Roma Siyasal Tarihinin Ana Hatları ve Roma’nın Siyasi Dönemleri

Roma’nın siyasal tarihinin başlangıcı Roma şehrinin kuruluşuna denk gelir.Roma’nın siyasal tarihi dört farklı döneme ayrılır:

Krallık Dönemi (M.Ö. 753 – M.Ö. 509)

1.Kral(Rex)

Kral devletin yönetimine dair her türlü iktidarı elinde toplamıştı. Kral, siyasi lider olmasının yanı sıra başrahip, başkomutan, başyargıç idi. Kral, kamu hukuku kurallarını tek başına belirleyebilmekteydi öte yandan özel hukuk kurallarında(örf ve adetler) da kralın etkisi vardı.

2) Halk Meclisi (Comitia Curiata)

Roma’da halk (populus) üçe ayrılırdı.

a)Patricuslar

Aynı soydan ve aynı soyadı taşıyan kimselere gens denilmekteydi.Gensler ekonemik ve dini bakımdan bağımsızdı.Genslere gentilis veya patricius denilmekteydi.

b)Plebler

Çoğu alanda hakları kısıtlıydı.

 c)Client’ler

ekonomik yönden patricus’a bağlıydılar.

Halk meclisinin bu dönemde herhangi bir yetkisi yoktur.Bu meclise sadece patricuslar katılabiliyorlardı.

3.Senatus

Yaşlılar kurulu olup danışma niteliği vardı.

Cumhuriyet Dönemi (M.Ö. 509 – M.Ö. 27)

Bu dönemde romanı siyasi ve egemenlik alanı çok genişlemiştir.Pön savaşları bu dönemde olmuştur ve bu savaştan başarıyla çıkan Roma siyasal egemenliğini çok fazlasıyla arttırmıştır.

Bu yönetim biçimin de siyasal organlar dört bölüme ayrılır:

  1. Consul

En üst siyasi makamdır. Cumhuriyet Dönemi’nde devlet, Halk Meclisi tarafından bir yıl için seçilen iki consul tarafından yönetilirdi.

2.Diğer Magistra’lar

İki consul’un devlet yönetiminde iş yükünün artması sebebiyle yönetime ilave edilen ek yöneticilerdir. Magistra’lar da esasında consul’lerle aynı yetkilere sahiptir.

3.Halk Meclisleri(Comiata Curiata ve Comiata Centuriara)

Krallık Dönemi’ne göre, hem sayıları hem de yönetim yetkileri artmıştır. Krallık Dönemi’nin Halk Meclisi olan Comitia Curiata’nın yanı sıra, hem patricius’lar hem de pleb’lerin katılabildikleri Comitia Centuriata bu dönemde kurulmuştur. Özellikle bu meclis, magistra seçimlerinde, kanun tekliflerinin kabul ya da reddinde ve yargı işlerinde önemli yetkilere sahip bir organ olmuştur. Ezilen sınıf olan pleblerin,patricuslarla eşit haklara sahip olması için verdikleri mücadele sonucunda pleb meclisleri (Concilia plebis tributa) kurulmuştur.Bu meclisin en önemli özelliği sadece plebler olmasına rağmen zamanla patricusları da etkileyecek kararlar alamalarıdır.

4.Senatus

Danışman kuruluydu.

Senatus’un yetkileri iki alanda önem taşıyordu:

a)Magistra tarafından yapılan kanun teklifleri önce senatusta tartışılıyor daha sonra halk meclisine taşınıyordu.Halk meclisinden çıkan karar tekrar senatusa sunulup daha sonra halka duyuruluyordu.

b)Yürütme alanında da senatus’un danışma niteliğinde olmasının yanında fonksiyonu büyüktü.

PRINCIPATUS DÖNEMİ(İLK İMPARATORLUK DÖNEMİ)(M.Ö.27-M.S.235/284)

İkinci Pön savaşlarından sonra başlayan bunalımlı dönem iki yüzyıla yakın bir süreyi kapsar.Patlak veren iç bunalım,iktidar mücadelesi yeni reform girişimlerine yol açtı.Bu durum.Caius Iulius Caesar,consul olana dek sürdü.Ceasar, bu karışıklıklar içinde, artık cumhuriyet yönetiminin yürümeyeceğine inanıyordu.Karışıklıklardan faydalanarak birçok yetkiyi kendinde topladı.Ancak cumhuriyet yönetiminden yana olanlar Caesar’ı öldürdüler.Fakat cumhuriyeti kurtaramadılar.Caesar’ın yeğeni Gaius Octavius’un ‘principatus’adı verilen yeni bir yönetim şekli kurmasıyla cumhuriyet devri sona erdi.Bu dönem en parlak dönemdir.Barıs ve sükunet dönemi(pax romana) olan ve milattan sonra iki yüzyıl süren bu dönemde,Roma kurumları kökleşip Helen kültürü ile karışmışlardır.Ve ozamanın dünyasında yayılmışlardır.

Principatus Dönemi’nin beş siyasal organı vardır:

  1. Princeps

Devletin başıdır.  Senatus tarafından seç kendisine ait hazineye (fiscus) sahipti. Kanun koyma yetkisi olmamakla birlikte kanun teklifi getirmeye yetkiliydi.ilirdi. Siyasi, askeri ve yargısal anlamda en önemli yetkiler princeps’in elindeydi.

2)Magistralar

Bu dönemde magistralık ortadan kaldırılmamıştır.Fakat magistra’lıkların fonksiyonu azalıp bir şeref mevkisi durumuna gelmişlerdir.

3)Halk meclisleri

Bu dönemde halk meclislerinin de fonksiyonları azalmıştır. Principatus Dönemi içerisinde meclislerin yetkileri yavaş yavaş ellerinden alınmış, M.S. 1. yüzyılın sonunda yasama yetkileri tamamen kaldırılmıştır.

4)Senatus

Principatus Dönemi’nin başlarında halk meclislerinin yetkilerine sahip kılınmıştır. Senatus Consultum olarak adlandırılan Senato kararları,kanun sayılmıştır. Öte yandan, özellikle princeps’in yetkilerinin artmasıyla birlikte senatus da güç kaybetmeye başlamıştır.

5) Princeps’e bağlı devlet memurları

Devletin önemli işini gören bu memuları princeps atıyordu.Bu memurlar bir bakımdan princeps’in danışmanıydılar.Önemli konularda princepse görüş bildirirlerdi.

İMPARATORLUK DÖNEMİ(DOMINATUS DÖNEMİ YA DA SON İMPARATORLUK DÖNEMİ)(M.S.284-M.S.476/1453)

Siyasi anlamda herkesin eşit seviyeye çekilmesi, imtiyazlı sınıflar nezdinde huzursuzluğa yol açmıştır. Bunun yanı sıra ekonomik, dini ve ahlaki sebeplerle başka türlü bunalımlar ortaya çıkmıştır. Bu dönemde, Hristiyanlık, geniş kitlelere yayılmaya başlamış ve bu toplumsal çatışmalara sebep olmaya başlamıştır. Roma’nın sınırlarının çok geniş olması, özellikle barbar  kavimler tarafından birçok yerden saldırıya uğramıştır.Bu olay devletin zayıflamasına yol açmıştır. İmparator Diocletianus’un mutlakıyet yönetimi kurmasıyla sorunlara çözüm sağlanmaya çalışılmıştır, İmparatorluk Doğu ve Batı olmak üzere ikiye bölünmüştür. Diocletianus’un tam anlamıyla otoriter bir imparatorluk sistemi tesis ettiği bu dönem Dominatus Dönemi olarak adlandırılmaktadır.

Dominatus Dönemi’nin yalnızca iki siyasal organı vardır:

a)İmparator(Imperator)

İmparator her alanda mutlak egemendi.Hukukun tek kaynağı imaparatordu. Danışman Kurulu’vardı fakat imparator bu kararlara tabi değildi.

b)Devlet Memurları

İmparatora hesap veren, imparatorluk memurlarıdır ve bürokrasiyi oluştururlar.

Dominatus Dönemi, Roma Hukuku bağlamında İmparator Iustinianus’un 565 yılında ölümüyle birlikte sona ermiştir. Tarihsel anlamda ise, 1453 yılında Roma Devleti’nin Doğu’daki uzantısı olan ve Doğu Roma İmparatorluğu’nun devamı niteliğindeki Bizans Devleti’nin yıkılmasıyla Dominatus Dönemi’nin sona erdiği ifade edilir.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir