Hak ehliyeti hak sahibi ve borç altına girebilme ehliyetini ifade eder. MK.m. 8’e göre ‘’ her insanın hak ehliyeti vardır’’ Roma’da hak ehliyetine sahip olmak için insan olmak yeterli değildi, bunun yanında belli status’lara sahip olmak gerekiyordu. Bir kimsenin hukuk düzeni içindeki yerini belirleyen status’lar 3 taneydi:

  1. Status Libertatis (hürriyet durumu), 
  2. Status Civitatis (vatandaşlık durumu) ve  3.  Status Familiae (aile durumu).

Status, bir kimsenin hangi ölçüde hak ehliyetine sahip olduğunu gösterirdi.

I.       Status Libertatis—Hürriyet Durumu

İnsanlar ius gentium’a göre iki büyük gruba ayrılırlardı.

Hürler ve köleler. Hürler kendi içinde hür doğanlar ve azatlılar olmak üzere iki kategori oluştururlardı. Roma anlayışına göre hak ehliyetine tamamıyla hürler sahipti. Hürlerin içinde bulunabilecekleri iki kategoriden biri olan azatlılık durumunda bazı kısıtlamalar olabilmektedir. Mesela azatlıların magistra seçilme hakları yoktu.

Roma hukukuna göre—hür bir anadan doğan çocuk hür, baba hür ama köle anadan doğan çocuk köle olurdur. 

1. KÖLELİK: Iusttinianus’un—İnstitutiones’de şahislar hukuki durumuna ilişkin ana ayrımın bütün insanların hür veya köle olduğu şeklinde yapıldığı, sonar köleliğin kavımler hukukunun düzenleme olduğu ve tabıata aykırı şekilde kimsenin hakimiyeti altına konulduğu ifade etmekte.  Institutiones’de – komutanların savaş eserlerini öldürmek yerine satmayı emrettikler, köleliğin bütün kavimlerde görüldüğü başka bir değişle Evrensel Hukuk (ıus gentum) müessesesi olduğu— Köleye Servus denirdi. 

Yunanistan gibi yerlerden gelen köleler idareci, katip, muhasebeci, gemi kaptanı olabilir Kabiliyetli kölelere işletmeleri için sermeye verirlerken, iyi vasıfta olmayanları maden ocaklarında ve gemilerde efendilerden uzak çalişir ve yaşarlardı Lex Petronia ile efendilerin Magistra dan izin almadan kölelerini hayvanlarla dövüştürmeleri yasaktı   Köleliğin Sebepleri:

  • Köle sahibi olmak zenginliği ifade eder
  • Kölelere dini inanç, ahlak anlayışı ve emeklerine ihtiyaç duyulması sebebiyle iyi davranılır ve Censorlar bu hususu control ederlerdi.

1. Doğüm yoluyla— köle kadının doğurduğu çocuk köle olur ve ananın sahibinin malı haline gelir. 2. Savaş esareti—düşmanın esir alınması, savaş esirlilerin köle statüsüne geçmesi mümkün ve düşmanın hukuku yoktur, öldürülmesi mümkündür.   Köleliliğin Götüren Diğer Haller: Borcunu ödemediği için alacaklısının hakimiyeti altına giren romalı, eski devirlerde Roma’nın sınırını teşkil eden Tiber nehrinin öteki yakasına köle olarak satıla bılırlerdı.

Kölelerin Hukuki Durumu: 

Köle hak ehliyeti olmayan esas itibariyle bir hakkın konusu olan varlıktı. Ancak kölenin insan olma vasfını da Romalılar gözden uzak tutmamışlardır. Köle aynı zamanda res ve persona’dır.

Köleler ius civile’ye göre alacaklı, borçlu, davalı veya davacı olamıyordu. Ancak kölelerinde hürler için gerekli olan şartlara sahip olmaları kaydıyla fiil ehliyeti bulunabilir ve efendisi için bir iktisap organı olarak faaliyet gösterebilirdi.  Bunun içinefendinin bilgisinin olması gerekli değildi.

Köleliğin Sona Erme Sebepleri:

Manumıssıo—Azat Etme 

Ius Civiliye göre—

  • Değnekle azat etme— Proetor önünde yapılan azat etme 
  • Sayım sırasında—5 yilda bir nüfüs sayma sırasında efendisinin isteği ile Censorun elindeki vatandaşlık listesine yazoılarak  • Vasiyetname ile—kölenin sahıbı vasiyet ederek hürriyetini eline verirdi
  • Kilisede azatma—hristiyanlık dini kabul edildikten sonra uygulanmaya başlandı ve köle kilisede rahip önünde hürriyetini eline alıyordu. 

Praetor  göre– Cumhuriyet dönemi azatlık

  • Malik dostlar olan tanıklar önünde veya bir mektupla, köleyi masasına oturtmak suretiyle ona hürriyetini verme ifadesi açıklardı
  • Roma vatandaşı olamazdı 
  • Ölünce mal varlıkları efendilerine geçerdi

Dikkat: İus Civile bakımından gerçerliliği yoktu, buna göre kölelik devam ederdi. Yani hür yaşar köle gibi ölur.

Kölelerin borçları tabi borç kabul edilirdi. Bundan dolayı da azat edildikten sonra bile köleye borçları için dava açılamazdı. Köle mülkiyetin nakil muamelelerinden kural olarak şekilsiz olanı yani traditio’yu kullanabilirdi. Köleler noxa adı verilen haksız fiillerinden bizzat sorumluydular. Fakat bu haksız fiilden doğan actio noxalis Romalı efendiye karşı açılabilirdi. Bu durumda efendi köleyi ya zarar görene teslim ederdi yada fiili bizzat işlemiş gibi cezayı öderdi.

Roma toplumuna bürük hizmeti geçen köleye devlet ödül olarak özgürlük tanıması  Uzun süreli zamanaşımı yoluyla hürriyetin kazanacağı Diocletianus’un getirdiği bir düzenlemedir.

  1. STATUS CİVİTATIS

Vatandaşlık durumuna göre Roma vatandaşları (civies Romani) ve yabancılar (peregrini) ayrımı yapılmaktaydı. Roma kanunları sadece Roma vatandaşları için çıkarılırdı. Roma civitas’ının üyeleri olan Roma vatandaşları hukuk düzeninin kendilerine tanıdığı haklara tam olarak sahiptiler. Kamu hukukunda ve özel hukukta hak ehliyetini haiz olmanın ikinci şartı Roma vatandaşlığıydı.

Roma Vatandaşlığının Kazanılması: Ana ve Baba romalı olduğu bir evlilikten doğan çocuk Roma vatandaşı. Eğer evlilik İus civil ye göre geçerli değilse, ananın vatandaşlığına bakılırdı. Yabanci baba ile Romalı anadan doğan çocuk Roma vatandaşı Kabul edilirdi. Ius Civile göre azat etme şekilleriyle hürriyetini kazanan azatlı Roma vatandaşi  Devlet yabancilara Roma vatandaşlığı tanıyordu.

Rome Vatandaşlığın Kaybı: Başka devletin vatandaşlığına geçme – özgürlük ve roma vatandaşlığın kaybı demektır Sürgüne gönderme – roma sınırları dışına çıkma hallerinde vatandaşlık cezaso sonucu yıtırılmış oluyor.

  1. STATUS FAMİLİAC:

Özel hukuk yönünden hak ehliyeti için en önemli durum status familiae idi. Roma vatandaşlarının kamu hukuku alanındaki pozisyonu aile durumundan etkilenmezdi. Status familiae yönünden Romalılar sui iuris ve alieni iuris olmak üzere ikiye ayrılırlardı. 

  1. Sui iuris’ler, hiç kimsenin hakimiyetinde olmayan erkek ve kadınlardır. Sui iuris olmanın yaşla bir ilgisi yoktu. Pater familias öldüğü zaman 1 yaşındaki çocuğu bile

sui iuris haline gelirdi. Sadece sui iuris’lerin hak ehliyeti mevcuttu ve malvarlığı edinebilirlerdi.

  • Alieni iuris’ler ise, bir pater familias’ın hakimiyeti altındaki kimselerdir. Alieni iuris tabiri daha çok erkek çocuklar için kullanılırdı. Aile evladı olmanın da yaşla bir ilgisi yoktu. 50 yaşındaki Romalının pater familias’ı yaşıyorsa o hala filius familias’tır yani alieni iuris’tir. Alieni iuris’lerin hak ehliyeti ve kişisel malvarlığı bulunmazdı.

Kişinin hukuk düzeni karşısındaki yerini belirleyen status’lar sabit değildi. Bunlar gelişen durumlara göre değişebilirlerdi.

Hak Ehliyetinin Başlangıcı ve Sonu:

 Hür Romalı sui iuris ise hak ehliyetine sahiptir. Roma hukukunda hak ehliyetine sahip olmak için hürriyet, vatandaşlık ve aile status’larına sahip olmak gerekir. Hak ehliyeti doğumun tamamlanmasıyla başlar, fakat sağ ve tam olarak doğmak kaydıyla ana rahmine düşmüş ama henüz doğmamış çocukta bazı haklardan yararlanabilirdi. Kişilik ve buna bağlı olarak hak ehliyeti ölümle sona ererdi.

  1. HAK EHLİYETİNİ KISITLAYAN DİĞER HALLER:

Roma hukukunda hak ehliyetinin hürriyet durumu, vatandaşlık durumu ve aile durumuna göre belirlendiğini yukarıda detaylı olarak açıklanmıştı. Ancak bazı hallerde hak ehliyeti belli bir özellik dolaysıyla daralmaktadır. 

Din  Başka kavimlerin dinlerine de olumlu bakılırdı  Hristiyanlığın yayılması ile bu dini takıp edenleri Romalılar tarafından takip edildikleri ve cezalandırdıkları görülmekte Bunun sebebi Roma devletini ve kanunlarını küçümsemeleri, vergi vermek, askerlik yapmak gibi bir devletin ayakta kalması için gerekli görevleri yapmaktan kaçınmaları. Hristiyanlık Devletin resmi dini haline geldikten sonra bu defa Hristiyanlar diğer dinlere karşı kötü davranıyordu  Özellikle yahudilere ve putperestlere kısıtlamalar getirildi. Bunlar daha ziyade evlilik ve Mıras hukuku alanlarında etkili oldu Yahudiler Hristiyanlarla evlenemez Hristiyanlar köle sahıbı olamaz.  

Şerefsizlik:   Kişinin toplum içindeki saygınlığına bağlıdır. (mali ahlaka denetlemede önemlidir) Censor nüfus kayıtlarını düzenlerken bir vatandaşın isminin yanına şerefsiz olduğuna dair işaret koyardı  Korkaklık sebebiyle ordudan atılma, aynı anda iki kişiyle evil olma ile bazı mesleklerin icra edilmesi halinde (aktörlük, hayvanlarla dövüşme fuhuş için aracılık yapma vb) toplum içindeki yeri sarsılmış olur Şeref ve haysiyeti azalırdı. Şerefsizlik devlet görevlerine gelme hakkının kaybı sonucunu doğurduğu gibi İnfamias hale gelenler dava açamaz.  Başkasına mahkemede temsil edemez ve şahitlik yapamazlar.

Ders notu için tıklayınız.(pdf)

Roma Hukuku Notları -9