Egemenliğin Sınırlandırılması

Egemenliğin Sınırlandırılması Bu konuda üç görüş ön plandadır.

Egemenliğin sınırını Tanrı ve tabii hukukun belirlediği görüş. Bu görüşe göre egemenlik Tanrı’dan gelir.  Ve yine onun koyduğu kurallarla sınırlıdır. Daha çok monarşi yönetimlerde söz konusudur.  Jean Bodin’e göre hükümdarlar Tanrı’nın emirleriyle ve insanların aklı sayesinde bulacağı tabii hukukla sınırlıdır.

Modern dönemde ortaya çıkmış olan toplumsal sözleşmeye dayanan temel haklar egemenliği sınırlanması açıklayan bir başka görüştür. Bu görüşe göre insanın doğuştan sahip olduğu ve insan onurundan kaynaklanan temel hakları vardır ve bunlara dokunulmaması insan hakları belgesinde kabul edilmiştir.

19. yy.da ise Alman ve Fransız düşünürler tarafından “kendi kendini sınırlama” (Auto-limitation) görüşü öne sürülmüştür. Bu görüşe göre devlet kendisini yaptığı anayasalar ile kendini sınırlar. Egemen iradenin kendi isteği doğrultusunda kendisini sınırlaması söz konusudur.

EGEMENLİK YETKİSİNİ KULLANACAK ORGANLARIN SEÇİMİ AÇISINDAN DEVLET ŞEKİLLERİ

Cumhuriyet ve monarşi olarak ikiye ayrılır.

Cumhuriyet

>Egemenlik yetkilerini kullanacak organları halk doğrudan ya da dolaylı olarak seçimle belirler.

>Egemenliğin kaynağının millet olması şart değildir. Ancak egemenlik Tanrıda da olsa millette de olsa yetkileri kullanacak organ halk tarafından seçilmeli.

>Cumhuriyeti monarşiden ayıran devlet başkanının belirlenme usulüdür.

Monarşi

>Monarşinin en temel özelliği devlet başkanının ırsi olarak belirlenmesi.

>Monarşiler ‘mutlak monarşi’ ve ‘meşruti monarşi’ olarak ikiye ayrılır. Mutlak monarşide hükümdarın yetkilerini sınırlayan bir anayasa ya da parlamento yoktur. Meşruti monarşide hükümdarı sınırlayan anayasa ya da parlamento söz konusudur. Günümüz monarşileri meşruti monarşidir.

>Monarşilerin bir başka özelliği de hanedan sahiplerinin bir din veya mezhepten olması gerekir.

EGEMENLİK YETKİLERİNİN PAYLAŞIMI AÇISINDAN DEVLET ŞEKİLLERİ

Üniter Devlet

Günümüzde en yaygın olan devlet şeklidir. Avrupa Birliği’ne üye olan 27 ülkeden 3’ü federal, 3’ü bölgeli geriye kalanlar üniter devlettir.

TANIMI

 Üniter (tekil) devlet, egemenlik yetkilerinin tek merkezden kullanıldığı devlet şeklidir. Üniter devlette tek bir anayasa vardır. Yasama, yürütme ve yargı organları bu anayasa ile yetkilendirilmiştir.

ÜNİTER DEVLETİN ÖZELLİKLERİ

  1. Egemenlik Yetkilerinin Yatay Paylaşımı

Üniter devlette egemenlik yetkilere yatay olarak yasama yürütme ve yargı organı tarafından paylaşılır. Merkezi idare ve yerel idare şeklinde bir ayrım vardır ancak yerel idarenin egemenlik yetkisi yoktur. Yerel idarelere yasama, yürütme ve yargı devri söz konusu değildir. Egemenliğin tek merkezde olması hukuk birliği sağlar.

  • İdari Özerklik

Üniter devletlerde yerel yönetimlerde siyasi özerklik yoktur ancak idari özerklik vardır. İdari özerklik sayesinde yerel yönetimler birer kamu tüzel kişiliğine sahiptirler. Kendi bütçesi olan, organları seçimle oluşan, kendi personeli bulunan ve merkezin hiyerarşisi dışında yer alan kuruluşlardır.

  • Yerinden Yönetim

Yerinden yönetim, özerk yerel yönetimler ile gerçekleştirilen yönetimdir. Üniter devletlere özgü bir yöntem değildir. Ancak üniter devletlerde merkezde tek bir anayasa ile aynı hukuk düzeni içerisinde faaliyette bulunurken federal devletlerde eyaletlerin ayrı anayasaları ile farklı hukuk düzenlerine göre yerel yönetim oluşabilir.

Federal Devlet

Modern dönemin devlet şekillerinden birisi federasyondur.

TANIMI

Federal devlet birden çok devletin bir anayasa ile egemenliklerini üst bir çatıda birleştirmeleri ile oluşur. Eyaletlerin bir çatıda toplanmasıdır. Eyaletler istedikleri zaman ayrılma hakları yoktur.

