ROMA HUKUKU GENEL KAVRAMLARI
Ius (hukuk)
Roma’da bu kavram hem hukuku hem de hakkı ifade eder. Hukuk anlamındaki ius toplumda
yürürlükte olan kuralları belirtir ve bu kurallara aykırı hareket edildiği zaman karşılığında bir
yaptırım (müeyyide) söz konusudur.
Ius denildiği zaman Romalılar, tanrılar tarafından getirilmiş dünyevi hayatta rahipler tarafından
bilinen ve somut olayda uygulamaya sokulan düzeni anlardı.
Roma kaynaklarında hukukun tam bir tanımı yoktur. Adalet ile ilişkilendirilmiştir.
Ius Civile – Ius Honorarıum
Bu ayrım hukuku yaratan kaynaklar bakımından yapılmaktadır.
Ius Civile Roma hukuk düzeninin çekirdeğini teşkil eder. Bu çekirdek öre ve adetlerden, XII Levha
’da yer alan hukuk kuralları ve bu kuralların yorumlarından elde edilen hükümlerden oluşmaktaydı.
Senatus kararları ius civile’ye dahil sayılmaktadır.
Ius Honorarıum, yargı işlerinde görevli olan praetor’un faaliyet alanında ortaya çıkmış hukuk
kurallarından oluşmaktaydı. Burada amaç ius civile’yi ortadan kaldırmak değil ona destek olmaktı.
Ius Civile – Ius Gentium
Bu ayrım hukukun uygulama alanı bakımından yapılmaktadır.
Ius Civile sadece Romalılara uygulanan hukuk kurallarıdır. Quirites denilen Roma vatandaşları için
yürürlükte olan hukuktur yani Ius Quirites’tir.
Ius Gentium, eski çağda tüm kavimlerde müşterek olduğu söylenen kurallar içeren Roma’nın
yarattığı bir kavramdır. Fetihler yapılıp dünyaya açıldıkça ius civile uygulama alanı bulmakta
zorlanmış ve yetersiz kalmıştır. Ius gentium kuralları yabancılar praetor’u (praetor peregrinus)
tarafından yaratılmaktadır.
Tüm imparatorlukta yaşayan kişilere Roma vatandaşlığının tanınmasıyla bu hukuk ayrımı önemini
kaybetmiştir.
Ius Publicum – Ius Privatum
Kamu hukuku ve Özel hukuk ayrımıdır.
Ius Publicum, bir taraftan devletin vatandaşlarıyla olan ilişkilerini diğer taraftan teşkilatını
düzenlemektedir. Emredici kurallardan oluşmaktadır. Fertlerin emredici olan kuralları değiştirmek
için yaptıkları anlaşmalar geçersizdir.
Ius Privatum ise fertlerin hareket edebilecekleri, başkalarıyla ilişkiye girebilecekleri alana ilişkin
kuralları içermektedir. Yedek ve tamamlayıcı kurallardan oluşmaktadır. Fertler bu kuralların aksini
kararlaştırabilir.
Hak (Ius) ve Dava (Actio)
Ius, hukuk düzeninin kişilere korunmaya değer menfaatlerini gerçekleştirmek üzere tanıdığı hak
demektir. Kısaca hak, hukuk tarafından tanınan yetkidir. Örneğin ius dominii (mülkiyet hakkı), ius
crediti (alacak hakkı)
Yaşam olayları hukukun şartlarına uygun olursa hak sahibine, korunması için bir dava hakkı tanınır.
Actio olmadan hak olmazdı. Hakkın tanınması için kişiler devlete bir Actio vermesi için
başvurabilirdi. Bir kimsenin actio’su varsa bunun anlamı hâkimin vereceği kararla, bu hakkını o
toplumdaki herkese kabul ettirebileceğidir.
Hakların Ayrımı
- Mutlak Haklar
Bu hak ilgili herkese karşı ileri sürülebilen ya maddi mallar üzerinde ya da şahıslar üzerinde mevcut
olabilen bir haktır.
- Eşya Üzerindeki Mutlak Haklar: Maddi varlıklar üzerinde sahiplerine mutlak hak karakterinde
olmak üzere yetkiler veren haklardır. Bunlara ayni haklar da denmektedir. Bu hakkın ihlali
sonucu Actiones in Rem davası açılır
a. Mülkiyet (dominium, proprietas): Maddi bir mal üzerinde sahibine en geniş yetkiler veren
ayni haktır. Mülkiyet hakkının sahibine malik denmektedir. Malik malını hukuka aykırı bir
şekilde elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası (Rei Vindicatio) açarak geri alabilir.
b. Mülkiyet Dışında Kalan Ayni Haklar:
İrtifaklar (servitutes): Bu haklar, üzerinde tesis edildikleri maldan yararlanma yetkisi
veririler. Arzi ve Şahsi irtifak üzere ikiye ayrılırlar. Arzi irtifakta hak sahibi bir arazi
iken Şahsi irtifakta hak sahibi bir kişidir.
İpotek (hypotheca): Bir alacağın teminatı olmak üzere tesis edilen sınırlı ayni haktır. - Şahıs Üzerindeki Mutlak Hakları: Roma’da bu haklar esas itibariyle aile reisinin (pater familias)
aile fertleri üzerinde sahip olduğu patria potestas ile kocanın karısı üzerindeki hâkimiyeti olan
manus idi.
! Köleler üzerindeki hakimiyet mal üzerindeki hak, yani mülkiyet olarak düzenlenmiştir.
- Nisbî Haklar
Bu haklar esas itibariyle borç ilişkisinden doğar. Alacaklının borçludan alacaklı olduğu edimi
isteme konusunda bu hakkı söz konusu olur. Borçluya karşı açılacak şahsi dava genel olarak
Actiones in Personam’dır.
! Mutlak haklar herkes tarafından ihlal edilebilir, Nisbî hakların ihlali ise ancak borçlusu tarafından
mümkündür.
Hakların Kazanılması ve Kaybı
Bir hakkın belli bir kişiye bağlanmasına hakkın kazanılması (iktisabı) denir. Buna karşılık hak o
zamana kadar ait olduğu kişiden ayrılırsa bunun anlamı hakkın kaybedildiğidir.
Hakkın iktisabı aslen ve devren olur. Aslen iktisapta o ana kadar, herhangi bir hakka konu olmamış
malın üzerinde hak elde etmektir. Devren iktisapta ise bir hak devir işlemi ile önceden ait olduğu
kişiden başka bir kişiye geçmektedir.
! Devreden, devrettiği hakka sahip değilse, hak devralana geçmez.