Yasa Tanımı

Yasaları aklın bir eseri olduğunu düşünen Montesquieu, yasa için “eşyanın tabiatından doğan zorunlu ilişkiler” diyordu.

Siyasal özgürlük kavramı

Yasaların çizdiği sınırlar içerisinde hareket edebilmeyi özgürlük olarak tanımladı. Onun için özgürlük, kudretini yasalardan almaktaydı. Montesquieu’ya göre gücü elinde tutan insan her zaman bunu kötüye kullanmaya meyilldir. Devlette de iktidarı elinde bulunduran organlar bunu insanların özgürlüğü için kullanmalıdır. Hiçbir insan diğerinden korkmamalıdır. İktidarı elinde bulunduranlar kişilerin güvenliğini sağlayabilmeli ve huzur ortamı yaratabilmelidir. İşte, “iktidar”ı kötüye kullanmanın önüne geçecek olan unsur erkler ayrılığıdır.

Erkler ayrılığı

Devlete dair tüm güçler tek kişi veya tek bir kurul üzerinde toplanırsa bu devletin sonunun gelmesi demektir. Montesquieu erkleri sınıflandırırken, yasama erkine kanun yapma görevini, yürütme erkine savaş ve barışa karar verme görevini, yargı erkine yargılama görevini vermiştir.

Devletin esas görevi devlette refahı sağlamaktır. Her insan kendini güvende hissetmelidir. Montesquie, yukarıda da bahsettiğimiz gibi erkler birliğini reddeden bir düşünürdü. Şöyle açıklıyor;

Yasama ve yürütme tek elde toplanırsa şiddet içeren yasalar oluşacaktır. Çünkü yasa yapan ve bunu yürüten erkler birbirini dengeler niteliktedir. Denge mekanizması kalmaz ise halkın güvenliği son bulur ve devlet yok olma yoluna girmiştir.

Yasama ve yargının da tek elde toplandığında keyfiyetin oluşacağını düşünen düşünür buna gerekçe olarak ise şunu gösteriyordu: yasaları yapan ve bunları uygulayan aynı kişi olursa insanların devlete güveni kalmaz. Çünkü hakkaniyetsiz kararların çıkması kaçınılmazdır.

Montesquieu mutlakiyet sebebiyle Osmanlı Devleti’ni de sıkı bir şekilde eleştirir. Ve devletin git gide çökeceğine işaret eder.

Avam-Lordlar-Kral

Düşünür İngiltere Anayası’nı değerlendirirken avam kamarasının halk tarafından seçilen mebuslar aracılığıyla oluştuğunu belirtir ve böylece halkın da temsilciler aracılığıyla da olsa yönetime katıldığını düşünür.

İkinci meclis olan lordlar kamarasında ise ırsi intikal usulü benimsenmiştir. Lordlar kamarası asillerden oluşuyordu ve bu meclis birinci meclis üzerinde denetim görevi görüyordu. Veto hakkına sahiplerdi

Kral yürütme görevini görür. Yürütmede tek kişinin bulunmasını destekleyen Montesquieu “bakanlar kuruluna”da yeşil ışık  yakar. Çünkü kral da insan olduğu için hata yapabilir. Bakanlar kurulu kral adına görevlerini icra edeceklerdir. Yetki kralındır.

Erkler arasında denge mekanizması

Yukarıda da değindiğimiz gibi yasama erki kendi içinde dengelenmişti. Çift meclisli bir yapıda ikinci meclis birinci meclis üzerinde veto hakkını kullanarak yasaların daha nitelikli olmasını sağlayacaktır. Yasamanın sürekli toplanmasının bu erkin ruhuna uygun düşmediğini belirten düşünür, sürekli bir şekilde aktif olması gereken erki yürütme olarak ilan eder. Meclisin toplanma sebebi 2 tanedir. Bunlar bütçenin onayı ve ordunun ihtiyaçlarının giderilmesidir.

Yasama ve yürütme de birbirini frenler niteliktedir. Yasama herhangi bir hatalı bir uygulama görürse bakanlar kurulunu hedef alacaktır. Bu, kralın sorumsuz olmasının sonucudur. Yürütme erki de kralın şahsında “veto” hakkını kullanarak yasamanın işlemlerini geri çevirebilir. Bu veto işlemleri nitelikli yasaların çıkması için önem arz eder.

———————————————-&

Montesquieu teorilerini ülkesi Fransa için oluşturmuştu. Kendisi güçler ayrılığını benimsese de bu ayrılığın uzlaşmacı olması gerektiğinin altını çizer. Sert kuvvetler ayrılığını kabullenmez.

Genel Kamu Notları -12