roma

KUSUR KAVRAMI

II)Kusur Kavramı:

  • Hukuk düzeni bir şeyi yasaklarken bu yasağı bilip kurala uymadaki irade eksikliğine kusur denir.
  • Borçlu borcun ifası için gerekli özeni göstermediyse kusurludur.
  • Kusur irade ve ayırt etme gücüyle bağlantılıdır. Ayırt etme gücü olmayan birinin kusuru olmaz.
  • Ağırlık derecesine göre kusur “kasıt” ve “ihmal” şeklinde ayrılır.

1) KASIT (Dolus)

  • Bir kişi hukuk kuralına bile isteye uymuyorsa buna kasıt denir.  
  • Kasıt, haksız fiillerden de borcun ifası edilmeme durumundan da doğabilir.
  • Dolus zamanla dürüstlük kuralına aykırı her davranışı içermeye başlamıştır.
  • Dolus eventualis (olası kasıt) durumundafail hukuka aykırı neticeyi istememektedir ancak olmasını da engellememektedir.

ÖRNEK: Birinin kafasına ateş etmek=kasıt

Kalabalığın olduğu yerde sağa sola ateş etmek= olası kasıt  

2) İHMAL (Culpa)

  • Kişi kendinden beklenen özeni göstermediyse ihmal söz konusudur.
  • Tedbir ve dikkat ihmal içindeki en önemli unsurlardır.
  • Roma’da ihmal, kötü ifası oluşturabilecek ya da ifası imkansız kılacak her türlü davranışı kapsardı.
  • Iustiniaus döneminde ihmal ağır ve hafif olmak üzere ikiye ayrılmıştır.  Bu ayrım günümüzde de geçerlidir.

A)Ağır ihmal (Culpa Lata):

Toplum içinde en dikkatsiz, özensiz insanın dahi yapması gereken özenin gösterilmediği durumda ağır ihmal vardır.

Ağır ihmal somut olayın gerçeklerine göre değişir.  

Ağır ihmal Iustiniaus döneminde kasıtla eşit ağırlıkta görülmüştür.

 B)Hafif ihmal (Culpa Levis):

  • Dikkatli bir insanın göstereceği tedbiri göstermeme durumunda hafif ihmal vardır.
  • Hafif ihmalin tespitinde somut ölçüt kullanılabilse de çoğunlukla soyut ölçüt kullanılmaktadır.
  • Somut ölçütte olayı yaşayan kişinin kişisel özelliklerine, işlerindeki hareket tarzına bakılırken soyut ölçütte iyi bir aile reisinin göstermesi gereken özen aranır.
  • Roma’da borçlunun sorumluluğu borç ilişkisinden yararı olduğu duruma nazaran olmadığı durumda daha hafiftir.
  • Iustiniaus döneminde borçlu bütün kusurlarından sorumludur.

ÖRNEK: Ocakta kızgın yağ olsun. Bu yağı pencereden geldiğini gördüğünüz zamanında size iftira atmış birinin üstüne hırsla döktünüz = kasıt

Öyle birini görmediniz ancak kızgın yağı pencereden aşağıya bakmadan döktünüz ve birinin üzerine geldi = ağır ihmal

Yağı çöpe dökemediniz, soğuması için pencere önüne koydunuz. O esnada şiddetli rüzgarla beraber devrildi = hafif ihmal

ÇEŞİTLİ BORÇLARDA SORUMLULUK KISTASLARI

  • Genel olarak kabuk edilen borçlunun derecesi ne olursa olsun bütün kusurlarından sorumlu tutulmasıdır.
  • Klasik devirde sorumluluk ilkesi daha ağırken  Iustiniaus döneminde hafifletilmiştir.
  • Roma’da sorumluluk konusunda “fayda ve menfaat” ölçüleri uygulanmıştır. Borçlunun sorumluluğu menfaati dikkate alınarak belirlenmiştir. Bizim borçlar hukukumuz da menfaat ilkesini kabul etmektedir.

A) Kasıt Dolayısıyla Sorumluluk:

  • Bir borçlu borcunu ödememe durumunda kasıtlıysa sorumludur.

B) İhmal Dolayısıyla Sorumluluk:

  • Kanunumuz ihmal halinde sorumluluğu genel ilke olarak kabul etmektedir.
  • Hafif ihmalle sorumlu olmak demek herhangi bir ihmal varsa sorumlu olmak demektir. Burada ihmal olup olmadığına da iyi bir aile reisi gibi hareket edilip edilmediğine bakılarak karar verilecektir.

BORÇLUNUN DAVRANIŞI DIŞINDAKİ SEBEPLER

 A)Beklenmedik Olay (Casus Fortuitus)

  • Ana kural kimsenin beklenmedik hallerden sorumlu olamayacağıdır.  
  • Borçlu beklenmedik olaylardan kusursuz sorumluluk ilkesine göre sorumluyken kusura dayanan sorumluluğa göre bazı istisnalar dışında  sorumlu değildir.  
  • Klasik dönemde beklenmedik olaylardan sorumluluk söz konusudur. Bu sorumluluk nezaret (custodia) sorumluluğudur.

B)Mücbir Sebep (Vis Maior)

  • Öngörülemeyen bazı durumlardan ötürü sorumluluk hiçbir zaman söz konusu değildir.
  • Deprem, yangın, sel… gibi hallerde mücbir sebep söz konusudur.
  • Bu hallerde zararın sorumluluğu hiçbir şekilde borçluya yüklenemez.
  • Mücbir sebep bir dış olaydır.
  • Beklenmeyen olayda borçlu gereken tedbirleri kendi aldığı halde borcu ifa edemez duruma gelir.
  • Mücbir sebepler  hiç kimsenin alacağı tedbirlerle (doğal afet tarzı) borcu ifa etmesinin mümkün olmadığı bir durum oluşturur.

İÜHF Roma Hukuku

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir