HUKUKİ İŞLEMLERDE `TEMSİL`
Kural olarak hukuki işlemin hukuki sonuçları hukuku işlemi yapmış olan kişi üzerinde doğar. Ancak bazı durumlarda başkaları için hukuki işlem yapma zorunluluğu ortaya çıkar. Bazı nedenlerle hukuki işlem yapma ehliyeti bazı kişilere tanınmamıştır veya kısıtlanmıştır. Bu kişilere hukuki ilişkilerinin düzenlenmesi için ehliyet durumlarına göre vasi ya da kayyım atanmıştır. Bazı kişiler için de hukuki işlem ehliyetine sahip oldukları halde bazı nedenlerden hukuki işlemlerini kendileri yapacak durumda değillerdir. Hukuki işlemleri onlar adına yapacak kişilere ihtiyaç duyarlar. Bir başkası için hukuki işlem yapmaya hukuk dilinde temsil denir.
Bir işin temsilen yapılmasında üç kişi söz konusudur:
- Temsil edilen : Kendisi için hukuki işlem yapılan kişi
- Temsilci: Temsil edilen için hukuki işlem yapan kişi
- Üçüncü Kişi: Temsilcinin temsil edilen için kendisiyle hukuki işlem yaptığı kişi
Temsil iki şekilde olabilir:
- Dolaylı Temsil: Yapılan hukuki işlemin sonuçları o işlemi yapan temsilci şahsında doğar. Temsilci bu işlemden kazandığı hakları ve borçları söz konusu hukuki işlemin kendisi için yaptığı kişiye devreder. Temsilin bu şekline dolaylı temsil denir.
- Doğrudan Temsil: Temsilcinin yaptığı hukuki işlemden doğan hak ve borçlar doğrudan doğruya işlemin kendisi için yapıldığı kişi üzerinde doğar. Bir kimsenin başkası adına hukuki işlem yapması doğrudan temsildir. Hukukta gerçek anlamda temsildir.
Doğrudan Temsilin Geçerlilik Koşulları:
- Temsil Yetkisi: Temsilcinin temsil edilen kişiyi temsil edebilmesi için temsil yetkisine sahip olması gerekir. Temsil yetkisi kanundan doğarsa kanuni temsil yetkisi denir. Temsil yetkisi hukuki işleme dayanılırsa rızai temsil yetkisi denir.
- Temsil Yetkisinin Üçüncü Kişiler Tarafından Bilinmesi: Temsilcinin, temsil edileni doğrudan temsil yetkisine sahip olduğunun temsilci ile hukuki işlem yapan üçüncü kişilerce bilinmesi gerekir. Kanuni temsilde bu durum kendilerine özel nitelikleri dolayısıyla temsil yetkisi tanınmış olan kişilerin bu nitelikleri ispatlanması ile sağlanır. Rızai temsilde ise temsilci temsil yetkisinin tanındığı yerine göre gereken biçimlerde ispatlanır.
Bu iki şarttan biri olmazsa temsilcinin yaptığı hukuki işlemin sonuçları temsilcinin kendisi üzerinde doğar. Yapılan hukuki işlemin geçerliliği açısından temsilcinin iradesi önemlidir. Bu iradenin herhangi bir nedenle eksik ya da bozuk olmaması gerekir.
Roma Hukukunda Durum:
Roma ius civilesinde doğrudan temsil bilinmiyordu.Sadece dolaylı temsil söz konusuydu.Ius gentiumda doğrudan temsil kabul edilmişti.Fakat Iustinianus zamanında bile doğrudan temsil tam anlamıyla uygulanamamıştır.Bundan dolayı doğrudan temsil pandekt hukukuna dayanır.
HUKUKİ İŞLEMLERİN HÜKÜMSÜZLÜK NEDENLERİ
Hukuki işlemlerin geçerliliği için belirlenen koşullardan birinin eksik ya da bozuk olması durumunda hukuki işlem sakat, hükümsüz olur. Hukuk düzeninde hukuki işleme sakatlayan nedenlerden bazılarının varlığı durumunda işlemlerin taraflarınca istenen sonuçları kesinlikle doğurmayacağı kabul edilir. Bu nedenler taraflarca ileri sürülmeleri gerekmeksizin hukuki işlem hükümsüzdür. Bu durumda hukuki işlemlerin butlanından söz edilir. Bazı nedenlerin varlığı durumunda ise işlemin taraflarından biri bu durumu ileri sürerse işlemin hükümsüz olacağı kabul edilir. Bu durumdada hukuki işlemin iptal kabiliyetinden söz edilir.
- Hukuki işlemlerin butlanı: Bir hukuki işlemin temel ögelerinden biri eksikse o hukuki işlemin butlanından söz edillir. Temel ögelerinden birinin eksikliği nedeniyle batıl olan hukuki işlemler hiçbir şekilde hüküm ifade etmezler ve geçerli duruma getirilemezler. Batıl olan bir hukuki işlemin hüküm ifade edebilmesi kendiliğinden ortaya çıkar. Hukuki işlemlerin batıl olması genellikle hukuki işlemlerin tamamen hükümsüz duruma gelmesi sonucunu doğurur. Bazen butlan nedeni hukuki işlemin tümünü etkileyecek nitelikte değildir bu durumlarda hukuki işlemin sakatlıktan etkilenen kısmı batıl geri kalan kısmı ise geçerli sayılabilir. Bu durumları da kısmi butlandan söz edilir.
- Hukuki işlemlerin iptal edilmeleri: Hukuki işlemin temel ögeleri eksik olmamakla birlikte bu bölgelerden birinde sakatlık ya da bozukluk olması durumunda hukuki işlem batıl değildir. Bu halde sakatlık nedeniyle hukuki işlemin iptali sağlanır. Bu hukuki işlemlere iptal kabiliyeti olan hukuki işlem denir. İptal kabiliyeti olan işlemler aynı zamanda askıda olan hukuki işlem olarak da anılır. Askıda olan hukuki işlemler doktirinde ikiye ayrılır:
- Geçerlilikleri askıda hukuki işlemler: Bazı hukuki işlemler sakatlıklarına rağmen başlangıçta geçerli hukuki sonuçlar doğurur. Sakatlık nedeniyle kendilerine hukuki işlem iptal hakkı verilmiş olan kişinin bu hakkını kullanmasıyla söz konusu hukuki işlem geriye geçerli olarak hükümsüz duruma gelir.
- Hükümsüzlükleri askıda hukuki işlemler: bazı hukuki işlemler sakatlıkları nedeniyle başlangıçta hukuki sonuç doğurmaz fakat sonradan bu sakatlığı dayanarak hukuki işlem iptal hakkı olan kişinin belirli süre içinde hakkı kullanarak hukuki işlemi geriye etkili olarak geçerlilik kazandırır.
Roma hukukunda durum: Klasik Roma hukukunda temel ögelerden birinin eksikliği durumunda batıl hukuki işlemler vardı. Bu hukuki işlemler zamanla geçerlilik kazanmazlar bu hukuki işlemlerin hükümsüzlükleri kendiliğinden ortaya çıkar ve durumun taraflarca öne sürülmesine gerek yoktu. Roma hukuku ius civilesi iptal kabiliyeti olan hukuki işlemleri tanımıyordu.Praetorların çalışmasıyla bu hukuki işlem eksikliği kapatılmaya çalışmıştır.Iustinianus Döneminde iptal kabiliyeti olan hukuki işlemlerin varlığı tanınmıştır.