KIYMETLİ EVRAKIN İPTALİ

Kıymetli evrakın iptali senedin zıyai halinde söz konusu olur. Senedin zıyai kavramından kasıt; senedin çalınma, kaybolma, yanma gibi durumlarda ibrazının imkansızlaşması ya da üzerine bir şey dökülmesi, silinmesi gibi nedenlerle üzerinde yazılı bulunan hakkın saptanmasının zorlaşması, imkansızlaşması halidir.

TK m.651’e göre; kıymetli evrak zayi olduğu anda senet üzerinde hak sahibi olan kişinin talebi üzerine mahkeme tarafından senedin iptaline karar verilebilir.

Menfi Tespit Davası

Borçlunun borcunu ödemeden önce herhangi bir borcu olmadığını tespit ettirmek için açtığı davadır.

İptal Davası ve Menfi Tespit Davasının Farkları

İptal davası çekişmesiz yargı, menfi tespit davası ise çekişmeli yargı işlerindendir.

İptal davasında senet zayi olmuştur ancak içerdiği hak geçerliliğini korumaktadır. Menfi tespit davasında senet maddi olarak varlığını korur ama içerdiği hak kısmen ya da tamamen yoktur.

İptal davasını zıya anında senedi bulunduran kişi, menfi tespit davasını ise borçlu olmadığını iddia eden kişi açar.

Nama Yazılı Senetlerin Zıyai ve İptali

Nama yazılı senetlerin zayi olması halinde iptali aksine özel bir hüküm bulunmadıkça hamile yazılı senedin iptali hükümlerine göre gerçekleşir. Özel hükümler; kambiyo senetleri ve cirosu kabil olan diğer senetler, makbuz senedi ve varant(TK m.846), basit/sade iptal usulü- belge/senet/makbuz karşılığı ödeme, ipotekli borç senedi ve irat senedi durumlarıdır.

Emre ve Hamiline Yazılı Senetlerin Zıyai ve İptali 

İptal Usulü

Poliçenin iptal sürecinde önce ödeme yasağı ile karşılaşılır. Bu ihtiyari tedbir niteliğindedir. Ödeme yasağını poliçeyi zayi eden kişi isteyebilir. Mahkeme ödemeyi yasaklayan kararında muhataba yani esas borçluya vadenin gelmesi üzerine poliçe bedelini tevdi etme iznini verir ve tevdi yerini gösterir(TK m.757). Mahkemenin tevdi yerini göstermesi ve ödemeye izin verilmesi halinde esas borçlu ödemede bulunabilir ya da bu karara rağmen esas borçlu sonuçlarına katlanmak şartı ile herhangi bir ödeme yapmadan davanın sonunu beklemek hakkına sahiptir.

Eğer poliçeyi eline geçiren kişi biliniyorsa; mahkeme dilekçe sahibine iade davası açması için süre tanır. Dilekçe sahibi bu süre içinde davayı açarsa davanın sonucuna göre hareket edilir. Dilekçe sahibi bu süre içinde bu davayı açmazsa mahkeme muhatap hakkındaki ödeme yasağını kaldırır. Poliçeyi elinde bulunduran kişi poliçeyi kötü niyetle iktisap etmişse veya iktisabında ağır kusuru varsa onu geri vermekle yükümlüdür.

Eğer poliçeyi eline geçiren kişi bilinmiyorsa; poliçenin iptali söz konusu olur. Poliçe elinden isteği dışında çıkan hamil poliçenin iptaline karar verilmesini isteyebilir. Bunun için poliçenin elindeyken zayi olduğunu ispatlamak ve buna yönelik bilgi vermekle yükümlüdür. Mahkeme bu açıklamaları inandırıcı bulursa ilan yoluyla poliçeyi eline geçireni belli bir süre içinde poliçeyi getirmeye davet ve aksi halde poliçenin iptali kararını ihtar eder. Bu ilan üç kez yapılır ve bu poliçenin getirilmesi için verilen süre emre yazılı senetlerde en az 3 ay en çok 1 yıldır. Hamiline yazılı senetlerde ise bu süre bir üst sınır olmaksızın en az 6 aydır.

Elden çıkan poliçe süre içinde mahkemeye sunulmazsa mahkeme poliçenin iptaline karar verir. Bu durumda TK m.764/2 uyarınca dilekçe sahibi kabul edene(bonoda düzenleyene) karşı poliçeden doğan istem haklarını ileri sürebilir.

Elden çıkan poliçe süre içinde getirilirse mahkeme dilekçe sahibine poliçeyi geri almak üzere iade davası için süre verir. Bu süre içinde dilekçe sahibi dava açmazsa mahkeme poliçeyi onu sunan kişiye geri verir ve ödeme yasağını kaldırır. Dilekçe sahibi davayı açarsa dava sonucuna göre hareket edilir. Poliçeyi sunan kötü niyetli ya da ağır kusurluysa poliçeyi geri vermekle yükümlüdür.

İptal Davası Sonucu

İptal kararı ile birlikte senedi zayi ederek iptal davası açan kişi senedin vadesinin gelmiş olup olmadığına bağlı olarak senette yer alan hakkını senetsiz ileri sürebilme ya da masrafları kendisine ait olmak üzere yeni bir senet düzenlenmesi kararının verilmesini mahkemeden talep etme imkanı kazanır.

Senedin iptali kararı iptal kararı almış kişiyi kendiliğinden hak sahibi yapmaz. İptal kararı almış kişi elinde senet olmadığı için yalnızca esas borçluya başvurabilir.

TAHVİL

TK m.650’de açıklanır. Buna göre; Nama veya emre yazılı senet, ancak kendisine hak verdiği ve borç yüklediği tüm kişilerin muvafakatıyla hamile yazılı senede dönüştürülebilir. Bu muvafakatın doğrudan senet üzerine yazılması gerekir. Hamile yazılı senetlerin nama veya emre yazılı senede dönüştürülebilmesi hususunda da aynı kural geçerlidir. Bu son hâlde hak veya borç sahibi kişilerden birinin muvafakatı bulunmazsa bu dönüştürme, ancak dönüştürmeyi yapan alacaklı ile onun haklarına doğrudan doğruya halef olan kişi arasında hüküm ifade eder.

KIYMETLİ EVRAK NOTLARI İÇİN TIKLAYINIZ

TİCARET KANUNU İÇİN TIKLAYINIZ

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir