NEDENSELLİK BAĞI

Bir kimseyi bir neticeden sorumlu tutabilmek için bu neticeyi bu kişinin bir fiilinin meydana getirmiş olması gerekir. Kimse kendi fiili ile ortaya çıkmayan bir neticeden sorumlu tutulamaz. Hareket ve netice arasındaki neden sonuç ilişkisine nedensellik bağı denmektedir. Suçun kanuni tanımında belirtilen netice failin fiiliyle mi meydana geldi sorusunun cevabı aranır.

  • Sırf hareket suçlarında bir netice ortaya çıkmadığından bu suçlar bakımından nedensellik bağı aranmaz.
  • Somut olayda neticeli bir suç bakımından nedensellik bağını belirleme açısından bir sorun yoksa olay incelemesi yapılırken sadece bu nedensellik bağının varlığından bahsetmek yeterli olacaktır.
  • Ancak belirlemede bir sorun yaratacak bir durum varsa bu konuyu irdelemek gerekmektedir.

Şartların Eşdeğerliliği Teorisi (Şart Teorisi)

Neticeyi meydana getiren çok sayıda şart vardır bunların tümü eşdeğerde olup netice bakımından her şart nedensellik değeri taşır. Bu şartlardan biri ortadan kalkacak olursa netice meydana gelmeyecektir.

Failin fiili ile netice arasında nedensellik bağı olup olmadığına “olmazsa olmazdı” formülü ve “kanuni şart” formülü ile karar verilebilir.

Olmazsa olmazdı formülü (conditio sine qua non): Eğer bir şartın olmadığı varsayıldığında netice meydana gelmeyecekti denebiliyorsa o şart netice açısından nedensellik değeri taşır. Eğer o şart olmasaydı bu netice doğmazdı.

Gelen eleştiriler

  • Sorumluluk alanını çok genişletmesi.

Sözgelimi A yolda giderken B arabasıyla A’ya çarparak ölümüne yol açtığında A’nın ölümünden B sorumlu tutulabileceği gibi, A’nın kullandığı arabanın üreticileri, arabayı ilk icat eden kişi hatta A’yı dünyaya getirdikleri için A’nın annesi ve babası dahi sorumlu tutulabilecektir. Teori sonsuz bir sebep sonuç ilişkisine yol açmaktadır.

  • Birbirinden bağımsız birden çok şartın aynı anda bulunması ve bunlardan her birinin tek başına neticeyi meydana getirmeye elverişli olması hali (varsayımsal nedensellik).

Ör: A ve B birbirinden bağımsız olarak C’ye ölümcül dozda zehir verirler ve C ölür. Hem A’nın fiili hem de B’nin fiili neticenin meydana gelmesi açısından yeterlidir ve birinin fiili olmasaydı dahi aynı neticenin gerçekleşeceği kabul edilmektedir. Böyle bir durumda alternatif nedensellik gereği aynı anda ikisini de sorumsuz tutmak gerekecekti. Oysa böyle bir durum hukuk düzeni açısından adil değildir. Bu halde şunu belirlemek önemlidir.

  • Eğer A’nın fiili neticeye götüren fiilse A’yı kasten öldürme (TCK m.81-82) suçu bakımından yargılarken B’yi kasten öldürmeye teşebbüs suçundan yargılamak gerekir.
    • Eğer hangisinin hareketinin önce gerçekleştiği, hangi failin fiilinin neticeye götürdüğü belirlenemiyorsa “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereği her iki fail de kasten öldürmeye teşebbüsten yargılanmalıdır.
    • Eğer ikisinin fiili neticesi ile de değil bambaşka bir hareket-olay-durum sonucu bu netice gerçekleştiyse iki failin de ölüm neticesi bakımından sorumsuz olacağı belirtilmelidir. Ancak ölüm neticesi meydana gelene kadar C’nin zararlarından sorumlu olacaklardır.
  • Birbirinden bağımsız olarak bulunan ancak neticeyi meydana getirmeye tek başına elverişli olmayan sadece bir araya geldiklerinde neticeyi meydana getirebilen birden çok şartın bulunması hali (alternatif nedensellik). Sözgelimi A ve B birbirinden habersiz bir şekilde öldürücü olmayan dozda zehri C’ye verir. Bu iki zehrin birleşmesiyle birlikte C ölür. Her birinin hareketiyle netice arasında nedensellik bağı vardır ancak objektif ve sübjektif isnadiyet bakımından da inceleme yapılması gerekmektedir.

Kanuni şart formülü: kişinin hareketinden sonraki süreçte, hareket ile dış dünyada meydana gelen değişiklikler arasında doğa kanunlarının gereği bağlantı olması ve neticenin bu bağlantı içinde meydana gelmesi gerekir. Meydana gelen bu değişiklik kanuni tanımda öngörülen netice şeklinde meydana gelmişse kanuni şart doğmuştur.

Kanuni şart formülü ve olmasaydı olmazdı formülü farklı nedensellik bağı görüşleri değil aynı görüşün farklı uygulanma formülleridir.

Sonuç olarak şayet bir olayda nedensellik bağı konusunda tartışmalı bir durum varsa, önce nedensellik bağının anlam ve işlevine ilişkin açıklamalar yapılıp bu bağlamda şart teorisine değinildikten sonra, gerek “olamazsa olmazdı” formülü gerek “kanuni şart teorisi” ayrı ayrı izah edilip somut olaya uygulanmalıdır.

*Sorumluluk bakımından nedensellik bağı tek başına yeterli olmadığı için objektif isnadiyet teorisine ihtiyaç duyulmuştur. Bu teoriye bir sonraki notta değinilecektir.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir