KİŞİSEL DURUM

Ailevi,bireysel ve siyasi durumları içerir.Ailevi durumlar evlenme,boşanma;bireysel durum kişinin adı vb ve siyasi durumlar vatandaşlık gibi durumları ele alır.

KİŞİNİN ADI

  • Ad üzerindeki haklar kişilik hakkı kapsamında değerlendirilir.Ad üzerindeki hak MK 26’da düzenlenir.
  • Tüzel kişilerin de ada sahip olabilme hakkı vardır.
  • Ad kullanılması (öz ad -soyadı) zorunludur.Lakap ve müstear ad kullanılması zorunlu değildir.
  • Evlilik içinde doğan çocuğun adının konulması velayetle alakalı durumdur.Ana babanın ikisindeyse velayet ebeveynler anlaşarak çocuğun adını koyarlar.Velayetin birinde olması durumunda velayete sahip kişi ,velayetin ana babada olmaması durumunda atanan vasi tarafından konulur.
  • Evlilik içinde doğan çocuk soy/babanın soyadını alır.
  • Evlilik dışı doğan çocuğun ananın soyadını almasına dair düzenleme AYM tarafından eşitlik ilkesine aykırı gelmesi dolayısıyla iptal edilmiştir.
  • Kadın evlenmekle eşinin soyadını alır.Eşinin soyadının önüne bekarlık soyadını kullanabilir.
  • Kadın boşanmayla beraber eski soyadına geri döner
  • !! Eğer eski eşinin soyadını kullanmada kadının mefaati varsa ve eşinin bundan gördüğü zarar yoksa kadın boşandıktan sonra eski eşinin soyadını kullanabilir.Ama eşi bu durumun kaldırılmasını talep edebilmesini isteyebilir.
  • Evlat edinilen çocuk küçükse evlat edinenin soyadını erginse ya kendi soyadını ya da evlat edinenin soyadını alabilir.
  • Doğan çocuğun ana babası bilinmiyorsa çocuğun adı idare tarafından konulur.

ADIN DEĞİŞTİRİLMESİ

  • MK 27 uyarınca adın değiştirilmesi haklı sebeplere dayanarak değiştirilmesi hakimden istenebilir.
  • Adın değiştirilmesinden zarar gören kişi zarar görmeye başladığı andan itibaren 1 yıl süre içinde değiştirme kararının iptal edilmesini isteyebilir.(MK 27/4)
  • Adın değiştirilmesi kişiye bağlı hak olduğu için davayı kendi açmalıdır.
  • Dava davacının yerleşim yeri mahkemesinde görülür.
  • Bu durumun 3.kişilere ileri sürülebilmesi için vekalet verilebilir.(Evlenme de şahsa bağlı bir haktır evlenme için vekalet verilemez.)
  • Sınırlı ehliyetsizlerin MK 16 uyarınca kişiye bağlı haklarını yasal temsilci rızası olmadan kullanması kanunda düzenlenilmiştir ancak adın değiştirilmesi zor bir işlem olduğundan ve kişinin menfaati daha dikkate alınacak bir durum olduğu için teleolojik redüksiyonla hükmü daraltmak daha iyi sonuçlar doğurur.
  • Çocuğun menfaati göz önünde bulundurularak soyadı değiştirilmesi istenebilir.

ADIN KORUNMASI:

  • Ad çekişmesi varsa eğer (lakap-müstear ad için ) bunlar için tespit davası açılır 
  • Adın gaspı başkasının hakkı olmadan o adı kullanması durumudur.Bu durumda önleme/son verme/kusur varsa maddi manevi tazminat talep edilmesi istenebilir.

HISIMLIK:  Kan,kayın ve evlat edinme olmak üzere 3 şekilde hısımlık elde edilir.

KAN HISIMLIĞI: Birbirinin soyundan ya da ortak bir soydan gelmeyle elde edilir.

  • Birbirinin soyu altsoy/üstsoy olarak ifade edilir.
  • Ortak soydan gelme ise yansoy olarak ifade edilir.
  • Kan hısımlığı derecesi soy ağacındaki çizgilere göre belirlenir.
  • Yarım kan yan soy durumu ise tek bir ortak kökten gelme durumunda elde edilir(Babanın 1.evliliğinden doğan çocuğu ile 2.evliliğinden doğan çocuğu arasındaki ilişki buna örnek verilebilir.)
  • Altsoy üstsoy birbiriyle evlenemez.
  • 3.derece yansoya kadar evlenme yasağı vardır.Bu kişiler evlenemez.

KAYIN HISIMLIĞI: Evlenme ile kazanılan hısımlıktır.

  • Eşlerden birinin kan hısmı diğer eşin aynı derecede kayın hısmıdır.
  • Karı koca arasında ve hısımların birbiri ile arasında hısımlık durumu yoktur.(Eşin kardeşi ve diğer eşin kardeşi arasında ya da dünürler arasında hısımlık yoktur.)
  • Eşler boşandıktan sonra ortaya çıkan hısımlar kayın hısımlığına dahil olmaz.
  • Kayın hısımlığı meydana getirmiş evlilik sona erse de eşlerden biri diğer eşin altsoyu ya da üstsoyuyla evlenemez.(MK 129)

EVLAT EDİNME: 

  • Evlat edinen,evlatlık ve onun altsoyu arasındaki ilişkidir.
  •   Evlatlık ve altsoyu evlat edinene mirasçı olabilir.
  • Vasiyet olmadıkça evlat edinen evlatlığa mirasçı olamaz.

YERLEŞİM YERİ: 

  • Yerleşim yeri; oturulan yer olarak objektif unsura,sürekli ve yerleşme niyeti olması bakımından subjektif unsura sahiptir.
  • Yerleşim yeri tektir (MK 19/2)
  • Yerleşim yeri sürekliliği MK 20’de düzenlenir.Yerleşim yeri değiştirilecekse eğer yeni yerleşim yeri işlenene kadar eski yerleşim yeri varlığını sürdürür.
  • MK 19/3 uyarınca ticari ve sinai kuruluşlara uygulanmamasının sebebi HMK 14’de detaylı düzenlenilmiştir.Ticari kuruluşun şubesinde herhangi bir uyuşmazlık olması durumunda ticari kuruluşun merkezinde değil şubenin bulunduğu yerde dava açılabilme imkanı verilmiştir.
  • İhtiyari yerleşim yeri sürekli olarak kaldığımız yeri ifade eder.
  • MK 22 uyarınca eğitim,sağlık,bakım,ceza kurumunda bulunma yeni yerleşim yeri edinme sonucunu doğurmaz.Bu durum karinedir aksi ispat edilebilir.
  • Kişinin Türkiye’de yerleşim yeri olmaması üzerine yerleşim niyeti olmasa da oturduğu yer itibari(farazi) yerleşim yeri olarak kabul edilir. (MK 20/2)

YASAL YERLEŞİM YERİ:  

  • Kişi kendi isteğiyle yerleşim yerini değiştiremez( Bir başkasına bağlı yerleşim yeridir.)
  • Velayet altındaki çocukların yasal yerleşim yeri velilerinin ortak yaşam yeridir. (MK 21)
  • Çocuğun ayrı yaşamasına dair velilerin izni varsa çocuğun ayrı yaşadığı yer yerleşim yeridir.
  • Vesayet altındaki kişinin yerleşim yeri vesayet makamının bulunduğu yerdir.

KİŞİSEL DURUM SİCİLİ:

  • Farklı kütüklerden oluşur (evlenme,boşanma,ölüm-gaiplik…)
  • Belgeler gizlidir.
  • Nüfus kütüğündeki belgeler resmi belgedir aksi ispat edilinceye kadar geçerlidir.Aksi her türlü delille ispat edilebilir (şekle bağlı değildir.)
  • Sicil yanlış tutulduysa kusurlu memur rücu edilerek meydana gelen zarar devlet tarafından tazmin edilir.
  • Tazminat davaları kişisel durum sicilinin bulunduğu mahkemede açılır
  • Kural olarak kayıt düzeltmek için dava açılır ancak bu durumun istisnaları vardır: Maddi hatalarda ve din bilgisinin değişmesi gibi durumlarda dava açılmasına gerek yoktur.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir