MİLLETVEKİLLİĞİNİN DÜŞMESİ

Anayasa Mahkemesi, Meclis kararı ile sona erme durumunu “düşme” , meclis kararı gerekmeden gerçekleşen sona erme hallerini ise “kendiliğinden sona erme” olarak adlandırıyor. Bu nitelendirmenin hukuki bir temeli yoktur.

Milletvekilliğinin düşmesi sebepleri “genel sebepler” ve “özel sebepler” olarak ikiye ayrılır. Anayasa’nın 84. Maddesinde “Milletvekilliğinin düşmesi” kenar başlıklı maddesinde özel sebepler sayılır. Bu maddede yer almayan diğer hükümlerden kaynaklı sona erme sebeplerini genel sebepler olarak ele alacağız.

MİLLETVEKİLLİĞİNİ SONA ERDİREN GENEL SEBEPLER

Anayasa’nın 84. Maddesinde sayılan düşme sebepleri dışındaki sebeplere genel sebepler denilir.

ÖLÜM

Ölüm ile kişilik sona erdiğinden kişiliğe bağlı haklar da sona erer. Seçilme hakkı da kişiliğe bağlı haklardan olduğu için ölümle birlikte sona erer. Milletvekilinin öldüğü tarih milletvekilliğinin sona erdiği tarih kabul edilir.

SEÇİMLERİN YENİLENMESİ

Erken ya da olağan seçimlerde tekrar seçilmeyen milletvekillerinin görevi, yeni vekiller göreve başladığı anda son bulur. Anayasa’nın 116/4. maddesine göre, “Seçimlerinin birlikte yenilenmesine karar verilen Meclisin ve Cumhurbaşkanının yetki ve görevleri, yeni Meclisin ve Cumhurbaşkanının göreve başlamasına kadar devam eder”. Seçimlerin yapıldığı tarihte değil de yeni vekillerin göreve başlama tarihinde sona ermesinin nedeni “devlette devamlılık ilkesi”dir.

SEÇİLME YETERLİLİĞİNİN OLMAMASI

Seçilmeden önce seçilme yeterliliğini kaybeden kişi için YSK “tam kanunsuzluk” nedeniyle seçimi iptal eder. Ancak seçildikten sonra seçilme yeterliliğini kaybeden kişi için YSK kendini yetkili görmemektedir. Örnek olarak milletvekili seçildikten sonra vatandaşlığın kaybedilmesi durumunda vekilliğin ne şekilde sona ereceği açıkça düzenlenmemiştir. Ancak “kesin hüküm giyme” sebebine kıyasla vatandaşlığın kaybettirilmesi kararına dair kesin mahkeme kararının TBMM Genel Kuruluna bildirilmesi ile milletvekilliğinin sonlandırılması söz konusudur.

YÜRÜTME ORGANINA SEÇİLME

Milletvekilleri Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan seçilirse milletvekillikleri sona erer. Anayasa’nın 101/4. maddesine göre “Cumhurbaşkanı seçilen milletvekilinin Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer”. Cumhurbaşkanı adayı olurken milletvekilliğinden istifa etmek gerekmez. Ancak Cumhurbaşkanlığı görevine başladığında değil, Cumhurbaşkanı seçildiği tarihte, milletvekilliği son bulur. Anayasa’nın 106/4. maddesine göre, “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan olarak atanırlarsa üyelikleri sona erer”. Cumhurbaşkanı seçilme durumunda olduğu gibi burada da milletvekillikleri Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan olarak atandıkları tarihte milletvekillikleri son bulmaktadır.

Milletvekilleri mahalli idare seçimlerinde aday olabilirler. Bu durum milletvekilliklerini sona erdirmez. Aday olmak için istifa etmek zorunda değildirler. Ancak milletvekilliği, belediye başkanlığı, il genel meclisi ve belediye meclisi üyeliği ile muhtarlık bir şahıs uhdesinde birleşemez. Bu nedenle bu görevlerin birisinde bulunanlardan bir diğerine seçilenler, seçim sonuçlarının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde tercih hakkını kullanırlar. Bu süre içinde tercih hakkını kullanmayanlar yeni görevini reddetmiş sayılırlar. Bu durum 18/1/1984 tarih ve 2972 sayılı “Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun’un 17. Maddesinde düzenlenmiştir.

MİLLETVEKİLLİĞİNİN DÜŞME SEBEPLERİ

Milletvekilliğinin düşme sebepleri Anayasa’nın 84. maddesinde ve TBMM İçtüzüğünün 135. maddelerinde düzenlenmiştir. Anayasa’nın 84. Maddesi 1995 ve 2010 yıllarında değişikliğe uğramıştır. Maddenin son haline göre milletvekilliğinin düşme sebepleri şunlardır:

  • İstifa
  • Kesin hüküm giyme veya kısıtlanma
  • Bağdaşmayan bir görev veya hizmeti sürdürmekte ısrar etme
  • Meclis çalışmalarına özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içerisinde toplam beş birleşim günü katılmama

1995 ve 2010 yıllarında yapılan değişikliklerle kaldırılan düşme sebepleri:

  • Partisinde istifa ederek başka bir partiye girme
  • Seçim hükümleri hariç Bakanlar Kurulunda görev alma
  • Partisinden istifa eden milletvekili bir sonraki seçimde, istifa tarihinde mevcut herhangi bir partinin genel merkez organlarınca aday gösterilmemesi
  • Temelli olarak kapatılan siyasi partinin kapatılmasına ilişkin davanın açıldığı tarihte, parti üyesi olan milletvekillerinin üyeliği
  • Anayasa Mahkemesinin kararında partinin kapatılmasına eylem ve sözleri ile sebebiyet verdiği belirtilen milletvekilinin üyeliği

TBMM’NİN İÇ YAPISI VE ÇALIŞMA DÜZENİ

BAŞKANLIK DİVANI

TBMM’nin teşkilat yapısındaki en önemli birim “Başkanlık Divanı”dır. Başkanlık Divanı Anayasa’nın 94. Maddesinde düzenlenmiştir.

Madde 94 –  Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanı, Meclis üyeleri arasından seçilen Meclis Başkanı, Başkanvekilleri, Katip üyeler ve İdare Amirlerinden oluşur.

Başkanlık Divanı, Meclisteki siyasi parti gruplarının üye sayısı oranında Divana katılmalarını sağlayacak şekilde kurulur. Siyasi parti grupları Başkanlık için aday gösteremezler.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı için, bir yasama döneminde iki seçim yapılır. (Değişik ikinci cümle: 7/5/2010-5982/10 md.) İlk seçilenlerin görev süresi iki yıldır, ikinci devre için seçilenlerin görev süresi ise o yasama döneminin sonuna kadar devam eder.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan adayları, Meclis üyeleri içinden, Meclisin toplandığı günden itibaren beş gün içinde, Başkanlık Divanına bildirilir, Başkan seçimi gizli oyla yapılır. İlk iki oylamada üye tamsayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu aranır. Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için dördüncü oylama yapılır; dördüncü oylamada en fazla oy alan üye, Başkan seçilmiş olur. Başkan seçimi, aday gösterme süresinin bitiminden itibaren, beş gün içinde tamamlanır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekillerinin Katip Üyelerinin ve İdare Amirlerinin adedi, seçim nisabı, oylama sayısı ve usulleri, Meclis İçtüzüğünde belirlenir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Başkanvekilleri, üyesi bulundukları siyasi partinin veya parti grubunun Meclis içinde veya dışındaki faaliyetlerine; görevlerinin gereği olan haller dışında, Meclis tartışmalarına katılamazlar; Başkan ve oturumu yöneten Başkanvekili oy kullanamazlar.

Anayasa’da öngörülmeyen ve İçtüzükte düzenlenen “Geçici Başkanlık Divanı” asıl başkanlık divanı kuruluncaya kadar görevdedir. İçt. m. 8’e göre, “Yasama döneminin birinci birleşiminin ilk oturumundan başlayarak Başkan seçilinceye kadar, en yaşlı milletvekili, Geçici Başkanlık görevini yapar. İkinci derecede en yaşlı üye, Başkanvekilliği görevini yerine getirir. En genç altı milletvekili de, geçici olarak kâtip üyelik yaparlar”.

Başkanlık Divanının Kuruluşu İçt. m. 9’a göre “-Başkanlık Divanı, bir Başkan; dört başkanvekili; yedi kâtip üye; üç idare amirinden kurulur. Gerektiğinde, Genel Kurul, Danışma Kurulunun teklifi üzerine kâtip üyelerin veya idare amirlerinin sayısını artırabilir” şeklindedir.

İÇTÜZÜK

Yasama organları anayasaya uygun olarak kendi çalışma düzenlerini kendileri tarafından kabul edilen içtüzüklerle düzenleyebilirler. Bu durum da Anayasa’nın 95. maddesinde yer almaktadır.

Madde 95/1 Türkiye Büyük Millet Meclisi, çalışmalarını, kendi yaptığı içtüzük hükümlerine göre yürütür.

SİYASİ PARTİ GRUPLARI

1982 Anayasası’nın 95/2. maddesine göre, İçtüzük hükümleri, siyasi parti gruplarının, Meclisin bütün faaliyetlerine üye sayısı oranında katılmalarını sağlayacak yolda düzenlenir. Siyasi parti grupları, en az yirmi üyeden meydana gelir”.

KOMİSYONLAR

Yasama komisyonları, milletvekillerinden oluşur ve yasama organının genel kurullarının karar süreçlerinden önce karara bağlanacak konularla ilişkili ön çalışmaları yürütürler.  TBMM’de var olan komisyonlar İçtüzüğün 20. maddesinde sayılmıştır.

DANIŞMA KURULU

Danışma Kurulunun kararları bağlayıcı değildir. İçtüzüğün 19. maddesinde “Danışma Kurulu, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı veya görevlendireceği başkanvekili başkanlığında siyasî parti grup başkanları veya başkanvekillerinden kurulur. Bu Kurul, İçtüzükte kendisine verilen görevleri yerine getirir ve Başkanın istemi üzerine danışma niteliğinde görüş bildirir.”

MECLİSİN TOPLANMASI VE TATİLİ

Olağan ve olağanüstü toplantılar şeklinde ikiye ayrılabilir.

OLAĞAN TOPLANTI

TBMM’nin olağan toplantıları, seçimlerden sonra çağrısız olarak “kendiliğinden toplanma” ile başlar, tatil ve ara verme dışında yasama dönemi sonuna kadar devam eder. Anayasa’nın 93. Maddesine göre “Türkiye Büyük Millet Meclisi, her yıl Ekim ayının ilk günü kendiliğinden toplanır. Meclis, bir yasama yılında en çok 3 ay tatil yapabilir”.

TBMM 1 Temmuz günü tatile girer. Bir yasama yılı içinde üç aydan fazla tatil yapılamaz. Tatil, TBMM’nin çalışmalarının belli bir süre ertelenmesidir.

Meclis olağan toplantı dönemi içinde çalışmalarına ara verebilmektedir. Ara verme, TBMM’nin onbeş günü geçmemek üzere çalışmalarını ertelemesidir. TBMM ara verme kararını Danışma Kurulunun bu konudaki görüşü alındıktan sonra teklifin Genel Kurulca oylaması usulü ile alır.

OLAĞANÜSTÜ TOPLANTI

TBMM’nin, tatil veya ara verme sırasında Cumhurbaşkanı ve TBMM Başkanı tarafından toplantıya çağrılmasına “olağanüstü toplantı” denilmektedir. Olağandışı toplantıya çağırma usulü TBMM İçtüzüğünün 7. maddesinde düzenlenmiştir. Ayrıca Anayasa’nın 119. Maddesinde Cumhurbaşkanının olağanüstü hal ilan etmesi durumunda, “Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise derhal tatile çağırılır” denilmektedir.

MİLLETVEKİLLİĞİNİN DÜŞMESİ’NDE TOPLANTI VE KARAR YETER SAYISI

Toplantı ve karar yeter sayısı Anayasa’nın 96. maddesinde düzenlenmiştir.  Maddeye göre, “Türkiye Büyük Millet Meclisi, yapacağı seçimler dahil bütün işlerinde üye tamsayısının en az üçte biri ile toplanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anayasada başkaca bir hüküm yoksa toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir; ancak karar yeter sayısı hiçbir şekilde üye tamsayısının dörtte birinin bir fazlasından az olamaz”.

Genel Kurulda oylamalar; işaretle oylama, açık oylama ve gizli oylama şeklinde yapılır. İçtüzükte 139. maddede düzenlenmiştir.

MADDE 139- Oylama üç şekilde yapılır:

1. İşaretle oylama;

2. Açık oylama;

3. Gizli oylama.

İşaretle oylama üyelerin el kaldırması; tereddüt halinde ayağa kalkmaları; beş üyenin ayağa kalkarak teklif etmesi halinde de salonda olumlu ve olumsuz oy verenlerin ikiye bölünerek sayılmaları suretiyle yapılır.

Açık oylama, üzerinde milletvekillerinin ad ve soyadlarıyla seçim çevrelerinin yazılı olduğu oy pusulalarının kutuya atılması veya elektronik oylama mekanizmasının çalıştırılması yahut ad cetvelinin okunması üzerine adı okunan milletvekilinin ayağa kalkarak “kabul”, “çekimser” veya “ret” kelimelerinden birini yüksek sesle söylemesi ve böylece açıkladığı oyunun kâtip üyelerce kaydedilmesi suretiyle olur.

Oy pusulalarının toplanması kürsüde bulunan bir kutuya oy pusulalarının atılması suretiyle olabileceği gibi kutuların özel görevliler tarafından sıralar arasında dolaştırılması suretiyle de yapılabilir. Açık oylama şekillerinden birine başvurulması, Genel Kurulun kararına bağlıdır.

Gizli oylama, üzerinde hiçbir işaret bulunmayan yuvarlakların kürsüden kutuya atılması suretiyle yapılır.

Beyaz yuvarlak olumlu, yeşil yuvarlak çekimser ve kırmızı yuvarlak olumsuz oy anlamına gelir.

İühf Anayasa Hukuku

Anayasa

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir