İHMALİ SUÇLAR

İhmal bir kimsenin elinde olmasına rağmen söz konusu  olayın gidişatına müdahalede bulunmamasıdır. Belli bir hareketi yapmayı emreden, emredici kurallara karşı davranarak emredilen fiilin yapılmaması durumunda ihmali suç söz konusu olmaktadır.

İhmali suçlar gerçek ihmali ve gerçek olmayan (görünüşte) ihmali suçlar olarak ikiye ayrılmaktadır.

  1. Gerçek İhmali Suçlar: İhmali hareket doğrudan suç tipinde gösterilmiştir. Kanunda yap denilen hareketin yapılmaması ile meydana gelen suçlardır. Bu suçların maddi unsurlarını 1-tipe uygun durumun varlığı, 2- emredilen fiilin yapılmaması ve 3- fiziksel olarak gerçekten kurtarma ya da koruma imkanının bulunması oluşturur. Bu suçların subjektifliği için kast gereklidir. Ve sadece olası kast yeterlidir. Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi ve denetim görevinin ihmali örnek verilebilir.
  2. Gerçek Olmayan (Görünüşte) İhmali Suçlar: Kanunda düzenlenmiş icrai hareketle işlenebilen suçun ihmali hareketle de işlenebilir olmasıdır. Failin neticeye engel olma konusunda hukuki bir yükümlülüğü bulunmalıdır (garantörlük). Gerçek olmayan ihmali suçların cezalandırılabilmesi için, neticenin meydana gelmesine sebep olan yükümlülük ihmalinin, icrai davranışa eşdeğer olmalıdır. Gerçek olmayan ihmali suçlarda garantörlük şartı aranır.

İhmali suçlarda neticenin isnadı nedensellik bağı ve objektif isnadiyete bağlıdır. Eğer ihmali davranış olmasaydı netice gerçekleşmeyecekti diyebiliyorsak ihmali hareketle neticenin arasında nedensellik bağı vardır. Örnek olarak annenin bebeğine yemek vermemesi ve bebeğin ölmesi verilebilir.

Garantörlüğün Bulunması: İhmal yoluyla neticeye sebep olma ile aktif bir hareketle neticeye sebep olma durumları eşdeğer olması için;

İhmali fiil gerçekleştiren failin neticenin önlenmesi için bir yükümlülüğü olmalıdır (garantörlük).

Garantörlük koruma yükümlülüğü ve gözetim yükümlülüğü olarak ayrılmaktadır. Koruma yükümlülüğü, bir kimsenin özel fiili ya da hukuki bağlılığından dolayı hukuki bir değeri dış tehlikelerden korumasıdır. Gözetim yükümlülüğü ise bir kimsenin fiili veya hukuki sorumluluğunu üstlendiği belli tehlike kaynağına üçüncü kişilerin zarar görmesini önleme yükümlülüğüdür.

TCK madde 83’te garantörlük koşulları sayılmıştır. Bu durumda garantörlüğün koşulları; kanun, sözleşme ve öne gelen hareket olabilir.

Kanundan gelen yükümlülüğe ebeveynlerin çocukları için aile hukukundan dolayı olan sorumlulukları örnek verilebilir.

Sözleşme için yaşlı bir kimseyle yapılan bakım sözleşmesi örnek verilebilir.

Öne gelen tehlikeli harekete ise bir kişiye çarptıktan sonra onun yaralı olduğunu görmesine rağmen bir şey yapmayıp olay yerinden ayrılması ve kişinin bu yüzden ölmesi örnek verilebilir.

TCK

İÜHF CEZA GENEL

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir