A.     KENDİLİĞİNDEN SONA ERME SEBEPLERİ (IPSO IURE)

Borçların başka bir sebebe gerek duymaksızın sona ermesidir.

Başka bir işleme gerek yoktur.

Sadece asıl edimler değil yan edimler de kendiliğinden sona erer.

Birlikte borçlulukta bir borçlu için borç sona eriyorsa tüm borçlular için de borç sona erer.

Hâkim tarafından re ’sen dikkate alınır.

  • İfa
  • İbra
  • Yenileme   
  • Alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesi
  • Kusursuz imkânsızlık
  1. İfa (Solutio): Borç konusu olan edimin yerine getirilmesi ile borç sona erer. Doğal bir sona erme sebebidir.

İfanın geçerlilik şartları:

  • Tarafları bakımından: ifa kim tarafından kime karşı yapılır buna bakılır. Kural olarak alacaklı yalnızca borçludan ifa talep edebilir ve borçlu ifayı yalnızca alacaklıya yapar. Ancak, ifanın borçlu tarafından yapılmasında alacaklının özel bir menfaati yoksa ifayı 3.kişinin yapması da ifayı geçerli kılar. Aynı zamanda üçüncü kişi lehine sözleşmelerde ifanın sözleşme yapılırken 3.kişiye yapılabileceğini öngörür. Borçlu havale yöntemiyle alacaklının borçlu olduğu kişiye ifa yapabilir.

ÖR: B’nin A’ya 100 sesters borcu vardır. A’nın da C’ye 100 sesters borcu vardır. A, B’ye talimat vererek borcun ifasını B’nin yerine getirmesini sağlayabilir. Bu şekilde A aradan çekilir.

  • Konusu bakımından: başka türlü bir anlaşma yoksa ifa tek seferde yerine getirilir. Alacaklı parça parça ifayı kabule zorlanamaz. İfa yeri anlaşmanın özelliğine göre değişirken ifa zamanı sözleşmede belirtildiği gibidir ve bu zaman geldiği an alacaklı ifayı isteme hakkını elde eder.
  • İbra (Acceptilato): Alacaklı ile borçlu aralarında anlaşarak ifanın yerine getirilmemesine karar verebilirler. Bu durumda borç ibra yoluyla kendiliğinden sona erer. İbra, borçlunun izni ile alacaklının alacağından vazgeçmesidir. Her iki tarafın da rızası olması şarttır.

İlk zamanlarda stipulatio yöntemiyle yapılıyordu. Borçluyla alacaklı karşı karşıya gelir ve borçlu alacaklıya “sana vaat ettiğim şeyi aldığını taahhüt ediyor musun?” diye sorar alacaklı da “evet ediyorum” cevabını verir. Böylece borçlu borcundan kurtulmuş olur.

Sonradan ibra sözleşmesi yapılarak bu işlem yapılmıştır. Roma hukuku kaynaklarında bu sözleşme şekle bağlanmamıştır sadece rızai şart aranmıştır.

İbra bir tasarruf işlemidir. Çünkü borçluyla alacaklı aralarında anlaşmayla aralarındaki borcu sona erdirdiklerinde borç anında sona ermiş olur. Borçlunun mal varlığının pasifinde bir azalma olurken alacaklının mal varlığının aktifinde meydana gelmesi gereken artış olmayacaktır.

Bu sözleşme hem Roma’da hem günümüzde işçiyle işveren arasında daha çok görülür.

  • Yenileme (Novatio): Aynı konuda eski borcun yerini, stipulatio yoluyla, yeni bir borcun almasıdır. Yani eski bir hukuki ilişkinin ortadan kaldırılarak bu eski ilişkiden doğmuş olan borcu yeni bir hukuki ilişki kurarak onun bünyesinde devam ettirmektir. Yeni bir unsur bulunması gerekir. Bu yeni unsur taraflar bakımından olabileceği gibi borcun kapsamında da yer alabilir. Şartları; önceden mevcut bir borç bulunmalı ve yeni hukuki ilişki de geçerli bir ilişki olmalıdır.

ÖR: A ve B arasında bir kira sözleşmesi bulunmaktadır. A’nın B’ye 1000 sesters kira borcu vardır. Sonradan A ve B anlaşarak bu kira sözleşmesini sona erdirip bu 1000 sesters borcu ödünç sözleşmesi adı altında devam ettirebilirler. Borç aynı borçtur ancak hukuki ilişki değişmiştir.

3 şekilde yapılır

  • Tarafların değişmesi suretiyle bir yenileme yapılabilir. Bu yenileme işleminde iki tarafın da rızası bulunmalıdır. Alacaklı taraf değişebileceği gibi borçlu taraf da değişebilir.

ÖR: A’nın B’ye olan borcunu A ile B aralarında anlaşarak A’nın C’ye ödemesini sağlayabilirler.

  • Borcun içeriğinde bir değişiklik yapmak suretiyle bir yenileme yapılabilir. Taraflar aralarındaki mevcut hukuki ilişkiye yeni bir unsur eklemek istediklerinde bu durumdan bahsedilir.

ÖR: vadesiz bir borcu vadeli borç haline getirmek.

  • Borcun sebebinde bir değişiklik yapmak suretiyle yenileme yapılabilir. Borcun dayanmış olduğu hukuki ilişkinin değiştirilmesidir.

ÖR: kira yerine satış sözleşmesi yapılması.

Yenilemenin geçerli olması için tarafların yenileme iradesine (animus novandi) sahip olmaları gerekmektedir. Yenileme iradesinin olmadığı ilişki yenilemeyi oluşturmaz ve eski ilişkinin sona ermesine sebep olmaz. Eski hukuk ilişki de devam eder yeni hukuki ilişki de

  • Alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesi (Confusio): Alacaklının alacak hakkı ve borçlunun borcu aynı kişide birleştiği zaman borç sona erer. Bir kişi hem kendisinin alacaklısı hem de borçlusu olamayacağı için borç kendiliğinden sona erer.

ÖR: A’nın babası B’ye borcu vardır. B ölünce B’nin tüm malvarlığı, terekesi A’ya intikal etmiştir. Bu durumda A hem borçlu hem alacaklı durumuna düşmüş olacağından borç ilişkisi sona erer.

  • Kusursuz İmkânsızlık: Edimin hukuken ya da fiilen yerine getirilmesi mümkün değilse buna imkânsızlık denir. Kusursuz imkânsızlık dediğimizde ise imkânsızlığın ortaya çıkmasında borçlunun kusuru olmamasıdır. Sonradan oluşan bu imkânsızlıkta borçlunun bir kusuru yoksa borç sona ermiş olur. Borçlunun kusurlu olması durumunda borç tazminat borcuna dönüşür ve sona ermesi söz konusu olamaz. Bu yüzden kesinlikle borçlu kusursuz olmalıdır.

Burada bahsedilen imkânsızlık sözleşme kurulduktan sonra ortaya çıkmış olmalıdır.

B.     DEF’İ YOLUYLA BORÇLARIN SONA ERME SEBEPLERİ (OPE EXCEPTİONİS)

Bütün defiler borcu sona erdirme sebebi olarak sayılır. Amacı dava yoluyla istenilen bir borcu hükümsüz bırakmaktır.

Defi yoluyla sona erme sebepleri borçlu tarafından ileri sürülmedikçe hâkim tarafından re‘sen göz önüne alınmaz.

Defi yoluyla asıl borç ilişkisi tamamıyla sona ermez, yan edimler devam etmektedir. Borçlu ayrıca yan edimlerin de sona ermesini talep etmelidir.

Birlikte borçlulukta defi hangi borçlu tarafından talep edildiyse o borçlunun defi hakkı olur. Diğer borçluların borçları devam eder.

  •  Takas
  • Alacak hakkından feragat
  1. Alacak Hakkından Feragat (Pactum de Non Patendo): Borcun istenmeyeceğine dair alacaklı ve borçlunun anlaşmasıdır. Hem borçluyu borçtan kurtarır hem de borcu sona erdirir. Bu anlaşmanın yapılmasıyla alacaklı artık borcun yerine getirilmesini isteyemeyecektir. Bu anlaşmaya rağmen alacaklı dava açarak borcun ifasını talep ederse borçlu exceptio pacti conventi (yapılan anlaşma def’i) ileri sürerek borçtan kurtulabilir.

Alacaklı alacak hakkından vazgeçmiş olur ama borcu doğrudan sona erdirmiş olmaz. Bu anlaşmayla borçluya borçtan kaçınma hakkı verilmiştir.

  • Takas (Compensatio): Alacaklı ve borçlunun aynı cinsten birbirlerine karşı olan alacaklarının birbirinden mahsup edilmek suretiyle borcun sona ermesidir.

ÖR: A, B’ye bir çay almış ve sen parasını sonra verirsin demiştir. Başka bir gün B, A’ya çay alarak aralarındaki borcu kapatmıştır.

Takas işlemi trampayla karıştırılmamalıdır. Örneğin trampa bir ev satılırken evin araba karşılığına verilmesi şeklinde satışının yapılmasıdır. Takasla hukuken alakası yoktur.

Takasın geçerli olabilmesi için

  • Borç ilişkileri karşılıklı olmalıdır. Yani taraflar birbirine karşı borçlu olmalıdır ve bu borçların tarafları aynı olmalıdır.
  • Alacakların mutlaka aynı cins ve misli mal olması gerekir.
  • Alacaklar muaccel ve istenebilir durumda olmalıdır.

Takas bir sözleşme değildir.

Taraflardan biri takas yapmaya karar verdiğinde diğer tarafa bunu bildirdiğinde kendisine bildirilen kişi bu takasın yapılmasına katlanmak zorundadır. Reddetme hakkı yoktur.

Takas yenilik doğuran bir haktır.

Uzun Zamanaşımı Def’i (Praescriptio Longi Temporis): borcun vadesi geldiği halde, otuz yıl boyunca takip edilmemiş borç için dava hakkını sona erdiren defidir. Borcu sona erdirir.

Roma Hukuku Notları -21