İslam hukukunun kaynaklarını önem sırasına göre şöyle sıralamak gerekir:

  1. Kur’an-ı Kerim
  2. Sünnet
  3. İcma
  4. Kıyas

Bu kaynaklara ilave olarak; gizli kıyas, maslahat, teamül ve fetvalar eklenebilir. Lâkin bu kaynaklar bu yazıda açıklanmayacaktır.

KUR’AN-I KERİM

Kur’an-ı Kerim, İslam inancına göre yaratıcının gönderdiği son dinin (islamiyet) esaslarını belirleyen, yaratıcı tarafından insanlığa gönderilen kitaptır.

İslam hukukunun birinci ve en önemli kaynağıdır. Kur’an-ı Kerim’deki tüm ayetler yaratıcı tarafından çeşitli biçimlerle Hz.Muhammed’e ve böylece tüm insanlığa gönderilmiştir. Kur’an-ı Kerim sünnet ve diğer kaynaklara kıyasen daha az hukuki norm içermektedir. Bu durum, içeriğinde birçok hususu barındırmasından gelir. Bunların başlıcaları peygamber kıssaları, İslam dinine özgü ibadetler, toplumun ahlaki yapısıdır. Haliyle islami hukuk kuralları Kur’an’da oldukça çerçeve kalmıştır. Ancak Kur’an-ı Kerim İslamiyet’in ilk gününden beri İslam hukuku norm hiyerarşisinde en tepedeki konumdadır. Her hükmü bağlayıcıdır. Her hangi bir duruma ilişkin ilk olarak Kur’an-ı Kerim’deki hükümler incelenir. Hüküm yoksa diğer kaynaklara (elbette ilk olarak sünnet) geçilir.

SÜNNET

Sünneti oluşma şekline göre üçe ayrımak mümkündür.

  1. Sözlü sünnet: Hz.Muhammed’in sözleri
  2. Filli sünnet: Hz.Muhammed’in eylemleri
  3. Takriri sünnet: Hz.Muhammed’in başka bir insanın hareket veya sözünü onaylaması

İslam hukukunda Kur’an-ı Kerim’den sonra sünnet, kaynak olarak ikinci sıradadır. Hz.Muhammed şüphesiz ki Kur’an’ın en iyi yorumlayıcısıdır. Bu yüzden bazen Kur’an’daki hükümlerin sınırlarını daraltır bazen hükümlerin sınırlarını zaman ve mekan olarak çizer ve bazen de Kur’an’da olmayan yeni bir kural koyardı. Sünnet’in tedvin edilmesi Hz.Muhammed’in vefatından sonra hız kazanmıştır. Çünkü sahabe, Hz.Muhammed’in hiçbir fiilini veya sözünü unutmak istemiyor ve kendi hayatlarında da uygulamak istiyordu. Peygamber’in hadisleri çeşitli kitaplarda toplandı. Ancak bunların en rağbet görenleri Kütüb-i Sitte oldu. Kütüb-i Sitte’yi (altı kitap) oluşturan alimler; Müslim, Tirmizi, Buhari, Nesai, İbn Mace ve Ebu Davud’dur.

Sünnet iki bölümden oluşur: senet ve metin. Senet, metni (= peygamberin söz ve davranışları) Hz.Muhammed’den sonraki asırlara taşıyan kişilerin isim listesidir. Bu kişilere “ravi” denilmektedir.

Mütevatir hadis; Hz.Muhamed’den sonraki 3 yüzyıl boyunca her yüzyılda çevresinin güvenini toplamış çok sayıda ravice hazırlanmış hadistir.

Meşhûr hadis; Hz Muhammed’den sonraki birinci ve ikinci yüzyıl boyunca az sayıda ravi tarafından ancak üçüncü yüzyılda çok sayıda ravi tarafından rivayet edilen hadistir.

Ahad hadis; Hz Muhammed’den sonraki üç yüzyıl boyunca her nesilde yalnızca bir ravi tarafından aktarılan hadistir.

Muttasıl hadis: Ravi listesinde (senet) hiçbir kesinti olmayan hadistir.

Munkatı hadis: Ravi listesinde kopukluk olan hadis türüdür.

Mürsel hadis: Sahabeden kimsenin senette adının bulunmadığı hadistir.

İCMÂ

İslam hukukçularının  bir konu üzerinde müştereken görüş bildirmeleridir.

Açık icmâ: İslam hukukçularının açık bir şekilde (sarih) görüş bildirmesidir.

Zımni icmâ: İslam hukukçularının bir kesminin belirli bir görüşe sessiz kalmasıdır.

Bu yüzden sarih icmâ elbette daha güçlü bir kaynaktır. Sahabe döneminde icmâ oldukça kolay bir şekilde oluşabiliyordu. Ancak günümüzde İslamiyet’in mezheplere ayrılması ve çeşitli coğrafyaya yayılmasından dolayı (farklı örf kuralları) icmâ’ya fiilen ulaşmak oldukça zordur.

KIYAS

Kıyas; hukuken birbirine benzer olaylarda, hakkında hüküm bulunan olayın (asıl) hükmünün, hakkında herhangi bir hukuki kural bulunmayan olaya (fer’) uygulanmasıdır. İslam hukukunda aslın hükmü mutlaka Kur’an-ı Kerim veya Sünnet’te bulunmalıdır. Kıyas yapılırken iki olay arasında yakınen bir ilişki bulunmalıdır. Özellikle kıyas yapılırken aslın hükmünün koyuluş gerekçesine bakılır. Böylelikle kıyas işlemi daha sağlıklı yapılacak ve yanlış kararların önüne geçilecektir. Kıyas, uzun zamandan beri İslam hukukunun önemli kaynağı olmuş ve olmaya da devam etmektedir. Bunun sebebi, zamanın ve teknolojinin ilerlemesi ile birlikte Kur’an ve Sünnet hükümlerinin zamana uygun bir şekilde yorumlanma ve günümüz meselelerine uygulanma gereğidir.

MEZHEPLERE GÖRE HADİSLERİN BAĞLAYICILIĞI (ŞAFİİ-HANBELİ-HANEFİ-MALİKİ)

Mütevatir Hadis – Tüm mezhepler için bağlayıcıdır.

Meşhûr Hadis – Tüm mezhepler için bağlayıcıdır.

Ahad Hadis – Şafii ve Hanbeliler için bağlayıcı | Hanefi ve Malikiler için kısmen bağlayıcı

Muttasıl Hadis – Tüm mezhepler için bağlayıcıdır.

Munkatı Hadis –  Tüm mezhepler için bağlayıcıdır.

Mürsel Hadis – Hanefi ve Malikiler için bağlayıcı | Şafii ve Hanbeliler için belirli koşullarla bağlayıcı

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir