HAKLARIN KORUNMASI 

TALEP

Hak,hukuken korunan ve kişiye bu korunmadan yararlanma yetkisi veren bir menfaat olarak tanımlanır.Hak sahibi hakkın kendisine sağladığı bu korunma yetkisiyle ilgili muhataba hakka uygun bir şekilde davranmasını talep edebilir.

  • Bu talep hakka bağlı bir yetkidir.

Buna uyulmazsa şayet devlet desteği ile dava açılabilir.

Zarara uğrama durumunda zarara uğrayan kişi zararının tazmin edilmesini isteyebilir.

Devlet müdahalesinin zor olduğu durumlarda –bu durumlar istisnaidir- kişi kendi gücü ile hakkını koruyabilir.

Talep yetkisi karşımıza alacak hakları,mülkiyet hakları… alanlarında çıkabilir.

Satım sözleşmesinin yapılmasıyla alacak hakkı doğar.Alacak hakkının sağladığı edimin yerine getirilmesinin talebi bazen hak doğduğu anda bazen de belli bir vadenin dolmasıyla doğabilir.

DAVA 

Taleple halledilemeyen durumlarda hak sahibi dava yoluna başvurabilir.

!!! İlk talep edilir sonra dava açılır şartı yoktur.Olay içeriğine göre bu durum farklılık gösterebilir.

Devlet organları gereğinin yapılması istemiye yapılmış başvuruyu yarguya yönlendirdiyse burada dava hakkı doğar.

Dava,şekli(usul)hukukun konusudur.Dava açılabilmesi için gerekli bazı koşulların sağlanması gerekir.

DAVA ÇEŞİTLERİ

A.EDA DAVALARI: Davacı davalının bir şeyi vermeye,yapmaya ve bir şey yapmaktan kaçınmasına mahkum edilmesini talep eder.

Eda davalarında şahsi veya ayni haklara ilişkin taleplerde bulunulabileceği gibi, davalının olumlu veya olumsuz bir edaya mahkum edilmesi talep edilir.

Eda davasında verilen hükme rağmen edim yerine getirilmiyorsa ilamlı icra yolu ile yerine getirilebilir.

HAKKIN ÇEŞİTİNE GÖRE :

İFA DAVALARI: Edimin yerine getirilmesini ele alır.Alacak haklarında karşımıza çıkar.

İSTİHKAK DAVALARI: Mülkiyet hakkına sahip davacı davalıdan malını geri vermeye mahkum edebilir.Ayni hakka dayanan eda davasıdır.

TAZMİNAT DAVALARI:Davacı davalıdan zararının tazmininin yerine getirilmesini ister.

MÜDAHALENİN MENN’İ: Kişinin malına haksız yere müdahale edilmesinin engellenmesi için açılır.

B.TESPİT DAVALARI

Hakkın,hukuki ilişkinin varlığını,yokluğunu;bir belgenin doğruluğu ya da sahteliğinin mahkeme kararıyla tespit edilmesidir.

Davanın açılmasında hukuken korunmaya değen güncel bir yarar olması gerekir.

Tespit davası açabilmek için şartlar:

  • Davacı eda davası açabildiği durumlarda kural olarak menfaati bulunmadığı için tespit davası açamaz. (Bazı istinai durumlarda açabilir.)
  • Maddi vakıalar tek başına tespit davasının konusu olamaz .Bu durumda delil tespitine gidilebilir.

!! Tespit kararının cebri icrası olmaz.Uyuşmazlıklarda kesin delil niteliği gösterir.

C.YENİLİK DOĞURUCU DAVALAR (İNŞAİ DAVA):

Yenilik doğurucu hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için hakkın mahkeme kararıyla kullanabilmesinin zorunlu olduğu hallerde devreye girer.

  • Bu kararların icrası olmaz
  • Herkes için sonuç doğurur (mirasın iptali davası)
  • Kararlar ileriye etkilidir.(Nesebin reddinde alınan karar geriye etkilidir.)
  • Boşanma,nesebin reddi,evliliğin butlanı,önalım hakkının kullanımı
  • Hukuki durum kararla beraber doğar.

ÇEKİŞMELİ-ÇEKİŞMESİZ YARGI:

Davaların büyük çoğunluğu çekişmeli yargı kapsamındadır

!!! * Hakim kararıyla kişinin ergin kılınması çekişmeli yargı değildir.

      *Gaiplik kararı

      * Evlenme yaşını doldurmayan kişilere istisnai durumlarda evlenme izni verilmesi

DAVAYA KARŞI SAVUNMA:

  • Davalı davayı kabul edebilir.Uyuşmazlık sona erer.(Boşanma,nesebin reddi davalarında davayı kabul etmek uyuşmazlığın sona ermesinde etkili değildir.)

Davayı inkar ederek savunma yapabilir.

  • Davanın açılmasına dayanan olguların varlığı kabul edilir,davayı haklı kılan sebebin olmadığı ileri sürülebilir.
  • Davanın şekli anlamda gerçekleşmemesinden dolayı davanın reddini isteyebilir.

SAVUNMA İMKANI

İTİRAZ: Hakkın doğmadığı ya da sona erdiği ileri sürülüyorsa ve bu durum böyleyse buna itiraz savunması denir.

  • Sözleşmenin fiil ehliyetinin eksikliğinden dolayı kesin hükümsüz olması ve sözleşmeyle birlikte hakkın doğmaması
  • Hak düşürücü süre ile hakkın ortadan kalkması

Hakim kendiliğinden dikkate alır.

DEF’İ: Davalının borçlu bulunduğu edimi yerine getirmesini özel bir sebebe bağlayıp yerine getirmekten kaçınmasına imkan veren savunma biçimidir.

Geçici süre ya da süresiz defi olabilir

Zamanaşımı def’i ile hak varlığını korur ancak alacaklı borçluya borcunu ifa etmesini zorlayamaz.Borçluya süresiz ifadan kaçma hakkı tanır

Ödemezlik def’i geçici süreliğinedir.

!!! Borçlu yargılanma sürecindeyken def’i ileri sürülürse dava reddedilir.

!! Davalı defiyi ileri sürmezse hakim kendiliğinden dikkate almaz.

DAVANIN VE SAVUNMANIN İSPATI

İSPAT YÜKÜ:

  • İspat edilemeyen iddia/savunma sonuca etki etmez
  • İspat yükü kendisinde olan davacı yapamazsa davası reddolur.Davalı ise kendi aleyhine sonuç verilir.
  • İspat bir olgunun varlığı/yokluğu konusunda hakimi usulüne göre ikna etmelidir
  • İspat yükü doğrudan doğruya yapıldığı gibi başka olguların ispatıyla da olabilir.
  • İspat yükü kendisine düşen taraf karşı tarafın elindeki kanıta dayanabilir (Ticari defterler)
  • İspat yükü MK 6  VE HMK 190 da açıklanır.

ÖZEL ESASLAR

İKRAR:   Mahkemede ikrar edilen hususların ayrıca ispatı gerekmez.Hakim önünde yapılan ikrar edilen hususlar çekişmeli olmaktan çıkar. (HMK 180)

Mahkeme dışı yapılan ikrarlar delil niteliğinde değil emare niteliğindedir.Olayı çekişmeli olmaktan çıkarmaz.

Sadece takdirli delillerle ispatın mümkün olduğu durumlarda delil olarak ileri sürülebilir.

HAYATIN DOĞAL AKIŞINA UYAN OLGULARIN İSPATI:Hayatın olağan akışına göre doğal sayılan olgunun ispatlanmasına gerek yoktur.

Böyle bir olgunun olayda olmadığını ispat yükü,böyle bir iddiada bulunan tarafa verir.

HERKESÇE BİLİNEN OLGULARIN İSPATI:Herkesin bildiği veya öğrenmesi mümkün olan olguların kanıtlanması gerekmez.

KANUNU FARAZİYE VEYA KARİNEYE DAYANAN OLGULARIN İSPATI: Kanuni faraziye, belli olaya kesin bir sonuç bağlar.

BK 39 a göre hile,aldatma,korkutma etkisiyle sözleşme yapan taraf 1 yıllık hak düşürücü süreyle bu sözleşmeyle bağlı olmadığını bildirmezse bu işleme onay vermiş olarak sayılır.(onay faraziyesi)

  • Kanunun belli davranışa bağladığı sonuç kesindir aksinin iddia ve ispatı söz konusu olmaz.

Karine, kanuni karine ve fiili karine olmak üzere ikiye ayrılır:
Kanuni karine aksi sabit oluncaya kadar ispatı gerekli başka bir hususun delili olarak sayılır.

!! Faraziyelerden farklı olarak karinenin doğru olmadığı ispat edilirse karine çürür.

!!! Karineye temel teşkil eden olayın mevcut olmadığı da ileri sürülebilir

Fiili karine,ispat edilen olgudan başka bir olgunun varlığının,yokluğunun sonucunun çıkarılmasıdır.

  • Vurulan bir kimsenin bulunduğu yerden kaçan kişinin üstünden olayda kullanılan tabancanın olması kişiyi olayın faili olduğuna dair karinedir.

Fiili karineler ispat yükünü ortadan kaldırmadığı gibi yönünü de değiştirmez.İçeriğe etki eder.

KANUNDA ÖZEL OLARAK DÜZENLENEN HALLER: MK 3’e göre iyiniyete bir sonuç bağlandığı hallerde kişinin iyiniyetli olmadığını iddia eden kişi ispatla yükümlüdür.

RESMİ SENET VE SİCİL: MK 7’ye göre resmi senet ve siciller belgeledikleri olgunun doğruluğunu kanıtlar.

Hatta kanun iyiniyetle bu sicillere dayanan kişinin iyiniyetinin korunacağını belirtir (MK 1023)

CEBRİ İCRA: Eda ilamındaki emri yerine getirmeyen kişi hakkında cebri icra yoluna gidilir.İcra Müdürlükleri tarafından yerine getirilir.

Taşınır malın mülkiyetinin devrinin yerine getirilmemesi üzerine açılan davanın kabulü yönünde verilen ilamın cebri icrası da kıyasen aynı hükme tabi olmalıdır.

Taşınmaz malın devri ya da taşınmaz mal üzerindeki irtifak hak konusunda verilen ilamın ayrıca cebri icrası gerekmez.

  • Mahkemenin hükmünün gerçekleşmesiyle mülkiyet alacaklıya geçer,sınırlı ayni hak tesis edilmiş olur.

HAKKI KENDİ GÜCÜYLE KORUMA

HAKKA YÖNELİK MEVCUT TECAVÜZE KARŞI

A.HAKLI SAVUNMA: Başkasının ya da kendisine şahıs,malvarlığı haklarına yapılan tecavüze karşı yapılır.

!!Haklı savunma halinde başkasına verilen zararın tazminini gerektirmez.

HAKLI SAVUNMA ŞARTLARI

  • Tecavüz bulunmalı ve mevcut olmalı
  • Tecavüz hukuka aykırı olmamalı
  • Tecavüz gerçek olmalı
  • Tecavüzü defetmek için gerekli araçlar sınırlı ve haklı savunmanın sınırını aşmamalı

B.IZTIRAR HALİ: Hakkı ihlal eden kimseye değil de bir tehlikeden kurtulmak amacıyla başkasının malına verilen zararı açıklar.

  • Zarar tazmininden tamamen kurtulmak söz konusu değildir.

HAKKA YÖNELİK TEHLİKEYE KARŞI:

  • Bir kimse ancak kendi hakkını korumak için kuvvet kullanabilir.Haklı savunmadan farklıdır.
  • Resmi makamların zamanında müdahalesi mümkün olmamalı.
  • Hakkı korumaya elverişli olmalı bu yolda başka çare bulunmamalı ve hak kuvvete başvurularak korunmadığında hakkın sonradan ileri sürülmesi imkansız ya da zor olmalı

!!     Şartlar çerçevesinde kullanılan kuvvet kullanılarak verilen zararın tazmin sorumluluğu yoktur.

ZARARIN TAZMİNİ: Kişi hakkına yönelik tecavüz yüzünden uğradığı zararın tazminini isteme hakkına sahiptir.

  • Genel davranış kurallarına aykırı durum haksız fiil hükmüne (BK 49)
  • Borcuna aykırı davranışı yüzünden zarar doğduysa BK 112 hükmüne göre şekillenir

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir