İNSAN HAKLARI KAVRAMI

Literatürde birçok insan hakları tanımı bulunabilir. Diğer sosyal bilimler kavramları gibi, insan haklarının da tek bir tanımı yoktur.

Bu tanımlardan bazıları aşağıdaki gibidir:

  • Herkesin temel hak ve özgürlüklerini korumak. Yaşama, özgürlük hakkı, düşünce ve ifade hakkı gibi.
  • Milliyet, ırk, ırk, cinsiyet veya din farkı gözetmeksizin, İnsanların hakları vardır.
  • Herhangi bir ayrım gözetmeksizin herkesin karakterini ve itibarını tanıyan uluslararası bir kuruluş.
  • Bunlar, bir kişinin kişi olarak sahip olduğu haklardır. Bu nedenle manevi haklardır. İnsan hakları, insanın hayat hakkını ve onurunu korumayı hedefleyen iddia ve taleplerdir.

“Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.”

İnsan hakları alanında geçerli iki temel yaklaşımdan biri, “Doğal Hukuk” (Tabiî Hukuk); diğeri ise “Pozitif Hukuk/Yürürlükte Olan Hukuk” anlayışıdır.

 DOĞAL HAKLAR OLARAK İNSAN HAKLARI

“Doğal Hukuk” anlayışına göre, doğal hukuk düşüncesinin ürünü olarak kabul edilen insan hakları; pozitif hukuk tanımamış olsa dahi, insanın doğuştan/özden sahip olduğu, insan olmaktan kaynaklanan hakları”dır. Bütün insanların, sadece insan oldukları için sahip oldukları evrensel nitelikteki insan hakları herkese eşit olarak tanınmıştır. İnsan olmaktan vazgeçilemeyeceği için insan hakları da dokunulamaz ve devredilemez niteliktedir

POZİTİF HAKLAR OLARAK İNSAN HAKLARI

“Pozitif Hukuk/Yürürlükte olan Hukuk” anlayışına göre insan hakları, belli bir zamanda, belli bir yerde; uluslararası alanda ve/veya herhangi bir devletin kendi içinde, genellikle yetkili organ tarafından yazılı olarak oluşturulan hukuk düzeninde yer alan haklardır.Pozitif hak olarak insan haklarının ihlali maddi yaptırımlara bağlanmaktadır.

İnsan Haklarının Özellikleri

  • Doğumla Kazanılma

İnsan doğar doğmaz hukukun kendisine tanıdığı tüm hakları elde etme mevzusunda eşit kıymete sahiptir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 1. maddesine göre ‘Bütün insanlar özgür ve onurda ve haklarda eşit olarak doğarlar’. İnsanın doğar doğmaz bütün hakları elde edebilmesine ‘hak ehliyeti’ denir. Dolayısıyla hiç kimse doğuştan ırkı, rengi, dili, dini, cinsiyeti gibi mantıklı ve nesnel olmayan sebeplerle, hukukun tanıdığı haklardan yoksun edilemez.

  • İnsanların Doğasından Kaynaklanma

İnsan olmak başlı başına bir değerdir. Bu değerin korunması insan haklarının temel işlevidir. İnsan maddi ve manevi yönüyle bir bütündür. Bu nedenle insan hakları kişinin hem maddi hem de manevi yönünü korur. İnsan onurunu küçültücü, aşağılayıcı muameleler insan haklarının ihlali anlamına gelir.

  • Devredilmez Olma

İnsan haklarının vazgeçilmez ve devredilemez olduğunu iddia etmek, insan haklarından sözleşme yoluyla dahi gönüllü olarak vazgeçilemeyeceğini ve bu hakların hiçbir şekilde kaldırılamayacağını iddia etmektir. Bu nedenle insanlar insan haklarını sözleşmelerle başkalarına devredemezler, insan haklarından vazgeçemezler.

  • Evrensel Olma Niteliği

İnsan hakları insanlık ailesinin bütün üyelerine ait haklar olarak evrenseldir. İnsan hakları bölgelere, ülkelere, etnik kimliklere, farklı din mensuplarına göre değişmez. Sadece insan olmak dolayısıyla sahip olunan haklar olduğu için dünyanın her yerinde ve herkes için geçerlidir.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir