Tanıma​: ​Evlilik dışı​ çocuğun babasının , kanuna uygun olarak yapıldığı takdirde, çocuk ile arasında soybağının kurulmasını sağlayan ​tek taraflı irade beyanıdır​. Tek taraflı irade beyanı olduğu için bu yönden ​yenilik doğuran işlemdir​ ve ananın ya da çocuğun rızasına bağlı değildir​. Burada bahsedilen soybağının kurulması, ​geçmişe etkili​ olarak doğum anından itibaren kurulmuş sayılır.

Önemli Not:

Tanımanın mümkün olması için çocuğun ​anası yönünden soybağı​ tespit edilmiş olması gerekli.

Tanıma beyanının hukuken geçerli olması için tanımanın kanunda belirtilen ​şekil şartlarına​ uyularak yapılması gerekir. Aksi takdirde sadece “Ben anne ile cinsel ilişkiye girdim ve bu çocuk da bu cinsel ilişkinin ürünü.” şeklinde bir beyandan öteye gitmez, hukuki

sonuç doğurmaz, ​soybağı kurmaz​.

Bu beyan kapalı olarak kabul edilmesi çok da mümkün olmayan bir beyandır. Açık

bir beyan olmadan; çocuğun mirasçı atanması, nafaka verilmesi gibi şeyler ​tanıma sayılmaz​.

Tanıma beyanı bir süreye tabi değildir ve yenilik doğuran işlem olduğu için ​şarta bağlanması da, kural olarak, mümkün değildir​.

Not: ​Tanınan çocuğun evlenmeleri yasak olan kişilerin ilişkisinden meydana gelmesi ya da zina ürünü olması

tanımaya engel değildir.

Geçerlilik Şartları:

     I.      Ehliyet

Tanıma, Kişiye Sıkı Sıkıya Bağlı Hak (KSSBH) olduğu için baba tarafından ​bizzat yapılmalıdır. Temsilci (yasal ya da iradi fark etmez) aracılığıyla kullanılamayan bir haktır. Dolayısıyla da ayırt etme gücüne sahip olmayan kişiler tanıma beyanında bulunamaz ancak

ayırt etme gücüne sahip olan ama küçük ya da kısıtlı olanlar tanıma beyanında bulunabilir.

Tanıma KSSBH olduğu için kural olarak ​ayırt etme gücüne sahip​ olan ama küçük ya da kısıtlının bu hakkı yasal temsilcinin rızası olmadan kullanabilmesi gerektiğini düşünsek de kanun bu hakkın kullanılmasını ayırt etme gücüne sahip olan ama küçük ya da kısıtlıların veli veya vasisinin de ​ rızasını aramıştır​        ve bu şekilde bir istisna oluşmuştur. Bu yasal temsilci​    rızası şekle tabi değildir​ . Beyandan önce ya da sonra verilebilir.​   

Tanımanın ölüme bağlı tasarruf ile (vasiyetname)  yapılması da mümkündür. Bunun için tanıyanın ölüme bağlı tasarruf ehliyeti olmalı. MK. m. 502’ye göre 15 yaşından büyük ve ayırt etme gücüne sahip herkes yasal temsilcisinin rızası olmadan vasiyetname ile tanıma

yapabilir.

II.        Şekil

TMK. m. 295:        Tanıma, babanın, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da​      resmî senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur.

Bu kanunda bahsedilen  nüfus memurluğu​ ​çocuğun kayıtlı olduğu​ nüfus memurluğudur.

Tanıma beyanı baba tarafından bizzat yapılmalıdır ve küçük ve kısıtlılar için yasal

temsilcinin rızası gibi diğer gerekli belgeler de eklenmelidir.

Tanıma beyanının mahkemeye yönlendirilmesi durumu için hangi mahkemeye yönlendirileceği konusunda bir kanuni boşluk bulunmaktadır. Bu konu kanunda

açıklanmadığı için farklı görüşler vardır. 

İsviçre Medeni Kanunu: babalık davasında davanın görüldüğü mahkeme

DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ: “Tanıma beyanının mahkemeye yöneltilmesi ancak bir

babalık davasının yargılanması sırasında​ mümkün olur. …bu hususta görülmekte olan​   

herhangi bir dava bulunmuyorsa mahkemeye yapılan yazılı başvurunun anlamı yoktur.”

Babalık davası sırasında mahkemeye yöneltilen bir tanıma beyanı, babalık davasının kabul edilmesi sonucunu doğurur. Böyle bir durumda davada babalık davasının davalısının baba olmadığını gösteren kanıt bulunmadığı sürece davalık bir konu kalmadığı için dava

kapanacaktır.

Tanıma beyanı noter tarafından resmi senet halinde de gerçekleştirilebilir.

Tanıma vasiyetname yoluyla gerçekleştirilebilir ve eğer tanıma miras sözleşmesine dahilse sözleşmenin tanımayı içeren kısmı vasiyetname niteliği taşır.​      

III.       Çocuğun bir başka erkek ile soybağının bulunmaması

Bu konuda başlık her şeyi anlatsa da tanıma beyanının soybağının reddi şartına bağlı olup olamayacağı konusu tartışmalıdır. Ancak doktrinde ​genel olarak​ kabul gören görüş çocuğun var olan soybağının ortadan kaldırılmasının ​yüksek​ ​olarak görüldüğü hallerde şartlı tanımanın gerçekleştirilebileceği yönündedir.

Not:​ Tanımanın gerçekleştirilebilmesi çocuğun ölümünden sonra da mümkündür. Hatta çocuğun ​ana rahmine düşmesinden sonra​ olduğu sürece, çocuk tam ve sağ doğduysa​ ​, tanıma ​zaman açısından​ geçerli olacaktır.

Medeni Hukuk Notları -16