Hakkın kötüye kullanımı durumunun ortaya çıkışı hukukun şekilci oluşundan kaynaklanan katılığı gidermektir. Çünkü bu sınırları çizili hukuk kurallarının kullanımı  bazen kişiler için dayanılmaz sonuçlara sebep olabilir.

Bireyci Hukuk Görüşü

Yazılı hukuk kurallarını esas alır ve hakkın kötüye kullanımı durumuna karşıdır. Kişilere hukuk düzeninin çizdiği sınırlar dışında bir sınır tanımaz, kişiler sınırlar içerisinde haklarını istedikleri şekilde kullanabilirler. Bu sınırlar dahilinde kullanılan haktan bir diğer kişi zarar görürse karşı tarafa yönelemez. Çünkü bu görüşe göre hakkı sınırlar içinde kullanan bir kişi başkalarına zarar veremez.

Sosyal Hukuk Görüşü

Hukukun işlevi yalnızca bireysel değildir, hukuk düzeninin tanıdığı haklarla bireylerin menfaatlerini korumasının yanında sosyal bir amacı da söz konusudur.

Hakkın Kötüye Kullanımının Dayandığı Esaslar

  1. Sübjektif Esasa Dayandıran Görüş – Başkasına zarar verme niyeti ve kastında dayandırır, ruhsal davranış temelli.,
  2. Objektif Esasa Dayandıran Görüş – Ruhsal davranışlara temellendirilmeyeceğini savunur. Bu görüşe göre hakkın kötüye kullanımının ölçütünü dürüstlük kurallarında aramak en doğru yol olur.
  3. Sübjektif ve Objektif Esasa Dayandıran Görüş – Ortalama görüş denilebilir, Alman MK’u tarafından kabul edilmiştir.

Medeni Kanun’un Hakkın Kötüye Kullanımını Düzenleme Biçimi

1-Medeni Kanundaki Dayanağı

Hakkın kötüye kullanımı durumu MK’ da dürüstlük kurallarıyla sınırlanır, kişinin başkasına ızrar (zara verme) kastı ile hareket edip etmediğine bakmaya gerek yoktur. Çünkü önemli olan ızrar kastı değil, hakkın dürüstlük kurallarına aykırı kullanılmasının sonucunda bir başka kişinin zarar görmüş olmasıdır.Bu genel bir hükümdür.

                      Hakkın     a)esas amacına aykırı kullanımı b)yasal menfaat olmadan kullanımı c)karşılıklı güvene aykırı kullanımı

                      Hakim      a)hakkın yasal menfaat olmadan kullanımı b)zarar veren şeklin seçimi c)zararın ağırlığı d)ahlak kurallarına aykırı kullanımı

    -Hakim olaydaki hakkın kullanımı esaslarına bakarak ilerleyecektir.

2-Hakkın Kötüye Kullanımının Unsurları

A)Hukuken Tanınmış Bir Hakkın Varlığı

Hakkın kötüye kullanımı durumunun söz konusu olabilmesi için öncelikle kişilere hukuk düzeni tarafından tanınmış bir hakkın bulunması gerekir.

  Not: Hakkın kötüye kullanımı ve haksız fiil farklı durumlardır. Haksız fiil, bir kişinin hukuken var olmayan bir hakkı varmış gibi kullanmasıdır.

B)Hakkın Açıkça Dürüstlük K. Aykırı Kullanılması

Kötüye kullanımın açık olup olmadığına hakim karar verir.

C)Hakkın Dürüstlük K. Aykırı Kullanılması Durumunda Birilerinin Zarar Görmesi veya Görme Tehlikesiyle Karşılaşmış Olması

Hakkın kötüye kullanımının kabul edilmesinde zararlı bir sonucun doğmuş olmasının gerekliliği tartışmalıdır. Ancak genel görüşe göre gerekli görülür.

Not: Kanuna karşı hile ve hakkın kötüye kullanımı arasındaki fark hakkın kötüye kullanımı sonucunda bir zararın doğmuş olmasıdır. Kanuna karşı hile, kanundaki emredici bir hükümden kurtulmaya çalışırken bir diğer hükmüne bu hükmün amacı ile ters düşecek şekilde dayanmaktır. Yani amacından saptırılan bir hukuk kuralı vardır ancak bir başka kişinin  bu durumdan zarar görmüş olması şartı aranmaz.

3-Hakkın Kötüye Kullanımının Yaptırımı

Hakkın kötüye kullanımı çok genel ve geniş kapsamlı bir durumdur. Bağlanacağı yaptırım da kötüye kullanılması mümkün tüm hakları kapsayacak kadar genel ve geniş kapsamlı olmalıdır.

Hakkın açıkça kötüye kullanımı durumunda hukuk düzeni korumayı bırakır, hak sahibinin elde etmek istediği menfaati korumaz.

               a)özel mahiyetteki yaptırımlar

               b)genel yaptırım

               c)hakimin kötüye kullanımı kendiliğinden dikkate alması

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir