Fiil Ehliyeti Yönünden Kişilerin Ayırımı
Ayırt etme gücüne sahip ergin kısıtlanmamış kişiler ehliyetli ancak bu gruba dahil olup kendisine yasal danışman atanmış kişilerin bazı durumları için kısıtlama getirilmiştir, ayırt etme gücüne sahip değilse tam ehliyetsizdir. kişi ayırt etme gücüne sahip küçük ya da kısıtlı ise sınırlı ehliyetsizler grubuna girer.
Ehliyetliler:
Yasal Danışman Atanmasının F ii l Ehliyetine Etkisi
MK 429 iki tür yasal danışmanlık düzenlemiştir Oy danışmanlığı ve idare danışmanlığı. Bunun yanında iki danışman ligin birlikte olacağı karma danışmanlık da vardır.
Oy Danışmanlığı
kendisine oy danışmanı atanan kimsenin fiil ehliyeti tamdır. Ancak MK 429’daki işlemleri yapabilmesi için yasal danışmanın oyuna gerek vardır. yapılacak işlemi yine kendisine danışman atanan kimse yapar danışmanın sadece görüşüne ihtiyaç vardır.
Yönetim İdare Müşavirliği
kendisine danışman atanan kişi mal varlığının geliri üzerinde tasarrufta bulunabilir. Sınırlama mal varlığının sermaye bölümü üzerin de tasarrufta bulunması ve onu yönetmesi yasaklanmıştır.
Karma Yasal Danışmanlık
Kendisine yasal danışman atanan kimsenin malvarlığı sermaye bölümü üzerinde tasarrufu yasaklanır. Gelirleri üzerinde ise MK 429 dışında kalan işlemleri yasal danışman oyuna gerek kalmadan yapabilir.
Tam Ehliyetsizler
Tam ehliyetsiz bir kimse irade beyanında bulunamaz ve irade açıklamaları bir hukuki sonuç doğurmaz. Kural olarak ayırt etme gücünün geçici ya da sürekli, kusurlu ya da kusursuz kaybetmesinin bir önemi yoktur. Tam ehliyetsizin ayırt etme gücü kazandıktan sonra işleme icazet vermesi işlemi geçerli yapmaz. Tam ehliyetsizle iş yapan kişinin iyi niyetli olması işlemi geçerli yapmaz.
Tam ehliyetsiz kişiden bir şeyi iktisap edip iyi niyetli 3. Kişiye devir etmesi halinde iktisabın geçerli olup olmayacağı şeyin taşınır ya da taşınmaz olmasına göre incelenir. Mal taşınır ise 3. kişi mülkiyeti 5 sene sonra kazanır. Mal taşınmaz ise derhal kazanır.
Tam ehliyetsiz adına tüm işlemleri yasal temsilcisi yapar.
İstisnalar:
Tam ehliyetsiz tarafından yapılan işlemler hükümsüzdür ancak MK 15 bazı istisnalar getirmiştir.
Hukuki işlem Dışı Haller:
Tam ehliyetsiz kişiler hukuki sonuç doğurmayan haller için hak sahibi olabilir.
Dürüstlük kuralından Doğan istisna:
Tam ehliyetsiz kişilerin yaptığı izler tam ehliyetsizi korumak amacıyladır. Bu hak tam ehliyetsiz aleyhine kullanılıyorsa MKbunu engeller işlem tam ehliyetsiz biri tarafından yapılmış olsa bile geçerli olur.
Evlenme:
Evlenen kişilerden en az birinin ayırt etme gücünün sürekli yok olması durumumda evlilik mutlak butlanla sakat olur. Fakat mutlak butlan ancak hakim kararıyla olabilir. Yani hakim kararına kadar yapılan her şey geçerli olur.
Eşlerden birinin evlilik merasimi sırasında geçici olarak ayırt etme gücünü kaybetmiş olması nisbi butlanla sakattır. Sakatlığı yalnızca nisbi butlana dayanma halkla olan eşler ya da yasal temsilci MK 152’de ön görülen sürelerde ileri sürebilir.
Ölüme Bağlı Tasarruflar
Ancak hakim kararıyla hükümsüz hale gelir ve karar geçmişe etkilidir ve mirasın açılmasından itibaren hüküm ifade eder.
Tam Ehliyetsizlerin Hukuka Aykırı Fiillerden Sorumlulukları:
Ana kural olarak tam ehliyetsiz kişiler hukuka aykırı fiillerden sorumlu olmazlar fakat bazı istisnalar vardır.
- Kusursuz Sorumluluk Halleri:
Bu hallerde kişinin sorumlu tutulması için kusurlu olma aranmaz. Hukuka aykırı bir olayla zarar verilmiş olması sorumluluk için yeterlidir. Örnek olarak hayvan sahibinin, adam kullananın, bina malikinin, motorlu taşıt işletenin ve taşınmaz malikinin sorumluluğunu gösterebiliriz.
- Hakkaniyet Sorumluluğu:
Hukuka aykırı eylem hakkaniyet gerektiriyorsa vermiş olduğu zarardan sorumlu tutulmaları mümkündür.
- Ayırt etme gücünün geçici kaybında sorumluluk:
Eğer kişi kendi kusuru yüzünden ayırt etme gücünü kaybediyorsa sorumlu tutulur.
Sebepsiz Zenginleşme:
Önemli olan, geri verme borcu altına giren kişinin mal varlığında bir sebepsiz artma olmasıdır. Bu yüzden bu hükümler tam ehliyetsizlere de uygulanır. Örneğin tam ehliyetsizle yapılan bir sözleşmenin ifası halinde karşı taraf sözleşme kesin hükümsüz olduğu için bunu borç olmayan şeyin ifasına dayanarak geri ister.
Tam Ehliyetsizlerin Temsili:
işlemleri onlar adına yasa l temsilci tarafın dan bizzat yapılması gereklidir. Fakat Önemli bağışlamada bulunma, vakıf kurma, kefalet sözleşmesi yapmayı tam ehliyetsizler adına yasal temsilci bile yapamaz.
Özel olarak kişiye sıkı Sıkıya Bağlı Haklar:
Yasal temsil yoluyla kullanılmayıp bizzat halk sahibinin kullanması gereken haklara denir. Bu haklar mutlak ve nisbi hak olmak üzere ikiye ayrılır. Yasal temsilci kişi adına nisbi hakları kullanabilir. Fakat mutlak hakları sadece kişi kullanabilir.
Sınırlı Ehliyetsizler:
Ana Kural: Sınırlı ehliyetsizin yapacağı işleme yasal temsilcinin katılması zorunluluğu.
Ayırt etme gücüne sahip küçük ya da kısıtlılardır. Bu kişiler karşılıksız kazanmalar, Kişiye sıkı sıkı bağlar ve ika ettikleri haksız fiilden sorumlu olma açısından tam fiil ehliyetine sahiptirler. Bunun dışında ana kural yürür.
Buna göre sınırlı ehliyetsiz ancak yasal temsilcisinin rızasını olarak borçlandırıcı işlem ve tasarruf işlemi yapabilir.
Sınırlı ehliyetsiz anda yasal temsilcisiyle dava açabilir.
Yasal Temsilcinin Rızasını Açıklaması
Sınırlı ehliyetsiz vesayet altında ise rızayı gösteren kişi vasidir. Ancak vesayet makamlarının izninin gerekir olduğu haller saklıdır. Bu halde işlemin geçerli olması için vasi rızası ve vesayet makamlarının da izninin eklenmesi gerekir.
Vesayet altında bulunan sınırlı ehliyetsize rızanın velayet hakkına sahipana ve baba tarafından birlikte gönderilmesi gerekir.
Rızanın açıklanmasınınÖzellikleri:
Yasal temsilci rızasını işlem öncesi, sırasında ve sonrasında cevaz vererek gösterebilir.
Yasal temsilci, işleme ilişkin iradesini açıklamadan sınırlı ehliyetsiz tam fiil ehliyeti kazanırsa, bizzat kendisi işleme onay verebilir.
Not: Yasal temsilci işleme onay vermemişse s.e. fiil ehliyetini kazandıktan sonra Onay vererek işlemi geçerli hale getiremez.
İşlemin Geçersiz Olmasının Sonuçları:
Yasal temsilci öncedenonayı alınmadığı halde yapılan işleme onayvermezse işlem askıdahükümsüzlükten kesin hükümsüzlüğe dönüşür.
Taraflar alınan şeyler aynen duruyorsa iki taraf da aldıklarını geri verir. Eğer durmuyorsa sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri verilir.
Üçüncü Kişinin iyi niyetinin etkisi:
Ana kural, sınırlı ehliyetsizlik karşısında üçüncü kişinin iyi niyetinin korunmamasıdır.