*Topluluk fikri iktidar ilişkisini doğurur, özellikle sınırları belirlenmemiş topluluklarda siyasal iktidardan söz edilir. Halkın iktidarı görüp tanıması, yönetenler kesiminin yönetilenleri memnun etmesi, onlar tarafından benimsenmesi meşruluğu doğurur.
*Halkın meşruluk anlayışı gelenek görenek ve ahlaka göre değişebilir. Meşruluk eğer seçim yoluyla halktan kaynaklanan bir iktidara verilirse demokratik meşruiyet fakat ilahi bir güce dayanırsa teokrasi ortaya çıkar.
*Tarihsel sürece bakıldığında ilahi meşruluktan demokratik meşruluğa dönüldüğü görülür.
*Egemenlik kavramını tanımlayan düşünürlerden biri olan Boden; mutlak, sürekli, bölünmez özelliklerini şart koşmuştur. Aslında Boden’in yaşadığı çağa baktığımızda onun düşüncesinin kralların işine geldiğini söyleyebiliriz. Mutlaklık unsurunu bozan şeyler o zaman aristokrasi ve kilisedir.
Egemenliğin demokratik hale gelmesi için sosyal sözleşme kuramcılarına bakmalıyız.
Sosyal sözleşme teorisinin öncüsü Hobbes ve Roussau’dur. Sosyal sözleşme halka dayalı bir egemenlik anlayışını öngörüştür. Bu düşünürlere göre siyasi iktidar sorumluluğunu sosyal sözleşmeye bağlamıştır. Hobbes’a göre insan insanın kurdudur. İnsan bir sözleşme yaparak herkesi koruyacak bir güç oluşturmuşlardır.
Toplumsal sözleşmeci düşünürlerin diğerlerinden farkı meşruiyeti ilahi bir güce değil halka dayandırmalarıdır.
*Rousseau’ya göre insan iyidir ama mülkiyet ilişkilerinden dolayı kötü yanı ortaya çıkmıştır, bundan dolayı egemen gönüllü olarak bazı yetkilerini devreder. Rosseau’ya göre iktidar genel iradeyle kullanılacak ve yaslar da çoğunluğun iradesine göre belirlenecektir,aynı zamanda doğrudan demokrasi ve emredici vekalet ideal yöntemdir.
*Fransız Devriminde (1789) Rousseau’nun da etkisi vardır. Fransız İhtilali krala karşı yapılmış içinde köylülerin de olduğu burjuvanın önderlik ettiği bir harekettir. İhtilalin taraftarları olan jakobenler sadece ekonomik özgürlük değil aynı zamanda ekonomik eşitlik talep eder. Jacob isimli kilisede toplantılarını gerçekleştirdikleri için bu adı almışlardır.
Aydınlanma Çağının düşünürleri akıl ve bilimin üstünlüğünü savunan insanlardır. Voltaire bunlardan biridir.
Ulus ve halk arasındaki fark şudur: Halk belli zaman diliminde belli topraklarda yaşayan insanlarken, ulus ortak geçmiş ve geleceğe sahip birbirine birtakım bağlarla bağlı insan topluluğudur. Ulus kavramı ile birlikte temsili demokrasi kavramı ortaya çıkmıştır.
*Fransız İnsan Hakları Bildirgesinde pasif ve aktif vatandaş ayrımı ortaya çıkmıştır. Aktif yurttaş yönetime katılan yani oy veren ve seçim hakkına sahip olan yurttaştır, pasif yurttaş ise bu haklara sahip değildir.
*Doğrudan demokrasi çoğunluk demokrasisidir. İnsan Hakları Sözleşmesi İkinci Dünya Savaşından sonra ortaya çıkmıştır. Yargının bir denetleme kurumu olarak Anayasa Mahkemelerinin kurulması son derece önemlidir. Avrupa Birliği de bu dönemde kuruluştur.
Günümüzde herkesin eşit oy kullanma ilkesine genel ve eşit oy denir.
Sendika işçilerin ya da işverenlerin ayrı olmak üzere iş, kazanç, toplumsal ve kültürel konular yönünden çıkarlarını korumak, yeni haklar sağlamak ve onları daha da geliştirmek amacıyla aralarında yasalar uyarınca kurdukları grup olarak tanımlanır. İşçiler Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine göre bir sendikaya ait olma hakkına sahiptirler.
Ders notu için tıklayınız.(pdf)
Anayasa Hukuku Notları -17