HAKSIZ FİİL HUKUKU
MADDİ TAZMİNAT
(BEDENSEL ZARARLAR/ÖLÜME BAĞLI ZARARLAR/DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI)
Bedensel Zararlar ve Ölüm
Bedensel zararların tazmin edilebilmesi için haksız fiil sorumluluğunun tüm unsurlarının gerçekleşmiş olması gerekir. Yani bir haksız fiil olmalı, zarar gerçekleşmeli, fiil ile zarar arasında uygun nedensellik bağı olmalı ve son olarak fiili işleyenin kusurlu olması gerekmektedir.
TBK md.54 uyarınca bedensel zararlar özellikle şunlardır.
- Tedavi giderleri: Zarar görenin tedavi görmesi için yaptığı her türlü masraf. Hastaneye gidişte harcanan para, hastane ve ilaç masrafları, tedavi sonrası bakım giderleri vb. Tedavi giderlerinin karşılanması için gider ile tedavi arasında uygun illiyet bağı olması gerekir.
- Kazanç kaybı: Bedensel zarar nedeniyle bir kişi, çalışamaması nedeniyle kazanç kaybına uğruyorsa veya kazancı azalıyorsa fiili işleyen bu zararları karşılamakla yükümlüdür.
- Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar: Çalışma Gücünün azalmasında tazminat tespit edilirken kaybın sürekli mi olduğu yoksa süreli mi olduğu, bu süre içinde ne kadar gelir kaybına uğrayacağı önemlidir. Süre hesaplanırken ortalama yaşam süresi dikkate alınır. Zarar görenin ne kadar çalışma hayatında kalacağı da önemlidir. (Hesaplamada TRH 2010 tablosu kullanılmaktadır.)
- Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar: Müstakbel zararlardandır. Çalışma gücünde kayıp olmasa da ekonomik gelecek sarsılır. Örneğin sakatlık geçiren sporcunun iyileşip eski haline geldiğinde bile transfer bedelinin eskiye nazaran daha düşük olması ekonomik geleceğin sarsılması halidir.
Madde lafzında geçen “özellikle” ibaresinden anlaşıldığı gibi, TBK md.54 sınırlayıcı nitelikte değildir.
TBK md.53, ölüm halinde uğranılan zararları düzenler. Buna göre;
- Cenaze Giderleri: Cenazenin nakli, defin, mezar taşı yapılması vb.
- Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
- Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları zararlar.
Ölenin desteğinden anlaşılması gereken, ölen kişinin zarar görene düzenli maddi yardımda bulunuyor olması ve bu yardımın muhatabının geçimini sağlamaya yönelik olması gerekir. Rastgele veya başka bir amaca yönelik yardımlar bu kapsamda değerlendirilmez. Yardım, sınırları kesin olarak çizilen düzenli aralıklarla da olmak zorunda değildir. Yardımın sürekli nitelik taşıması yeterlidir.
Yardımın sürekli olması demek, yardım ilişkisinin sonsuza kadar devam etmesi demek değildir. Aranan şart, yardımın devam edeceği zaman diliminde süreklilik arz etmesidir. Bir iki defaya mahsus yapılan yardımlar, hediyeler ve bağışlar sürekli kabul edilmez.
Örneğin bir öğrencinin burs aldığı kişi hayatını haksız fiil sonucunda kaybederse, tazminatın kapsamı destekten yoksun kalan öğrencinin öğrenim hayatı boyunca alacağı burs miktarı ile sınırlıdır. Burs sınırsız olmamakla birlikte verilen zaman dilimi içinde süreklidir.
Destek nakdi olabileceği gibi bir hizmeti görme şeklinde de olabilir. Örneğin evlilik birliği içinde eşlerden birinin ev hizmetlerini görüyor olması da destek kapsamında değerlendirilmelidir.
Destekten yoksun kalma, var olan bir desteğin (fiili destek) kesilmesi şeklinde olabileceği gibi gelecekte yüksek ihtimalle gerçekleşecek olan (farazi destek) destekten yoksun kalma şeklinde de olabilir. Yargıtay uygulamasında, küçük çocuğun ileride anne babasına destek olacağı varsayılarak tazminata hükmedildiği görülmektedir.
Destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilebilmesi için, destekten yararlananın hayat şartlarında düşüş gözlemlenmesi yeterlidir. Yoksulluğa düşmesi aranmaz.
TBK md.75 uyarınca hakim, bedensel zarara karar veremiyorsa, kararın kesinleşmesinden sonraki iki yıl içinde tazminat hükmünü değiştirme yetkisini saklı tutabilir. Bu hüküm hem ölüme dayalı zararlarda hem de bedensel zararlarda uygulama alanı bulur.