Roma hukukunun  yaratıcı kaynaklarının ortaya çıkışı siyasal tarihle paraleldir.Bu kaynakları dört bölümde incelenmektedir.

1.KRALLIK DÖNEMİ(M.Ö.753-M.Ö.509)

  • Roma’da en eski hukuk, örf ve adet hukukudur
  • Krallık döneminde mutlak egemen gücün kralda toplanmış olması kralın yasama alanında da mutlak yetkileri olması sonucunu doğurmuştur.
  • Roma’da en eski hukukçular Rahiplerdi.Rahiplerin hem toplumu düzenleyip yönetmeleri hem de hukuk işleriyle uğraşmaları eski zamanlardaki hukuk ve din arasındaki sıkı ilişkiden kaynaklanır

•Ancak Roma’da hukukun dinsel niteliği çok uzun sürmemiştir.Hukuk ius (hak,hukuk kuralları) ve ‘fas’(dinsel kuralları) olmak üzere ikiye ayrılıp laik bir yapıya kavuşmuştur.

•Roma’da Rahipler sınıfı particuslardan oluşuyordu.Rahiplerin hukuk alanındaki faaliyetleri üç yönde etkin olmuştur.Rahiplerin ilk görevi geçerli olan hukuk kurallarını yorumlamak ve açıklamaktı(interpretare).)Yorumladıkları hukuk kurallarına dayanarak hukuki işlemleri biçimlendirmek ve geliştirmek görevini de üstlenmişlerdi.Yorumladıkları hukuki işlem biçimlerini hayatın çeşitli alanında uygulamalrına ‘cavare’ deniliyordu.En doğal görevleri ise halkın hukuki sorunlardaki sorularına cevap vermekti.Buna ‘respondere’ deniyordu.

•Bu dönemde hukuk yaygınlaşamamıştır.Bunun sebebi ise hukukun soyluların elinde olup toplumun çoğuna kapalı olmasıdır.

2.CUMHURİYET DÖNEMİ

•Magistra tarafından yapılan kanun teklifleri önce senatusta tartışılıyor daha sonra halk meclisine taşınıyordu.Halk meclisinden çıkan karar tekrar senatusa sunulup daha sonra halka duyuruluyordu.Senatus tarafından duyurulan bu karalar gerçek anlamda kanundular(lex).

•Oniki Levha Kanunu Roma tarihinin en eski kodifikasyon hareketidir.Roma’da geçerli hukuk kurallarını kapsayacak ve sonraki dönemlere temel olacak bir kanundur.Bu kanun yapılmasından iki farklı amaç vardır:

a)Siyasal amaç:

Olanaklar el verdiği oranda plebler ve patricuslar arasında hukuk eşitliği sağlamak ve tüm yurttaşları eş hukuk kurallarına bağlı kılmak.

b)Hukuki amaç:

Örf ve adet hukukunu yazılı hale getirip hukuk konusudaki belirsizliği ve gizliliği gidermek.

•Usul hukukunun sözlü formülleri kitap halinde yayımlanınca hukuk bilimi rahiplerin tekelinden çıkarak herkese açık hale geldi. Hukuk bilimi Rahiplerin etkisinde kurtulunca laik bir yapı kazandı.

•Cumhuriyetin son yıllarında hukukun gelişimine en fazla etkiyi praetor’lar sağlamıştır.Bu magistralar eski Roma hukukunu köklü bir şekilde değiştirmiş ve Ius civile’i(yurttaşlar hukuku) dönemin şartlarına uygun hale getirmişlerdir.

•Bu dönemde hukuki anlaşmazlıkları yargılama yetkisi olan praetor urbanus (şehir praetoru) ile Roma yurttaşlarıyla yabancılar ve Romada yaşayan farklı kavimlere mensup yabancılar arasındaki hukuki anlaşmazlıklarda yetkili kılınan praetor peregrinus(yabacılar praetoru) bu alanda Ius praetorium adında ikinci bir hukuk sistemi geliştirmişlerdir.

•Praetor’ların kanun koyma yetkisi yoktur.Praetor’ların başlıca görevi hukuki anlaşmazlığı çözmekti fakat bunu yargıç unvanıyla yapamazdı.Bu dönemde kişiler arasındaki çözümü özel yargıç çözerdi.

•Dava ‘In iure’ denilen aşamada prateor iki tarafı dinler uygun bulunursa dava başlardı.Praetor yargıcı belirler,bu kişiye davanın yürütülmesi konusunda talimat verirdi.

•Davanın ‘apud iudicem’ denilen ikinci aşamasında özel yargıç,praetorlarca saptanan dava koşullarını tekrar dinledikten sonra anlaşmazlığı inceler ve hüküm verirdi.Özel yargıcın hükmü kesindi.

•Bu dönemde praetorlar beyannameler yayınladılar.Edictum adı verilen bu beyannamenin amacı praetorların görevde kaldıkları süre içinde hukuki koruma sağlayacakları durumları,her münferit durumda dava hakkı tanıma koşullarını belirlemek suretiyle uygulayacakları hukuk kurallarının bir çeşit listesini vermektir.

Praetor beyannamelerinin ikili bir özelliği vardır:

a)Geçmişte denenmiş olan temel ilkeleri ve kuralları ihtiva ettikleri için geleneksellerdir

b)Uygulamadaki denemelerden yararlanılarak, eskidikleri saptanan kuralları kaldırmak veya değiştirmek olanağı sağlar.Bu durum özel hukukta sürekli gelişim olmasını sağlar.

3.PRİNCİPATUS DÖNEMİ(M.Ö.27-M.S.235/284)

•Princepsler bu dönemin hukukunda da etkili olmaya başlamıştır.Halk meclisi ve senato güç kaybetmiştir.

  • Özel önem taşıyan praetor beyannameleri bu çağda işlevlerini yitirmişlerdir.
  • Dönemin hukukçusu Salvis Iulianus’u praetor beyannamelerindeki temel hukuki ilke ve kuralları saptamakla görevlendirdi.Saptanan bu ilkeler’Edictium perpetuum’ ‘kalıcı beyanname’ adıyla yayımlandı.

• Roma hukuku bu dönemde hukukçuların faaliyetleriyle gerçek niteliği kazanmıştır.Romalı hukukçuların ‘Bilimsel Görüşler’ denilen faaliyetleri dolayısıyla bu döneme ‘Klasik Hukuk Dönemi’ denir.

• Klasik Hukuk Dönemi Principatus Dönemi ile bitmiştir.Bu durum artık büyük çapta hukukçu yetiştirecek ortamın giderek kalkmasının yanı sıra princepslerin yasama alanındaki yetkilerin artmasıyla da açıklanabilir.Böylece imparator emirnamaleri (constitutio) giderek hukukun tek yaratıcı gücü durumuna gelmiştir.Hukukçular sadece emirnamelerinin uygulayıcı olmuşlardır.İmparator emirnameleri dört bölümde incelenir.

a)Beyanname(Edictum)’ler

  Princepsler tarafından yayımlanıyordu.Princepslerin imparatorluk süreleri boyunca geçerlidirler.Hatta yeni imparator açıkça kaldırmadıkça o dönemde de geçerlidir.

b)Karar(Decretum)’lar

  İmparator, bir hukuki anlaşmazlığa kendisine başvurulması halinde her davaya isterse doğrudan kendi bakabilirdi.İmparatorlar bu davaların görülmesinde hukukçulardan oluşan bir danışma kurulundan yararlanırlardı.

c)Cevap(Rescriptum)’lar

  Hukuki sorunlarda imparatorun görüşü istenebilirdi

d)Talimat(Mandatum)’lar

İmparatorlar,eyaletleri yöneten ve yargı işlerinde yetkili kılınmış memurlara çeşitli konularda talimatlar veriyorlardı.

4.İMPARATORLUK DÖNEMİ(M.S.235/284-M.S.565)

•İmparatorun her bakımdan mutlak iktidara sahip olduğu dönemdir.

•Hukukun tek kaynağı imparatorun mutlak iradesinin ifadesi olan imparator emirnameleridir

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir