıklı 139. maddesinde düzenlenmiştir.
Madde 139 – Hakimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz.
Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar, görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar veya meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar saklıdır.
TÜRKİYE’DE YARGI TEŞKİLATI
A)YÜKSEK MAHKEMELER
Türkiye’de yargı ayrılığı sistemi olduğu için birden fazla yüksek mahkeme bulunur. Türkiye’de Anayasa yargısında Anayasa Mahkemesi, adli yargıda Yargıtay, idari yargıda Danıştay, uyuşmazlık yargısında uyuşmazlık Mahkemesi görev alır.
1)ANAYASA MAHKEMESİ
1961 Anayasası ile kurulmuş özel bir mahkeme olarak sayılmıştır. 1982 Anayasası ile yüksek mahkemeler arasında yer almıştır.
2)YARGITAY
Anayasa’nın 154. maddesinde düzenlenmiştir.
Madde 154 – Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.
Yargıtay üyeleri, birinci sınıfa ayrılmış adli yargı hakim ve Cumhuriyet savcıları ile bu meslekten sayılanlar arasından Hakimler ve Savcılar (…)97 Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir.
Yargıtay Birinci Başkanı, birinci başkanvekilleri ve daire başkanları kendi üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla dört yıl için seçilirler; süresi bitenler yeniden seçilebilirler.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Başsavcıvekili, Yargıtay Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından gizli oyla belirleyeceği beşer aday arasından Cumhurbaşkanı tarafından dört yıl için seçilirler. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler.
Yargıtayın kuruluşu, işleyişi, Başkan, başkanvekilleri, daire başkanları ve üyeleri ile Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Başsavcıvekilinin nitelikleri ve seçim usulleri, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
3)DANIŞTAY
Anayasa’nın 155. maddesinde düzenlenmiştir.
Madde 155 – Danıştay, idari mahkemelerce verilen ve kanunun başka bir idari yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.
Danıştay, davaları görmek, kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmeleri hakkında iki ay içinde düşüncesini bildirmek, idari uyuşmazlıkları çözmek ve kanunla gösterilen diğer işleri yapmakla görevlidir.
Danıştay üyelerinin dörtte üçü, birinci sınıf idari yargı hakim ve savcıları ile bu meslekten sayılanlar arasından Hakimler ve Savcılar Kurulu; dörtte biri, nitelikleri kanunda belirtilen görevliler arasından Cumhurbaşkanı; tarafından seçilir.
Danıştay Başkanı, Başsavcı, başkanvekilleri ve daire başkanları, kendi üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla dört yıl için seçilirler. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler.
Danıştayın, kuruluşu, işleyişi, Başkan, Başsavcı, başkanvekilleri, daire başkanları ile üyelerinin nitelikleri ve seçim usulleri, idari yargının özelliği, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
4)UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
Anayasa’nın 158. maddesinde düzenlenmiştir.
Madde 158 – Uyuşmazlık Mahkemesi adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir.
Uyuşmazlık Mahkemesinin kuruluşu, üyelerinin nitelikleri ve seçimleri ile işleyişi kanunla düzenlenir. Bu mahkemenin Başkanlığını Anayasa Mahkemesince, kendi üyeleri arasından görevlendirilen üye yapar.
Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır.
B) SAYIŞTAY
Sayıştay, Anayasa’nın 160. maddesinde düzenlenmiş bir hesap mahkemesidir. Sayıştay yasama organı adına bütçe uygulamalarını denetler ve kesin hükme bağlar.
Sayıştay’ın denetleme görevi ile aldığı kararlar idari karar kabul edilirken; sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlama görevi gereği aldığı kararlar yargısal karar kabul edilmektedir.
C) HAKİMLER VE SAVCILAR KURULU
Hâkimler ve Savcılar Kurulu onüç üyeden oluşur.
Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî üyesidir. Ancak yeni sistemde müsteşarlık makamı kaldırıldığından Adalet Bakan Yardımcılarından birine bu görev verilmektedir. Kurula Cumhurbaşkanı tarafından adli yargı hakim ve savcıları arasından 3 üye, idari yargı hakim ve savcıları arasından 1 üye seçilir. Adalet Bakanı ve Bakan Yardımcısını da Cumhurbaşkanı tarafından atandığına göre kurulun 6 üyesi Cumhurbaşkanı tarafından belirlenir. Geriye kalan 7 üye meclis tarafından belirlenir. Meclis 3 üyeyi Yargıtay, 1 üyeyi Danıştay ve 3 üyeyi hukuk alanındaki öğretim üyeleri ile avukatlar arasından seçmektedir.
Hakimler ve savcılar kurulunun görev ve yetkileri Anayasa’nın 159. maddesinde, “Kurul, adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar; Adalet Bakanlığının, bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar; ayrıca, Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirir” şeklinde sayılmıştır.