Tarihsel süreç içerisinde önce konfederasyon sonra federal devletler kurulmuştur. Konfederasyon, bağımsız birden çok devletin bir anlaşma ile ortak yönetimde eşit söz hakkına sahip olması ile oluşur. Konfederasyona katılan devletler bağımsızlığını kaybetmezler ve isterlerse ayrılabilirler. Konfederasyon günümüzde geçerli devlet şekli değildir.

FEDERAL DEVLETİN ÖZELLİKLERİ

  1. Egemenlik Yetkilerinin Dikey Paylaşımı

Federal devlet ve eyaletler arasında egemenlik yetkileri federal anayasaya bağlı olarak dikey paylaşılır. Yetkilerin paylaşımında kullanılan yöntem, merkezde federal devletin yetkileri belirlenir ve geriye kalanlar eyaletlere bırakılır. Federal devletlerde egemenlik yetkilerinin federal ve eyaletler arasında paylaşılması çok hukuklu bir düzene neden olur.

  • Siyasi Özerklik

Federal devletlerde yerel idari birimlere siyasi özerklik tanınır. Özel bir anayasaları bulunur. Üniter devletlerde yargı idari özerkliklere bırakılamaz iken federal devletlerde yargı eyaletlere bırakılır.

  • Federal Hukukun Üstünlüğü

Federal devletlerde federal hukukun üstünlüğü kabul edilir. Bu durum federal hukuk ile eyalet hukukları çatıştığı zaman söz konusu olur.

  • Federal Yönetime Katılma

Federasyonlarda eyaletlerin federal yönetime katılması gereklidir. Bu katılımda parlamentoda temsil ve anayasa değişikliklerinde zorunlu katılım şeklinde olur.

Federal devletlerde çift meclisli parlamento vardır. Yasamanın bir tarafı eyaletler diğer tarafı halkı temsil eder.

Federal devletlerde, federal anayasa ile yetki paylaşımı olduğundan federal anayasaların değişim sürecine eyaletler katılmak zorundadır.

Bölgeli Devlet

Bölgeli devlet, anayasalarda açıkça ifade edilmeyen son dönemde ortaya çıkmış bir devlet şeklidir. Klasik sınıflandırmada bölgeli devletten söz edilmez.

TANIMI

Bölgeli devlet, üniter devlet ile federal devlet arasında kalmış karma bir devlet şeklidir.

Üniter yapıyı tamamlayamayan ancak federal yapıya da dönüşmek istemeyen devletlerin bölgelere siyasi özerklik sağladığı bir devlet modeli denebilir.

BÖLGELİ DEVLETİN ÖZELLİKLERİ

Yasama Yetkisinin Bölge Düzeyinde Paylaşımı

Federal devletlerde olduğu gibi bölgeli devletlerde de yasama yetkisi bakımından anayasal yetki paylaşımı vardır. Bölgeli devletlerde bölgesel yasama ile bölgesel yürütme organı da bulunur. Ancak bölgeli devletlerde yargı yetkisi merkezi yönetimin elindedir. Bölgelerin yargı yetkisi yoktur. Federal devletlerde eyaletlere yargı yetkisi de verilirdi. Bölgelere verilen yasama yetkisinin konusu da anayasalarda sayılmaktadır.

  • Bölgesel Siyasi Özerklik

Anayasa ile bölgelere idari özerklik yanında siyasi özerklik de tanınır. Federal devletlerde olduğu gibi bölge yönetimlerine anayasal statü tanınır ve egemenlik yetkileri bölge parlamentoları ile paylaşılır.

Siyasi özerklik alanında üniter devletlerden farklı olarak anayasal özerklik statüsü verilir.

Bölgeli devletlerde siyasi özerklik federal devletlerdeki kadar geniş değildir.

  • Merkezi Hukukun Üstünlüğü

Federal devletlerde olduğu gibi bölgeli devletlerde de bölgesel hukuklar karşısında merkezi hukuk üstündür.

Merkezi hukukun üstünlüğü gereği olarak özerk bölgelerde yapılan kanunların anayasaya uygunluğunun denetimi Anayasa Mahkemelerine verilmiştir.

  • Merkezi Yönetime Katılım

Bölge yönetimlerinin merkezi parlamentoda temsili, yasama süreçlerine bölgesel düzeyde katılım söz konusudur. Bölgeli devletlerde merkezi yönetimde çift meclisli parlamento görülür.

Bölgeli devletlerde merkezi yasama organında temsil görevi yanında kanun yapma sürecine de katılım hakkı vardır.

Üniter devletten farklı olarak bölge yönetimlerine merkezi yönetime bölge statüsü ile katılım hakkı verilir. Bölgeli devletin modeli olan devlet İspanya’dır

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir