BELLİ BİR YERDE VEYA EVDE MESLEK VE SANAT İCRASI (madde 17)

“Madde 17 – Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimî memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.”

Muhatap adresi olarak iş yeri adresi gösterilmişse, işyerinde yapılacak tebligat sırasında muhatabın bulunamaması durumunda nasıl bir usul belirlenmesi gerektiği bu maddede düzenlenmiştir.

  • Tebligat adresinin muhatap tarafından işyeri adresi ya da sanat icrası için kullanılmakta olduğunun tebliğ memuru tarafından tespiti gerekir.
  • Muhatap aranmalıdır. İlgili adreste muhatabın o esnada bulunmadığı şerh düşülerek tebliğ memuru tarafından belirlenmelidir.
  • Muhatabın işyeri ya da meslek icra ettiği adreste bulunmadığına ilişkin husus kimin müşahedesi ile tespit edilmişse (tanık) tebliğ tutanağına bu durum şerh edilmelidir.

Bu unsurların hepsi bir arada gerçekleşmişse 17.maddede yer alan sistem uygulanır. Şerh olarak tebliğ mazbatasına bu durumlar nakşedilmediği takdirde tebligat usulsüz olacaktır.

17.maddenin bir yansıması 11.madde ile ilgili olarak karşımıza çıkabilir. Bir vekile tebligat yapılacaksa ve bu vekilin tebligat adresi işyeri yani bürosu olarak gösterilmişse tebligatın mesai saatleri içinde yapılması gerekir. Avukat mesai saatleri içinde bürosunda bulunmadığı takdirde avukatın daimî çalışanı olduğu tespit ve şerh edilmiş şahıs haricinde kimseye tebligat yapılamaz.

-madde metninin aydınlatılması-

“Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler,”

  • Tebliğ adresi iş yeri adresi olmalı

“O yerde bulunmadıkları takdirde”

  • Tebliğ memurunun vazifesi o yerde o anda bulunmadığının tespit edilmesi ve bunun kimin tanıklığıyla yapıldığının şerh edilmesidir.

“Tebliğ aynı yerdeki daimî memur veya müstahdemlerinden birine,”

  • Daimî memur muhatabın çalıştığı yerdeki üstü de olabilir muhatapla aynı düzeyde bir memur da olabilir.
  • Müstahdem ise muhatapla ast, üst ilişkisi içerisinde muhatabın üst olarak yer aldığı birlikte aynı departmanda aynı bölümde çalıştığı kişi olarak belirlenebilir.
  • Yukarıda sayılan kişilere tebligat yapılabilecektir. Ancak o esnada muhatabın iş yerinde bulunan eşi, çocukları, komşusu, sevgilisi vs. sayılmaz. Bu kişilere tebligat iş yeri adresinde yapılamayacaktır.

“Meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.”

  • Yukarıda sayılan kişilerden biri olmadığı takdirde varsa aynı konutta oturan kişi veya hizmetçiye tebliğ işlemi gerçekleştirilir.

OTEL, HASTANE, FABRİKA VE MEKTEP GİBİ YERLERDE TEBLİGAT (madde 18)

“Madde 18 – Tebliğ yapılacak şahıs otel, hastane, tedavi veya istirahat evi, fabrika, mektep, talebe yurdu gibi içine serbestçe girilemiyen veya arananın kolayca bulunması mümkün olmıyan bir yerde bulunuyorsa, tebliğin yapılmasını o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amiri temin eder. Bunlar tarafından muhatabın derhal buldurulması veya tebliğin temini mümkün olmazsa, tebliğ kendilerine yapılır.”

Madde metninde bahsedilen yerler kapsamına tebliğ memurlarının içine girmesi diğer iş yerleri ve ikametgah adreslerine göre daha zor olan yerler olarak tanımlanabilen yerler girer. Madde başlığında sayılan yerler dışında bu madde kapsamında aynı nitelikte olan yerler de sayılır (askeri kışla ve cezaevi hariç. Çünkü oraların kendine ait maddeleri vardır.)

Bu madde kapsamında

  1. Muhatap derhal bulunamamalı
    1. Tebligat memurunun muhatabı derhal bulabilmesi tebliğ adresindeki özel faaliyetten dolayı gerçekleşemiyor olmalı
  2. Muhatap bulunsa dahi fiziken bulma değil muhatabın orada kaydı olduğuna delalet eden defter kaydı vs. şeklinde orada bulunduğu için memur bulamıyor olmalı.
    1. Tebliğ yapılmasını o yeri idare eden ya da muhatabın bulunduğu kurumun amiri sağlar. Muhatabı, tebliğ memuru önüne çıkarır.

Esas olan bu madde kapsamında muhataba tebliğ yapılmasıdır. Muhatap yerine bir kişiye tebliğ yapılması esas değildir. Sayılan durumların varlığı halinde memur adresteki amirden memurun bulunmasını talep edecek şerh edecek, karşısına getirtecek ve tebliği gerçekleştirecek. Bu araştırılmadan ve belirtilmeden tebliğ işlemi başkasına yapılmışsa tebligat usulsüzdür.

Muhataba kısa süre içinde tebligatın yapılamayacağı memura bildirilmiş ve bu memur tarafından şerh edilmişse tebligatın amire yapılması mümkündür. Tebligat ancak o zaman sahihtir. Yani muhataba tebliğ yapılamayacağı anlaşılmadan başkasına tebliğ yapılamaz.

(Ek bilgi ileride işlenecek olan 21.maddenin 2.fıkrasının 18.madde kapsamında sayılan yerler bakımından uygulanması mümkün değildir. Önemli olduğu ve bu maddeyi ilgilendirdiği için bu madde başlığı altında verilmiştir. Daha sonra 21.madde incelenirken detaylandırılacaktır.)

MEVKUF VE MAHKUMLARA TEBLİGAT (madde 19)

“Madde 19 – Mevkuf ve mahkümlara ait tebliğlerin yapılmasını, bunların bulunduğu müessese müdür veya memuru temin eder.”

Mevkuf: tutuklu

19.madde kapsamında tutuklu ve hükümlülere yapılacak tebligatta asıl muhatabın bulunması gerektiği, tebliğin muhatap dışında bir kişi özellikle ceza ve tutukevi müdürüne ya da gardiyana yapılmasının mümkün olmadığını düzenlenir.

Tutuklu ve hükümlülerin bizzat tespit edilmesi, teşhis edilmesi ve tebliğ evrakının direkt bu kişilere teslim edilmesi ile onun imzasının alınması gerektiği düzenlenmiştir.

Ancak burada TMK m.407’ye de bakmak gerekir.

“TMK Madde 407- Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her ergin kısıtlanır.

Cezayı yerine getirmekle görevli makam, böyle bir hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlüdür.”

Tebliğ işlemi de neticede hukuki bir işlemdir. Bu işlemdeki tarafların niteliği itibariyle ergin, mümeyyiz olmaları yani hak ve fiil ehliyetine sahip kişiler olmaları gerekmektedir. Aksi durumda yapılmış olan işlem geçerli olmaz. TMK m.407’de bir kısıtlılık halinden bahsedilir. Bir yıldan uzun ceza alan tutuklu ve hükümlülerin fiil ehliyeti yoktur.

Bu kişilere sahih bir tebligat işleminin gerçekleştirilebilmesi için;

  • Bir yıldan daha uzun süreli tutuklu veya hükümlü kişiye tebliğ işlemi yapılamaz.
  • Cezaevi müdürü ilgili gerçek kişinin vasisine tebliğin yapılması gereğini işaret ederek tebliğ memurunun o mahalde bu işlemi tamamlamasına müsaade etmez.
  • Bu tebligat işlemi vasiye yapılır. Çünkü 407/2 bu kişilerin normal şartlar altında yapabileceği işlemlerin vasi eliyle yapılması mecburiyetini ortaya çıkarmaktadır.

Tebligat kanunu m.11/3 ile 19 birbirilerine doğrudan bağlıdır. Bunun dışında tutuklu ya da hükümlünün infaz süresi tamamlanmışsa bu sürenin tamamlanmasını takiben yasal temsilcinin de görevi biteceği için tebligat artık muhatabın adresine yapılabilecektir.

Bir yıllık sınırın altında ise tebliğ yapılacak kişi, mutlak suretle kişi bulunmalı ve tebligat memuru ile kişi bir araya getirilerek tebligat işlemi yapılmalıdır. Bu şekilde yapılmazsa ve doğrudan müdüre tebligat yapılırsa bu işlem hükümsüzdür.

İÜHF TEBLİGAT HUKUKU SEÇMELİ DERSİ

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir