A-) TARAFSIZLIĞI

Devlet organlarından bahsederken tarafsızlığı ikiye ayırırız: “kurumsal” ve “bireysel” olarak.

Cumhurbaşkanı, parlamenter sistemlerde tarafsızdır. Çünkü bu sistemde yürütmenin sorumlu ve taraflı kanadı bakanlar kuruludur.

Başkanlık sistemlerinde ise biliyoruz ki bakanlar kurulu denen kurum olmadığı için devlet başkanı tek başına yetkili ve sorumlu, haliyle de taraflı. Çünkü bağlı olduğu bir parti var. Bizim anayasacılık tarihimize baktığımızda: 1876 kanun-i esasi’de padişah var ve ırsi intikal yoluyla belirleniyor, padişah tarafsız konumda. 1921 teşkilat-ı esasiye’ye 29 Ekim 1923 tarihli gelen değişiklik ile cumhurbaşkanlığı mevkisi ve bakanlar kurulu ekleniyor. 1924 teşkilat-ı esasiye’de ise partili bir cumhurbaşkanı görmekteyiz fakat meclis içinden milletvekillerince seçiliyor. Yürütmenin sorumlu kanadı bakanlar kurulu.

1961 anayasasında ise cumhurbaşkanının tarafsızlığı ilk olarak anayasada düzenleniyor. Meclis 7 yıllığına seçiyor ve seçilen kişinin partisi olan ilişiği kesilip vekillikten de istifa ediyor. (parlamenter sisteme uygun kurumsal tarafsızlık)

1982 anayasası da tıpkı 1961’de olduğu gibi cumhurbaşkanlığının tarafsızlığı anlayışını sürdürüyor. Fakat 2007 değişikliği ile cumhurbaşkanını halk seçer uygulamasına geçiyoruz. Bu değişiklik aslında cumhurbaşkanının tarafsızlığını kaldırmasa da azaltacak nitelikte. Aslında bir nevi başkanlık sistemine sinyal yakılıyor diyebiliriz.

Ve nihayet 2017 anayasa değişikliği ile birlikte bakanlar kurulu kaldırıldığı için başkanlık sisteminin ilkeleri anayasaya giriyor. Taraflı, sorumlu ve yetkili cumhurbaşkanı. Eskiden sorumlu kanat bakanlar kuruluydu artık şimdi tek başına cumhurbaşkanı. Eskiden cumhurbaşkanı partisiz olmak zorundaydı. Şimdi partisi ile ilişiği kesilmez. Fakat yine vekillikten istifa etmek zorunda. Çünkü sert kuvvetler ayrılığının gereği yasama ve yürütmenin katı şekilde ayrışmasıdır.

Son olarak şundan bahsedelim: Cumhurbaşkanının kurumsal tarafsızlığı kalksa da bireysel tarafsızlığı kamu görevi icra ettiği için devam etmektedir. Burada en basit örnek yönetici atamaktır, cumhurbaşkanı yöneticileri atarken tarafsız olmak zorunda.

B-) NİTELİKLERİ VE SEÇİMİ

Cumhurbaşkanlığı mevkisi ilk olarak 29 Ekim 1923 değişikliği ile gelmiştir. Cumhurbaşkanını parlamento seçmekteydi. 1961 anayasası da parlamenter sistem üzerine kurulu bir anayasa olduğu için 1923 ile gelen, cumhurbaşkanını vekillerin seçmesi usulünü sürdürdü. 1982 anayasası da tıpkı kendinden önceki anayasalar gibi, cumhurbaşkanının parlamento tarafından seçileceğini öngörmekteydi. Lakin, 2007 değişikliği ile birlikte cumhurbaşkanını halk seçmeye başladı.  2017 değişikliği ise bu uygulamayı sürdürmeye devam etti. Çünkü başkanlık sisteminin zorunluluğu, başkanı halkın seçmesidir.

Mevcut düzenlemede cumhurbaşkanlığı mevkisine, siyasi parti gruplar, en sonki seçinde toplam veya tek başına %5’i geçmiş partiler ve son olarak da 100 bin seçmen dilediği kişiyi (nitelikler ve şartlar sağlandıysa) aday gösterebilir. Cumhurbaşkanı 5+5 görev yapar. 3 defa seçilemez fakat seçimlerin yenilenmesini kararını meclis, cumhurbaşkanını 2.dönemi içindeyken alır ise cumhurbaşkanı üçüncü defa aday olabilir. Eğer cumhurbaşkanı, görev süresinin bitmesşne 1 yıl ve daha fazla kalayken bir şekilde mevkisini boşaltırsa ülke cumhurbaşkanlığı seçimine gider. Seçilen kişi süreyi tamamlar. Fakat, 1 yıldan az kala makam boşalırsa parlamento da seçime gider. Aynı zamanda şunu biliyoruz ki: cumhurbaşkanı veya 360 vekil (3/5) erken seçim kararı aldıysa seçime aynı anda gidilir.

Ders notu için tıklayınız. (pdf)

Anayasa Hukuku Notları -26