Machiavelli

  • Orta Çağ’la bağlantıyı kesmiştir. Meşruiyetin kaynağının din olduğu düşüncesinden tamamen uzaklaşmıştır.
  • Devletin insanı ahlaklı yapmak gibi bir amacı yoktur. Bilakis ahlak, devlete hizmet eder.
  • Politikayı ve devleti, din ve ahlaktan ayırmıştır. Hatta dini ve ahlakı devletin hizmetine sunmuştur.
  • Sistem zora dayalıdır. Sebebi ise ülkenin birliğini sağlamaktır.
  • Prens ve Siyaset Üzerine Konuşmalar isimli eserleri önemlidir.
  • Prens eserinde İtalya’nın birliğini tasarlarken Prens’e verdiği öğütler bulunur. Düzensiz bir toplumda hukuk ve yönetimin nasıl olacağını açıklar.
  • Siyaset Üzerine Konuşmalar eserinde Roma Cumhuriyetinin gelişimini işlemiştir. Düzenli bir toplumda hukuk ve yönetimin nasıl olduğundan bahsetmiştir.
  • Ülkenin birliği söz konusu olduğunda başarıya varmada hiçbir kural tanınmayacağı fikrindedir. Amaç, aracı haklı kılar.
  • Machiavelli, siyasete bilimsel bir bakış açısı getirmiştir. Devleti, din ve ahlaktan ayırması da bunun kanıtlarından biridir. Siyasetin sosyoloji ve tarihle alakalı bir bilim olduğunu ifade etmiştir. Siyasete gerçekçi bir açıdan bakmıştır.
  • Devlet; örgütlenmiş bir güç şeklinde ülke içinde üstün, dışarıda da eşit bir varlıktır. Modern devlet, Machiavelli ile kurumsallaşmıştır.
  • Siyasi başarı için ahlak dışı araçların kullanılmasını anormal karşılamaz.
  • Ahlak, yurttaş ve yöneticiler için aynı değildir. Ahlaksız bir yurttaş hoş karşılanmaz. Topluma yararlı olmak için yurttaşların ahlaklı olması gerekir.
  • Devlet zordaysa yöneticiden ahlaklı davranması beklenmez. İnsan tabiatı gereği kötü özelliklere sahip bir canlıdır. Bu nedenle yöneticiden de kusursuz olması beklenemez. Asıl amaç iktidarın kurulmasıdır. Bunun da sevgiyle olması mümkün değildir. Korkuyla iktidarın kurulması daha olasıdır. Bu yolda kullanılan aracın ne olduğu mühim değildir. Kötülük insanın doğasındadır. Fakat yöneten aslında ahlaksız değil ahlak dışı konumdadır. Dolayısıyla politika da ahlaksız bir iş değil ahlak dışı bir iştir.
  • Orta Çağ’da ahlak devletin amacıyken Machiavelli, ahlakı devletin aracı haline getirmiştir. Din ve ahlakın bireysel olan kısmıyla ilgilenmemiştir. Din, toplumu birleştirici güçtür. Bir Prens, ülkesinin güçlü olmasını istiyorsa dine inansa da inanmasa da dini korumalıdır. Burada vurgulanan dinin manevi kısmı değil, bütünleştirici oluşudur.
  • Pratikte dinin bütünleştiriciliği pek mümkün olmamıştır. Papalık ve kiliseye bu nedenle karşı çıkmıştır. İncil’e de insanları canlandırmak yerine hayattan soyutladığı için karşıdır.
  • Laik bir devlet düşünmüştür. Din, devletin kontrolündedir. Kilisenin iktidara karışmasına izin vermemiştir. Ona göre din, iktidarın yararlandığı bir şeydir.
  • Ülkede birlik ve düzen yoksa bu düzen kurulana kadar mutlak monarşinin yönetim biçimi olması gerektiğini savunmuştur. Düzen var ise de Cumhuriyet taraftarıdır. Düzen bozulduğu takdirde tekrar sağlanana kadar mutlak monarşiye dönülmesi gerektiğini söylemiştir.
  • Yönetim biçimi ne olursa olsun iyi bir yönetim iki esasa bağlıdır: güçlü bir ordu ve iyi yasalar.
  • Bu yasalara uymak yurttaşların ahlak borcudur. Yönetici ise olağanüstü hallerde bu yasalara uymakla yükümlü değildir. Düzen sağlandığında yönetici, vatandaşlardan gibi yasalara uymalıdır.
  • Machiavelli’e göre yasa, bireysel yaşamdan toplu yaşama geçildiğinde iyi ve kötü kavramının oluşup insanların kötülüklerden korunmak için oluşturduğu kurallardır. Dolayısıyla yasanın kaynağı toplumdur.
  • Machiavelli doğal hukuk yanlısı değildir. Pozitivizme yakın düşüncededir.
  • Ona göre adalet, yasaya uygun olandır.
  • Halkın ulusal karakterini yasalar oluşturur. Ahlak ve yurttaşlık gibi erdemler yasalarla meydana gelir. Yasalara bağlılık da beraberinde özgürlüğü getirir.
  • Machiavelli, meşruiyetin kaynağı ve devletin sürekliliği konularını açıklamada yetersiz kalmıştır.

İÜHF GENEL KAMU H.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir