Müteselsil Borçluluk

Kamu Mallarının Hukuki  Rejimleri

İdarenin kamu malları üzerindeki yetkisi özel mülkiyetten farklılık göstermekle birlikte mülkiyet hakkına dayanmaktadır. Önceden bu yetki kolluk yetkisi olarak tanımlanmaktayken günümüzde farklılaşmış ve mülkiyet hakkı denilmiştir. AYM tarafından kamu mülkiyeti olarak tanımlanır. Danıştay ise bir nevi idare hukuku mülkiyetinden bahsetmektedir.

Kamu Malları ve Özel Hukuk İşlemleri

Kamu mallarının kamu yararına ve tahsis amacına uygun olarak kullanabilmesi için malın kullanımını sınırlayacak özel hukuk işlemlerine konu olmaması esastır. Ancak son yıllarda kamu hizmeti teorisindeki değişim ile birlikte bu ilkenin uygulanmasında istisnalar görülmeye başlanmıştır. Bu yasağın gevşemesindeki bir başka etken kamu yararı kavramının uğradığı değişimdir. Günümüzde kamu yararı genel olarak mallarından gelir elde edilmesine indirgenmiştir.

Kamu Malları ve Mülkiyet Hakkının Özel Hukuk Kişilerine Devri

Klasik kamu malları teorisine göre malı kamu  tüzel kişisinin mülkiyetinden çıkartacak her türlü hukuki işlem geçersizdir. Malın mülkiyet hakkının kamu tüzel kişisinden çıkması halinde malın kamu yararına kullanımı sona erecektir. Kamu malı yararına kullanımı tahsis edildiğinden tahsis sürdüğü sürece kamunun mülkiyet hakkı devam edecek ve devredilmezliği ilkesi geçerli olacaktır. Bu sebeple kamunun özel malları devredilebileceği gibi tahsis kaldırıldığında özel mal haline gelecek kamu malları üzerinde de devredilmezlik ilkesi geçerli olmayacaktır. Malın mülkiyetinin tüzel kişiler arasında el değiştirmesi bu ilkenin dışındadır çünkü zaten kamu malının mülkiyetinin devam etmesi ilkenin temelidir. Kamu mallarının devredilmezliği ilkesi anayasal bir gerçek olmadığından kanunlarla istisna getirilmesi mümkündür. Kamu mallarında tahsis sürdüğü sürece iyi niyetli üçüncü kişilerin iyi niyeti korunmaz.

Kamu mallarının mülkiyetinin devredilmezliği ilkesi tahsise bağlı olduğundan tahsisin nasıl yapıldığı önemlidir. Tahsisi kaldırabilecek makam ile mülkiyet hakkının devrini yapabilecek makam aynı ise devredilmezlik ilkesinin ortadan kaldırılabilmesi için yapılması gereken sadece devirden önce tahsisin kaldırılmasıdır. Ancak tahsisi kaldırmaya yetkili makam ile kamunun özel malı haline gelecek malı satmaya yetkili makam ayrı ise devredilmezlik ilkesi etkisini gösterecektir. İlkenin bertarafının kolaylığı nedeniyle sıkı korunmak istenen kamu malları anayasa veya kanun hükmü ile tahsise tabi tutulmaktadır örneğin orman ve kıyılar gibi.

Kamu Malları ve Özel Hukuk Kişileri Lehine Sınırlı Ayni Hak Tesisi

Kamu mallarının devredilmezliği ilkesine paralel ayni hak da tesis edilemez. Ancak bu meseleyle günümüzde sıkça denk gelinmektedir. İdare çeşitli sebeplerle kamu malları üzerinde özel hukuk kişileri lehine ayni hak tesis edebilir. Burada bahsedilen ayni hak kavramı medeni hukuktaki gibi bir ayni hak değildir. Hak sahibi hakkını kamu yararının getirdiği sınırlar çerçevesinde kullanabilir. Yetkili idare kamu yararına tehlike oluşturan ayni hakkı her zaman sona erdirebilir. Danıştay farkı vurgulamak için idari ayni haklar terimini kullanır.

İdarenin sahip olduğu mallar üzerinde bir başka idare lehine irtifak hakkı tesis etmesi de mümkündür. Mevzuatta kamu malları üzerinde özel hukuk tüzel kişilerine ayni hak tanınabileceğini düzenleyen birçok hüküm vardır uygulamada da böyledir.

Kamu Malları ve Kira Benzeri Özel Hukuk Sözleşmeleri

Klasik kamu malı teorisinde kamu mallarının özel hukuk sözleşmelerine konu olamayacağı söylenmektedir. Kamu yararına engel olacağı düşüncesiyle getirilmiş bir ilkedir ancak ilkenin bütün kamu malları açısından kanuni bir temeli yoktur. Sözleşmenin idari mi özel hukuk sözleşmesi mi olduğu taraflardan birinin idare mi olduğuna idare ise sözleşme üzerindeki yetkilerine ve sözleşmenin konusuna göre tespit edilecektir.

Kamu Malları ve Haciz Yasağı

İcra iflas kanunu madde 82 ye göre kamu malları haczdedilemez. Kamu malının haczi kamu malının amacına yönelik kullanımına engel olacağından bu yasak getirilmiştir. Devlet t üzel kişiliğinin malları haczedilemez ancak diğer kamu tüzel kişilerin özel mallarında bu ilke geçerli değildir.

Kamu Malları ve Kazandırıcı Zamanaşımı ile İktisap

İlkenin yasal temeli kadastro kanunu madde 18/2 dir. İlke özellikle tarih kültür ve tabiat varlıklarının korunması açısından önemlidir.

Özel hukukta geçerli olan belirli süreli zilyetlik sonucunda mülkiyet hakkının kazandırıcı zamanaşımıyla kazanılması kamu malları için mümkün değildir. Kamunun özel malları da zamanaşımı ile iktisap edilemez.

Kamu Malları ve Tapu Siciline Tescil

Bu ilke medeni hukukçuların ısrarı sonucu çıkmıştır ve günümüzde pek uygulanan bir ilke değildir.

Kamu mallarının tapu siciline tescili kurucu nitelikte değil açıklayıcı nitelikte bir hukuki işlemdir. Dolayısıyla tapu siciline tescil edilmeyen kamu malları bu niteliklerini yitirmeyecekleri gibi tapuda özel kişi lehine tescil edilen kamu malları da özel kişinin malı haline gelecektir.

İÜHF İDARE HUKUKU NOTLARI

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir