KUSUR SORUMLULUĞUNUN UNSURLARI

Kusura dayanan sorumluluktan söz edilebilmesi için kusur sorumluluğunun tüm unsurlarının gerçekleşmesi gerekmektedir. TBK md.49 uyarınca: “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Öyleyse unsurlar şu şekilde maddelere ayrılabilir:

1) Fiilin Hukuka Aykırı Olması

2)Hukuka Aykırılık Bağı

3) Zarar Görme*

4) Fiili İşleyenin Kusuru*

Bu başlıkları tek tek inceleyelim.

1) Öncelikle hukuka (49/1) veya ahlaka (49/2) aykırı bir fiil olmalıdır. Fiil, insan iradesiyle gerçekleşen yapma veya yapmama eylemidir. İlk bakışta yalnızca yapma fiillerinden doğan sorumluluk düşünülse de bir şeyi yapmamaya da sorumluluk bağlanabilir. Buna ihmal suretiyle icra denir. Bu kavram ile kusur derecesi olan ihmal farklı şeylerdir. Fail, fiili kasten ihmal suretiyle icra edebilir. En bilinen örnek, hastaya müdahale etmesi gereken sağlık personelinin bilerek ve isteyerek müdahalede bulunmamasıdır.

Hukuka aykırılıktan genel davranış kurallarını ihlal etmek anlaşılmalıdır. Genel davranış kuralları, insanların yapmaları veya yapmamaları gereken davranışları belirten kurallardır. Bunlar, özel ve kamu hukukunun getirdiği emir ve yasaklar olabilir. (Borca aykırı fiil de hukuka aykırı kabul edilmekle birlikte sözleşmeler hukukunun konusudur.)

Fiilin ihlal ettiği hakkın mutlak ya da nispi olması önem arz eder. Esas olan mutlak hakların ihlal edilmesidir. Mutlak hakların ihlali, konuyu düzenleyen ayrıca bir hüküm bulunmadığı sürece TBK md.49 kapsamında değerlendirilir. Ancak nispi haklar o hakkı düzenleyen özel bir hüküm bulunmadıkça haksız fiil sorumluluğunun konusu sayılmazlar.

2) Fiil ile zarar arasında uygun hukuka aykırılık bağı bulunmalıdır.

Mutlak hakların ihlalinde nedensellik bağı ve hukuka aykırılık bağı örtüşür. Yani, fail (A) kişisinin mutlak hakkını ihlal etmek istemişken (B) kişisinin de mutlak hakkını ihlal etmişse, failin (B)’ye yönelik hukuka aykırı fiili olmasa dahi, mutlak hakkın herkese karşı ileri sürülebilir özelliği gereği fail (B)’ye karşı da sorumlu olur. Ancak nedensellik bağı ile hukuka aykırılık bağı her zaman aynı sonuca ulaştırmaz. Şu hallerde nedensellik bağının yanında hukuka aykırılık bağı da aranmalıdır:

Yansıma zararlar, nispi hakkın ihlali, ayni hak ihlali yapılmaksızın gerçekleşen malvarlığı azalmaları, mutlak hak ihlali olmaksızın malvarlığı azalmaları, olumsuz (kaçınma) fiilden doğan zarar, tehlike oluşturan haller (burada haksız fiilin olmadığı, yalnızca kusurun olduğu söylenmektedir.).

Yansıma zararlarda, nedensellik bağı olsa bile hukuka aykırılık bağı yoksa sorumluluk yoktur. Örneğin haddinden fazla yolcu alan otobüs işletmesi araçta yapılan hırsızlıktan sorumlu değildir. Burada şoför fazla yolcu alarak hukuka aykırı davranmıştır. Ancak şoförün ihlal ettiği kural, otobüste hırsızlığı engellemeyi değil seferin güvenli bir şekilde gerçekleşmesini sağlamayı amaçlar. Dolayısıyla şoförün haksız fiili ile zarar arasında nedensellik bağının olduğu öne sürülse bile hukuka aykırılık bağı olmadığı için sorumlu tutulamaz.

Bir başka örnek olarak: Sokağın ortasında “adam öldürme” fiili gerçekleşmiş ve bu olayı gören birisi heyecanlanarak elindeki kıymetli eşyayı yere düşürmüştür. Burada fail, öldürdüğü kimsenin yaşam hakkını ihlal ettiği için sorumludur. Ancak kıymetli eşyanın düşmesi ile öldürme fiili arasında bir nedensellik bağı varsa da hukuka aykırılık bağı yoktur, fail sorumlu tutulamaz.

Not: Zararı meydana getiren fiil hiçbir norma veya ahlaka aykırılık teşkil etmiyorsa, nedensellik bağının aranmasına gerek yoktur. Hukuka aykırı fiil olmaksızın sorumluluk doğmaz.

**Hukuka aykırılığı ortadan kaldıran sebepler ile 3. ve 4. başlıklar, ilerleyen haftaların konuları olduğu için bu hafta notu yazılmamıştır.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir