• Politikanın birbirinden tamamen farklı ve birbirine zıt iki yönü olduğu görüşü hakimdir. 

• Bir görüşe göre politika toplumda yaşayan insanlar arasında bir çatışma, bir mücadele ve kavgadır. Çatışmanın asıl konusu toplumdaki değerlerin paylaşılmasıdır. Çatışmanın hedefi ise iktidarın ele geçirilmesidir. Hedef kısaca iktidarın ele geçirilmesi ve onun sağladığı yararların paylaşılmasıdır. 

• Politika “kimin neyi, ne zaman, nasıl elde ettiğini” belirleyen bir faaliyet olarak nitelendirilebilir. 

• Bir diğer görüşe göre politikanın amacı, her şeyden önce toplumda bütünlüğü sağlamak, özel çıkarlara karşı koyarak genel yararı ve insanların ortak iyiliğini gerçekleştirmektir. 

• İdealist ve bir bakıma ütopik diyebileceğimiz bu görüşe göre aslında politika, herkesin yararına olan bir toplum düzeni olma çabasından farklı bir şey değildir. 

• Bu iki karşıt görüş politikanın birer yönünü yansıtır. Aslında politika, hem bir çatışma ve iktidar kavgasıdır hem de – hiç değilse bir ölçüde – toplumun bütün üyelerinin yararına olabilecek bir düzen yaratma aracıdır. 

• Bir görüş iktidar kavgasını sadece post kapma ve ganimet paylaşma şeklinde ifade ederek karamsarlık oluştururken ikinci görüş olanı değil olması gerekeni söyleyerek ütopik bir yaklaşım taşımaktadır. 

Politikanın Karakteristik Noktaları 

• Politika zaman ve mekan bakımından evrensel ve süreklidir. İnsanlar arasında düşünce farklılıkları var olduğu müddetçe çatışma ve dolayısıyla politika da var olacaktır. 

• Politika, toplumsal barış ve düzen asgari anlaşma temeli üzerindeki bir çıkar çatışması ve iktidar mücadelesidir. Çatışmaya sınır çizilmezse kaos, kargaşa, anarşi, iç savaş çıkar. Bunların başladığı yerde politika biter savaş başlar. 

• Politika sadece bir çatışma değil aynı zamanda bir uzlaşmadır. Belli bir toplumda çatışma halinde olan çıkarların uzlaşmasıdır. Uzlaşma iktidar üzerinde ağırlığı olan grubun daha çok lehine olur. Politikanın yönetme-itaat şeklindeki iktidar ilişkisinin yanında siyasal kararların alınmasına katılma niteliği de vardır. 

• Politikanın iktidar kavgası ve yönünü görmemek saflık olur. Fakat onu sadece iktidar kavgasından ibaret saymak da aldatıcı, sözüm ona bir gerçeklik olmaktan öteye gitmez. 

Politika Bilimi 

Klasik Politika Biliminin Gelişim Çizgisi 

• Aristo, “Politika” adlı eserinde politikayı, insan faaliyetlerinin en kapsamlısı olması bakımından bilgi hiyerarşisinin en üstünde tutuyor ve onu pratik anlamda üst bilim olarak nitelendiriyordu. 

• Eski çağdan günümüze kadar en iyi yönetim şeklinin hangisi olduğu ya da olabileceği konusunda değişik görüşler ortaya konmuştur. Ortaya çıkan bu görüşler siyaset felsefesi olarak adlandırılan disiplini meydana getirmiştir. 

Munci Kapani, Politika Bilimine Giriş, Serbest Kitaplar, 58. Baskı, Ağustos 2019, s. 23-35 

• Geleneksel anlamda politika bilimi, yakın zamanlara gelinceye kadar daha çok siyaset felsefesi ile anayasa hukuku çevresinde gelişmiştir denebilir. 

Yeni Politika Biliminin Doğuşu 

• İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra politika bilimi artık öteki sosyal bilimlerin yedeğinde ve vesayetinde bir karma disiplin sayılmayı reddederek bağımsız bir disiplin olma iddiasıyla ortaya çıkmıştır. 

Politika Biliminin Konusu 

• Klasik politika bilimi devleti ana Konu olarak alıyordu. Devlet bilimi olarak kabul edilmekteydi. 

• Politika bilimi devlet aşan bir kavramdır. Zira devlet aşamasına gelmeyen topluluklarda da siyasal ilişkiler mevcuttur. Devletin olduğu yerde politika vardır ancak politikanın olduğu yerde sadece devlet vardır demek mümkün değildir. 

• Günümüzde iktidar kavramı, politika biliminin ana konusu olarak devletin yerini almıştır. 

• Geniş anlamda başkalarının davranışlarını etkileyebilme ve kontrol edebilme yeteneği olan iktidar kavramı, sadece siyasal ilişkilerde değil sosyal hayatın her alanında vardır. 

• İktidarın genel anlamı politikanın anlamını genişleteceği için spesifik anlamda politikanın ana konusunun “siyasal iktidar” olduğu üzerinde mutabakata varılmıştır. 

Politika Biliminin Bilimselliği Sorunu ve Bugünkü Gelişme Düzeyi 

• Siyasal bilimin gerçek anlamda bilim olamayacağını savunanlar deneyselliğin imkansızlığından ötürü nedenselliğin olmayacağını ve kesin yasalara ulaşılamayacağını belirtirler. Hipotezden öteye geçmeyeceğini söylerler. 

• Siyasal olaylar iddia edildiği gibi pek de belirsiz, kararsız ve düzensiz değildir. Tarihsel süreç içerisinde incelendiğinde aralarındaki nedensellik bağı ortaya çıkar. Bu nedenselliği sistemleştirerek genellemelere varmak mümkündür. Bu genellemeler tabiat bilimindeki kanunlar hükmünde değildir. 

• Son yıllarda politika biliminde bilimsel kesinliği artırma çalışmaları mevcuttur. Seçim analizleri, kamuoyu yoklamaları, siyasal davranışların nedenselliğinin saptanmasında olumlu sonuçlar vermektedir. 

• Politika biliminin bilimselliğine yapılan itirazlardan biri de henüz genel bir teoriye ulaşmamış olmasıdır. Henüz siyaset bilimcilerin çoğunluğunca kabul edilmiş bir genel teori yoktur. 

• Bu söylenenler politika biliminin gelişme aşamasında olduğunu gösterir. Ancak bu durum, onun gerçek anlamda bilim sayılmasının engel değildir. 

Siyaset Bilimi Notları -2