Özel Hukuk – Kamu Hukuku Davası
Özel hukuk davası kavramı, kamu hukuku davasının karşıtıdır.
Kamu hukuku, hukuk düzenini ihlal eden eylemlere müeyyide getirmektir. Bu eylemler, devletin
düzenli işleyişine ve güvenliğine zarar veren, tehdit eden eylemlerdir.
Özel hukuk ise kişilerin menfaati için konulmuş, menfaatlerini korumak amacıyla da dava hakkı
verilmiş hukuk düzenidir.
Kamu hukuku davalarında devlet veya tüzel kişiliğe sahip ilgili kurum taraf rolüne sahiptir.

  1. Ius Civile – Ius Honorarium Davaları
    Davaların formula’larında, iddia ius civile’nin tanıdığı bir hakka dayanır. Bu davalara bir hakka
    dayanan dava denir. Bunlar İus Civile davalarıdır.
    Eğer formula’nın iddia kısmında zikredecek bir hak yok ise bu davalara preator tarafından ‘bir
    olaya dayanan’ dava adı verilir. Bunlar In Factum Concepta’dır.
  2. Actiones In Rem – Actiones In Personam
    Bu ayrım hukukun özü bakımından önemlidir.
    Actiones In Rem (Eşyaya ilişkin/Ayni Davalar): Hak sahibi ile mal arasındaki doğrudan
    ilişkilerden doğan hakların istenmesinde karşımıza çıkar. Buradaki ayni hak eşyaya ilişkindir ve
    mutlak haktır.
    Actiones In Personam (Şahsi Davalar/Alacaklara İlişkin): Bu dava iki şahıs arasındaki
    münasebetlerden doğan hakların istenmesinde karşımıza çıkar. Bu davalar özellikle akitten ve
    haksız fiilden doğan uyuşmazlıklarda kullanılır.
  3. Iudicia Bonae Fıdei – Iudicia Stricti Iuris
    Dar hukuk davası (Iudicia Stricti Iuris), olaylara ve hukuki dayanaklara tamamen bağlı bir dava
    türüdür. Preator’luğun kurulmasından önce, bütün davalar bu türdü. Dar hukuk davasında
    önceden kararlaştırılan edim dışında başka talepte bulunulamaz.
    Dar hukuk davalarında hâkim formula’da ne varsa ona sıkı sıkıya bağlı kalmak zorundaydı.
    İyi niyet davası (Iudicia Bonae Fıdei), dar hukuk davasından farklı olarak hâkime takdir yetkisi
    veren bir dava türüdür. Praetor dar hukuk davalarına ‘iyi niyet gereğince’ kelimelerini ilave
    ederek bunları iyi niyet davası haline getirmekteydi.
  4. Actiones Arbitrariae
    Formula usulünde mahkûmiyet daima bir paradır. İhtilaf ne olursa olsun hâkim o ihtilafı paraya
    çevirerek mahkûmiyet kararı verir. Bu karar her dava için geçerli değildir. Malın aynen iadesi
    gerekilen davalarda para mahkûmiyeti yerine malın iadesi mahkûmiyeti verilebilir. Bir karar
    niteliğinde olmayan, bu (malı iade etme) talimata clausula arbitraria (seçimlik şart) denmektedir.

Davalı isterse bu talimata uymayabilir. Hâkim o zaman yine para miktarına hükmetmek
zorundadır. Fakat davalıyı zorlamak için malın değerinin davalı tarafından takdir ettirerek o
miktar üzerinde hüküm verir. Bu durum davalının işine gelmeyeceğinden malı geri vermeyi
tercih eder.

  1. Eda Davası
    Burada davacının bir hakkı ileri sürerek davalıdan kendisi için bir edimi yerine getirmesini ve
    davalının bu edime icraya mahkûm edilmesini talep eder. Davacının amacı kendisine icraya
    başvurmayı sağlayabilecek bir karar elde etmektir.
  2. Actio Praeiudicialis
    Tespit Davası, mevcut bir hukuki durumun tespiti için öngörülmüştür ve bu durumu taraflar
    arasındaki gelecekteki her türlü tartışmanın dışına çıkarır.

 Actiones Privatae ve Actiones Populares
Davalar genel olarak şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseler tarafından açılır. Bu davalara
Actiones privatae adı verilir. Buna karşılık bazı davaları sadece roma halkı açabilir. Bu davalara
ise Actiones populares adı verilir. Bu davada davalı bir miktar para ödemeye mahkûm edilirdi.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir