-Düşünceleri İtalyan birliğinin sağlanması amacına yönelik ‘araçlar’dır.

Bu araçlar; burjuvazi, laiklik, bilimsellik

-Papalık İtalyan birliğini kuracak kadar güçlü değil görüşündedir.

-Felsefeci değil, siyaset kuramcısıdır.

-‘Yazgı’ anlayışına karşı çıkmıştır.

->Yazgıyı kabullenirsek istemediğimiz şeylerin başımıza gelmemesi için çabalamayız.

->İnsanların, olayların gidişini etkileyebileceğini söyler. > ‘tikel istenç’ (cüzi irade)

->Olayların gidişatı=yarı yazgı, yarı biz

-İnsanlar bencildir. >Doğası budur.

-İnsanlar kötüdür, akıllı bir yönetici gerektiğinde kötü olmalıdır.

-İnsanlar en çok mala mülke önem verir.

-İtalyan birliğinin sağlanması için gereken araç: mutlak monarşi

-İtalyan birliğini sağlamada en güçlü engel: Papalık Devleti

-Dine karşı değil, Papalığa karşıdır: ‘’Dinsizliğimizi kiliseye borçluyuz.’’

-Halkın egemene boyun eğmesini sağlayacak en güçlü kaynak: dinsel duygulardır.

->Yönetici adayı dindar olsa da olmasa da dindar gözükmelidir.

-Siyasal düşünüşte dönüm noktası olan yönü: siyasal erkin tanrıdan değil güçten doğduğunu kabul edebilmiştir.

Böylece siyasal düşünüşü dinsel düşünüşten ayırarak ‘laikleştirme’ ve ‘bilimselleştirme’ yoluna gitmiştir.

Günümüz siyasal biliminin de kurucusu sayılır.

-‘Makyavelizm’: Amaca ulaşmak için her türlü araca başvurulabilir.

Başarının yolu, iknadan çok zora başvurmaktan geçer.

‘Prens’:

-En ünlü yapıtıdır.

Prens yapıtında savunduğu görüşler:

-Mutlak monarşi İtalya birliğini sağlayacak başlıca araçtır.

Prensin sınırsız yetkili olması gerekir.

Gerekirse adam öldürmeli, yalan söylemeli, sözünden dönebilmelidir.

->Prensi bu konularda bağlayan hiçbir kimse, hiçbir yasa, hiçbir ilke olmamalıdır.

-Korku ile mi sevgi ile mi yönetme?

->İkisi de olmalı. Biri seçilecekse korku. Korku da kin yaratacak derecede olmamalıdır.

-‘Prens’ kitabı, İtalya birliği için ‘özel’ kuramlar, monarşi

-‘Söylevler’ kitabı, genel siyaset, cumhuriyet.

-İnsanlar az sayıdayken dağınık yaşarlardı. Kalabalıklaşınca toplumsal yaşam ortaya çıktı. Daha iyi korunmak için en güçlüye boyun eğdiler. Devlet kurulmuş oldu. Toplumda insanlar aynı şeyleri kınadıklarından cezalandırmak için yasalar yaptılar. Yasa yapınca en güçlüyü değil en adili, en akıllıyı seçtiler. Monarşi düzeni oluştu. Krallar katılımla başa geçince krallık bozuldu, tiranlık geldi. Tiranlığı aristokratlar devirdi, aristokrasi kuruldu. Aristokrasi zamanla bozuldu, oligarşi oluştu. Halk oligarşiyi yıktı ve cumhuriyeti kurdu. Ancak zamanla cumhuriyet de yozlaştı.

Genel Kamu Notları -1