Genel İşlem Koşulları

            Genel işlem koşulları Türk Borçlar Kanunu m. 20-25 hükümlerinde düzenlenmiştir. Tanım olarak, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümlerdir. En önemli şartı, düzenleyenin ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla önceden ve tek başına düzenlemiş olmasıdır.

            Genel işlem koşullarının büyük puntolarla yazılması, asıl sözleşmede metninde veya eklerinde yer alması genel işlem koşulu olma niteliğini değiştirmez. Genel işlem koşulu olmak için kanunun aradığı şartlar emredicidir. Bu nedenle taraflar sözleşmede yer alan şartların genel işlem koşulu sayılmayacaklarını kararlaştırırsa dahi buna itibar edilmez.

            Günümüzde özellikle e-alışverişlerde sözleşme özgürlüğü evet veya hayır seviyesine kadar indirgenmiştir. Ancak böyledir diye genel işlem koşullarının kaldırıp atılması söz konusu olmaz. Çözüm bunların çıkarılması değil, bir tarafın menfaatinin fazla şeklide kısıtlanması durumunda müdahale edilmesidir. Her hukuk sisteminin bu konuda kendine has yöntemi vardır.

            Genel işlem koşullarına genel işlem şartları da denilebilir ve bir tarafça önceden, tek başına hazırlanıp karşı tarafın önüne koyulan metindir.

            Bir sözleşmede gerek genel işlem koşulu şeklinde gerekse müzakere yoluyla dahil edilmiş olsun, hukuka aykırı hüküm yer alamaz. Böyle bir durumda kesin hükümsüzlük söz konusu olur. Hazırlanan metindeki koşullar, eğer çok sayıdaki benzer sözleşme için sadece bir sözleşme için kullanılırsa genel işlem koşulu olmaz. İleride çok sayıda benzer sözleşmede kullanılmak amacıyla olma unsurunu gerçekleştirmelidir. Bu unsur gerçekleşmedikçe on defa da altmış defa da kullanılsa genel işlem koşulu sayılmaz.

            Sigorta şirketleri de sigorta genel şartları denilen genel işlem koşullarını kullanmaktadır.

            Genel işlem koşullarının denetlenmesi gerekmektedir. Sözleşme özgürlüğü taraflardan biri lehine aşırı derecede kısıtlanmış olabileceği ihtimali için denetim gerekir. Yani kullanılmasına izin veriliyor ama denetim ile denge de sağlanıyor. Genel işlem koşullarının denetlenmesi üçe ayrılmaktadır. Bunlar:

  • Bağlayıcılık Denetimi
  • İçerik Denetimi
  • Yorum Denetimi
  1. Bağlayıcılık Denetimi: Genel işlem koşullarının sözleşme içeriğine dahil olup

olmadığı ile ilgilidir. Bankalar bunun bir yolunu bulmuşlardır ve bir gün önceden verip beklemek yerine dünün tarihine göre düzenleme yaparlar ve ‘’okudum, anladım.’’ seçeneğini eklerler. Sonra da bugünün tarihini yazıp sözleşmeyi imzalatırlar. Eğer bu durum ispat edilirse kesinlikle geçersizlik hükmü kabul edilir.

  • İçerik Denetimi: TBK m. 20 ve devamında ele alınmıştır ve üç şekilde olur,
  • Açık ve anlaşılır olmayan kayıtlar geçersizdir.
  • Sürpriz kayıtlar geçersizdir.
  • Sonradan tek taraflı değiştirme imkanı veren kayıtlar geçersizdir.
  • Yorum Denetimi: Yargısal olan denetimidir ve TBK m. 23’te yer alır. Maddeye

göre hüküm açıt veya anlaşılır değilse veya birden çok anlama geliyorsa, düzenleyenin aleyhine ve karşı tarafın lehine yorumlanır.  

Genel işlem koşullarında genel olarak asli edim yükümlülüklerinde sorun çıkmaz. Ancak istisnaları vardır. Sorun daha çok yan edim yükümlülüklerinde çıkar. Genel işlem koşulu ile kurulan her sözleşmede bu koşulların geçerli olduğu hükümler ve müzakere ile sözleşme serbestisinin geçerli olduğu kısım olarak iki kısım yer alır. Büyük bir çoğunluğu böyledir.

Emredici kanun hükümlerine veya kişilik haklarına aykırı bir sözleşme ise asli yükümlülük kısmı kısmi olarak geçersizdir ancak bu durumda hangi kısımdan doğan bir geçersizlik olduğuna bakılmaksızın sözleşme hükümsüz olur. Çünkü asil edim kurulmadan yan edim zaten hüküm doğurmaz. Ancak hukuka aykırılık yan edim yükümlülüğü olan genel işlem koşulunda gerçekleştirilirse ve hile yoluyla koyulduysa ne olacaktır? Burada kısmi hükümsüzlük vardır ve TBK m. 27/2 ele alınmalıdır. TBK m. 27/f.2-c.2’de “Ancak, bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz olur.”  denmektedir. Ancak denetim şekli olarak kanun koyucu TBK m. 27/2’yi genel işlem koşullarına uygulanmamak üzere düzenlemiştir. Bu durumda TBK m. 22 uygulama alanı bulur. Burada da sözleşmenin yazılmamış sayılan genel işlem koşulları dışındaki hükümleri geçerliliğini korur. Böylece sözleşmelerin büyük bir çoğunluğunda asli edim yükümlülükleri olan kısım geçerli ise genel işlem koşullarının olduğu kısım geçersiz olsa da TBK m. 22 uygulanarak sözleşme ayakta tutulur. Yan edim yükümlülükleri de esaslı unsur olduğu için taraflar bu durumda geçerli kısımları devam ettirip geçersiz kısımlarda boşluk olduğu ve boşlukların doldurulması yoluna gitmelidirler. Boşluk için de kanunda yer alan yedek hukuk kaidelerine başvurulur. Eğer yedek kanun kaideleri yoksa boşluk hakim tarafından doldurulur. Hakim, varsa örf ve adet kurallarını uygular eğer onlar da yoksa kendisini tarafların yerine koyarak boşluğu dolduracaktır.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir