İLKEL TOPLUMDA EŞİTLİĞİN KORUNMASI

İlkel toplumlar eşitliğin sağlanması için katı gelenekler oluşturmuştur. Sadece kabile önderlerinin denetlenmesiyle kalmamış oluşabilecek ayrıcalıklı bir grubun önüne geçilmesi sağlanmıştır. Kişilerin sosyal becerileri karşısında bekleyebileceği tek şey saygıdır. Örneğin çok iyi bir avcı bu yeteneğiyle diğerlerinin üstüne geçmesi söz konusu değildir. Bu yüzden avcı avladığı hayvanı yiyemez diğer kabile üyelerine dağıtır sosyal yardımlaşma düzeni kurulurdu.

İnsan Vücuduna Kazınan Yasa

Kabile üyelerinin eşitliği temel yasadır. Bu yasayı vücutlarına kazırlar. İlkel toplumların çoğunda gençlerin yetişkinlerin arasına katılması “initiation” denilen bir kabul töreni ile gerçekleşir.  Her yıl belirli yaşa gelmiş genç erkekler tören alanında vücutlarının yüz, omuz gibi görünür yerlerine ucu köreltilmiş taş, tahta, kemik bıçaklar saplanır bu acıya tepki vermemesi beklenir. Daha sonra vücutlarındaki yarayla kamptan uzak yerde bekler sürenin sonunda hayatta kalanlar kampa ulaşır, ulaşanlar testi geçmiş sayılır. Bu törene katılıp acıya tepki verip ya da katılmayanlar “kadın” statüsünde yer alır ve kabile içinde kadınlar gibi yaşarlar.

Oluşan yaralar ömür boyu silinmeyecek bir işarettir. Kabilenin temel yasalarının vücuduna kazınması söz konusudur. Bu yasalardan ilki kabilenin önceliğidir. Artık gençler kabilesi için yaşar, ölürler. İkinci yasa herkesin eşit olduğudur. Tüm vücut üzerinde görünen işaretin anlamı ‘ne iktidar sahibi ol, ne de boyun eğ’dir.

İlkel toplumlarda yasaları uygulayan resmi kurumlar olmaması yasaların uygulanmadığı anlamına gelmez. Avcı-toplayıcı küçük gruplarda yasayı aşan bir harekette toplum bir bütün olarak hareket eder. Tarımcı toplumlarda daha çok şaman gibi bir figür suçlama yöneltir. Toplum bir bütün gibi karar verir. Yaygın cezalar genelde utandırma ve kabileden uzaklaştırmadır. İdam enderdir.

Özel Mülkiyet Yasağı, Potlaç, Mübadele

İlkel toplumda üretim araçları üzerinde özel mülkiyet yoktur. Doğal varlıklar ortak alanladır. Avcı- toplayıcılar sürekli göç ettiğinden toprak mülkiyeti yoktur. Topraktan yalnızca yararlanılır. Bununla birlikte üretim tamamen kolektif değildir. Erkekler bazı av hayvanlarını birlikte (sürek avcılığı) bazen de tek başına (tekil avcılığı) avlar. Kadınlar da aynı şekilde birlikte ya da tek toplar. Elde edilen besinler aile içi veya topluca tüketilir. Her aile, kabileye ait toprak parçasından eşit bir parçasından yararlanarak üretim yapar. Toprak mülkiyeti yerleşik hayatla başlayacaktır.

Avcı-toplayıcılarda kişiliğin temel unsurları ok, yay, sepet kişinin ölümüyle beraber bu aletler yakılırdı.

Potlaç karşılık beklenerek düzenlenen şölenleri ve armağanları ifade eder. Çevresel koşullardan dolayı o yıl üretim yapamayan kabile komşu kabileden geri ödemek karşılığında besin alması örnektir. Potlaç barış ve güvenlik ihtiyacını karşılayan bir gelenektir.

Nüfusun Dengede Tutulması

Nüfusun dengede tutulması toplum içi eşit konusunda önem arz eder. Nüfus arttıkça kabile içerisinde ayrıcalık isteyen kişi ve grupların sayısı artar bu da eşitlikçi yapıya zarar verir. Bu yüzden kabileler nüfus artışı için göç tekniğini bulmuştur. Nüfus çok artınca kabile içerisindeki gençler göç ederek kendi kabilelerini kurarlar. Kabileler arası savaşlar da nüfusu sürekli dengede tutmak için bir yöntemdir.

Anaerkillik, Anasoyluluk ve Kadının Statüsü

İlkel toplumlarda eşitlik sadece erkekler arasında olan bir olgudur. Kadının statüsü erkekten aşağıdadır. Bazı yazarlar soy zincirinin kadına göre belirlendiği toplumlarda anaerkil unsurlar taşıdığını kabul etmiştir. Anasoylu toplumlarda evlilik erkeğe bir üstünlük sağlamaz. Erkek evinden pek az söz sahibi olur. Fakat o evi de yöneten kadın değil kadının erkek kardeşidir. Anasoylu toplum örgütlenmesinin nedeni uzun süren savaşlar ve ticaret için uzağa gitme sonucu erkeğin evden ayrı kalmasının sonucu benimsenmiştir.

İÜHF GENEL KAMU HUKUKU

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir