Akitten Doğan Borçlar

SUÇA TEŞEBBÜS

İcrasına başlanmış fakat failin elinde olmayan nedenlerden dolayı tamamlanamayan suçlara teşebbüs halinde kalmış suçlar denir. Yarım kalan bir suçtur. Teşebbüs aşamasında kalmış bir suçun sübjektif unsurları tamam olup objektif unsurları eksik kalmıştır. Hangi aşamadan sonra cezalandırılabilirliğine ilişkin suç yolu yöntemi(iter criminis) vardır =>

Düşünce ve karar / Hazırlık hareketleri / İcra hareketleri / Tamamlanma / Etkin pişmanlık

Teşebbüsün neden cezalandırıldığını açıklayan görüşler;

A)Objektif teori: Fail, suç yoluna girdikten sonra icra hareketlerini yaparak neticeyi gerçekleştirememiş olsa da suçun konusu üzerinde bir tehlike yaratmış olur. Bu teoriyi savunanlar bir tehlike veya zararın ortaya çıkmasını esas alıp, teşebbüsün cezalandırılabilirliğini buna dayandırırlar. Hazırlık hareketlerinin bu teoride bir anlamı bulunmamaktadır. Teşebbüsün başlangıç aşamasını belirlerken icra hareketlerini esas alırlar. Bu sebeple hazırlık hareketi aşamasında kalan suç teşeb- büsten cezalandırılmaz. Suça teşebbüste tamamlanmış suçtakine göre daha az cezalandırılması gerektiğini savunurlar.

B)Sübjektif teori: Failin kötü davranma iradesi esas alınır.Bu teoriye göre fail kast ettiği suç bakımından sorumlu tutulmalıdır çünkü kast edilen sonuç zaten gerçekleştirilmek istenen sonuçtur. İcra hareketlerine başlamayı aramazlar, hazırlık hareketleri bile failin o suçu işlemeye yönelik iradesini ortaya koyduğu görüşündedirler. Bu teorinin savunucuları suçun teşebbüs aşamasında kalmasıyla, tamamlanmış suçtaki faile verilecek olan cezada bir ayrım yapmazlar.

C)Karma teoriler: Esasen sübjektif görüşü esas alırlar. Yani failin kötü iradesini aramakla birlikte bunun kamu düzenini bozup bozmadığını ararlar ve bu kişiler karma teorinin ilk grubunu oluştururlar. Diğer grup ise faili esas alır ve fail teorisi olarak esas alınır. Burada failin tehlikeliliği esas alınır.

**TCK bakımından objektif görüş esas alınmaktadır,icra hareketleri teşebbüsün başlangıcıdır.**

TCK m.35: (1) Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.

(2) Suça teşebbüs hâlinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.

Teşebbüsün Şartları

1)Kastın Varlığı: Kastın varlığı teşebbüsün unsurlarında tek sübjektif unsurdur. Burada bahsedilen kast suçun tamamlanmasına yönelik olan kasttır. Teşebbüs sadece kasten işlenebilen suçlarda söz konusudur. Taksirle işlenen suçlarda teşebbüsten bahsedilemez. Failin kastı suçun tamamlanmasına yöneliktir. Kişiyi teşebbüsten dolayı sorumlu tutabilmemiz için kastın varlığının yanında suçun kanuni tanımında bir saik veya o suçun gerçekleşmesi için ayrı bir amacın aranması gereklidir. Olası kastla gerçekleşen suçlarda teşebbüsün uygulanıp uygulanmayacağı konusunda farklı görüşler vardır. İlk görüşe göre olası kastta sorumluluk neticeyle belirlendiğinden netice doğmadıysa kastın varlığını tespit güç olacağı için failin teşebbüsten cezalandırılmamasını savunurlar. Diğer görüşe göre ise failin olası kastta teşebbüsten sorumlu tutulabileceğidir ve bu görüşe yargıtay da katılmaktadır(aynı zamanda iühf kürsü görüşüdür.)

2)İcra Hareketlerinin Başlaması: Failin teşebbüs bakımından sorumlu tutulabilmesi için icra hareketlerinin başlaması gereklidir. Doğrudan icraya başlama teşebbüsün doğum anını belirler. Bu yüzden hazırlık-icra hareketlerinin ayrımı önemlidir ve ayrımla ilgili farklı görüşler vardır. Suç tipindeki hareketin yapılmasını icrai hareket olarak sayan görüşe objektif görüş denir(TCK’nın da benimsediği görüş). Sübjektif görüşte failin suç işleme konusundaki kararını fiiliyata geçirmek için gerçekleştirdiği icra hereketi sayılır. Karma teoriye göre ise failin kendi suç planına göre suç tipini gerçekleştirmeye yönelik fiilleri icra hareketidir.

3)Elverişlilik: Bir fiilin doğrudan doğruya icraya başlama sayılabilmesi için taşıması gereken niteliktir. Elverişlilik sadece kullanılan araç bakımından değil suçun konusuyla birlikte bütün fiil yönünden bulunmalıdır. Elverişlilik olay anındaki değerlendirmeyle belirlenir. Mutlak veya nispi olarak ayrılamaz, hareket ya elverişlidir ya da elverişsizdir.

4)Suçun Tamamlanamaması: Failin elinde olmayan nedenlerle suçun icra hareketini tamamlayamamasıdır. Hem sırf hareketli suçlarda hem de neticeli suçlarda mümkündür. Neticeli suçlarda iki şekilde teşebbüs olabilir. İlki fail suçun icrasına başlamış fakat bu hareketlerini tamamlayamamıştır. İkincisi ise fail icra hareketlerini tamamlamış fakat elinde olmayan nedenlerle neticeyi gerçekleştirememiştir.

Teşebbüste Cezanın Belirlenmesi

Teşebbüs halinde kalan suçlar için ceza belirlenirken asli suç dikkate alınır ve objektf teoriye göre tamamlanmış halindeki cezaya indirim yapılarak uygulanır(TCK m.35/2).

*Teşebbüs Suçu: Kanun koyucu bazı suçlarda icra hareketleri- nin belli bir aşamaya varmasını tamamlanmış suç gibi cezalandırma bakımından yeterli bulduğu suçlardır.

*İhmali Suçlarda Teşebbüs:  Tartışmalıdır fakat genel görüşe göre failin ihmale yönelen bir kastı olmadığından teşebbüsten sorumlu tutulamayacağıdır.

*Netice Sebebiyle Ağılarşmış Suçlarda Teşebbüs:  Bu suçlarda teşebbüs iki şekilde gerçekleştirilebilir. İlki “netice sebebiyle ağırlaşmış teşebbüs”, bu durumda teşebbüste kalan temel suçun ağırlaşmış bir neticeye yol açmasıdır. İkincisi ise “netice sebebiyle ağırlaşmış suça teşebbüs”, burada failin temel suç tipini işlerken ağır neticelere yönelik kastı da vardır ama istenen ağır neticeler gerçekleştirilememektedir.

İÜHF Ceza Genel

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir