BÖLGESEL KORUMA: AVRUPA KONSEYİ KORUMA SİSTEMİ

Konsey 03.08.1949 tarihinde Avrupa Konseyi Statüsü ile kurulmuştur. Türkiye 13.04.1950 tarihinde konsey üyesi olmuştur.

Konsey’e üyelik için hem insan haklarına saygı koşulu hem de üye olan her devlete insan haklarını koruma ve bu alanda iş birliği yapma sorumluluğu getirilmiştir.

Avrupa Konseyi’nin ana organları “Bakanlar Komitesi” ve “Parlamenterler Meclisi”dir. Bu organlara Avrupa Konseyi “ Genel Sekreterliği” yardım etmektedir.

AVRUPA KONSEYİ İNSAN HAKLARI YARDIMCI ORGANLARI

Bu yardımcı organlar denetim mekanizması niteliğinde değildir. Konsey’in çalışmalarına yardımcı olur ve verilen görevleri yerine getirir.

İNSAN HAKLARI KOMİSYONERLİĞİ

Komisyonerliğin temel görevi Avrupa Konseyi’ne üye olan devletlerin ulusal insan hakları uygulamalarını izler. Üye devletlerde eğitim amacıyla insan hakları konusunda bilgilendirmeler yapar. Ulusal insan hakları yapıları ile iş birliği yapılmasına ve olmayan yerlerde kurumların kurulmasına teşvik eder.

HUKUK İŞLERİ VE İNSAN HAKLARI KOMİTESİ

Komisyon tüm yasal ve insan hakları konularında sözleşme ve protokol taslakları hazırlamakla görevlidir. Ayrıca bu konuda meclis çalışmalarına yardımcı olur.

IRKÇILIK VE HOŞGÖRÜSÜZLÜĞE KARŞI AVRUPA KOMİSYONU

Komisyon, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, antisemitizm ve hoşgörüsüzlükle savaşım amacıyla kurulmuştur. Avrupa Konseyi’nde yer alan bağımsız bir organdır.

EŞİTLİK VE AYRIMCILIK KOMİTESİ

Komitenin en önemli görevi kadına karşı şiddetin önlenmesi ve mücadelesidir. Komite cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği, ırk, din, dil siyasi görüş vb. herhangi bir temelde eşitlik ve ayrımcılık konularını inceler.

AVRUPA KONSEYİ SÖZLEŞME İÇİ DENETİM MEKANİZMALARI

Avrupa Konseyi kapsamında 2020 yılı başı itibariyle 223 Andlaşma yer almaktadır. Bu andlaşmalardan 17 tanesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ona ek yapılmış 16 protokol içermektedir. Bu sözleşmelerin içerisinde en önemlisi ve en etkili koruma mekanizmasına sahip olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’dir. Sözleşme kapsamında yargısal nitelikte insan hakları mahkemesi olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yer almaktadır.

AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ

Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan ilk insan hakları sözleşmesidir. Sözleşme, 04.11.1950 tarihinde Roma’da Konsey’e üye olan ülkelerin imzasına açılmış ve yeterli sayıda onay almasıyla 03.09.1953 tarihinde yürürlüğe konulmuştur. Avrupa Konseyi’ne üye olan 47 devletin hepsi de sözleşmeye taraftır.

Türkiye Sözleşme imzaya açıldığında 04.11.1950 tarihinde imza atmış, 10.03.1954 tarihli 6366 sayılı Kanun’la onaylamış ve onay belgesinin 18.05.1954 tarihinde Avrupa Konseyi Genel Sekreterliğine verilmesi ile sözleşme yürürlüğe girmiştir.

Sözleşmeye ek 16 protokol bulunmaktadır. Bunlardan 1, 4, 6, 7, 12 ve 13. protokoller Sözleşme’de yer alan hakları genişletmiş veya değiştirmiştir. Ayrıca 2, 3, 5, 8, 9, 10, 11, 14, 15 ve 16 sayılı protokoller Sözleşme’nin söylediği koruma sisteminde değişiklikler yapmıştır. Sözleşme’de 1 Kasım 1988 tarihinde yürürlüğe giren 11 no’lu protokol ile yapılan değişiklik sonrası 2, 3, 5, 8, 9 ve 10 no’lu protokoller etkisini kaybetmiştir ve koruma sistemi yeniden düzenlenmiştir.

11. protokol ile Komisyon kaldırılmış ve yetkili organ Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kılınmıştır.

Denetim Organı: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 47 hakimden oluşmakta ve devamlı görev yapmaktadır. Hakimler, taraf devletlerin gösterdiği 3 adaylık bir listeden Parlamenterler Meclisince oy çokluğu ile seçilmektedir.

Mahkeme önüne gelen başvuruları incelemek için tek hakim, üç hakimli komite, yedi hakimli  Daire ve 17 hakimli Büyük Daire düzeninde çalışmaktadır.

Denetim Yöntemi

Bireysel başvuru ve devlet başvurusu olmak üzere iki yöntem vardır

Devlet Başvurusu

Devlet başvurusunda mağduriyet şartı aranmamaktadır. Sözleşme’deki haklardan herhangi birinin ihlal edildiği iddiasına dayanılması yeterlidir.

Bireysel Başvuru

Bireysel başvuru hakkı, gerçek kişi, hükümet dışı kuruluşlar veya kişi gruplarına tanınmıştır. Sözleşmeye taraf her devlet doğrudan bireysel başvuru hakkına muhataptır ve bu hakkın kullanılmasına engel olmaması sorumluluğu altındadır.

Bireysel başvurunun temel koşullarından biri sözleşmede yer alan bir hakkın ihlalinden mağdur olmaktır. Devlet başvurusundan bu noktada ayrılır. Devlet başvurusunda mağduriyet şartı aranmamaktadır.

AVRUPA SOSYAL ŞARTI

Sosyal haklar ile ilgili Avrupa Konseyi tarafından oluşturulan ilk insan hakları belgesidir. Avrupa Sosyal Şartı 18.10.1961 tarihinde imzaya açılmış ve 26.02.1965 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Türkiye, şartı imzaya açıldığında imzalamış, 24.11.1989 tarihinde onay belgesini vermiş ve Şart 24.12.1989 tarihinde Türkiye için yürürlüğe girmiştir.

Denetim Organı: Avrupa Sosyal Haklar Komitesi

Komite, Sözleşmeye taraf olan devletlerin gösterdiği adayların oluşturduğu listeden Avrupa konseyi Bakanlar Komitesi oy çokluğu ile seçilen 15 kişiden oluşmaktadır.

Denetim Yöntemleri

Rapor yöntemi ve toplu şikayet yöntemi olmak üzere iki çeşittir.

Rapor Yöntemi

Sosyal Şart’ iki farklı türde rapor sunma sorumluluğu getirilmiştir. Bunlardan biri “kabul edilen hükümlere ilişkin raporlar” diğeri ise “kabul edilmeyen hükümlere ilişkin raporlar”dır.

Toplu Şikayet Yöntemi

Avrupa Sosyal Şartı’nın Toplu Şikayet Sistemi Öngören Ek Protokolü, yalnızca protokole taraf devletler için işleyen bir mekanizma ile oluşmuştur. Bu nedenle toplu şikayet sisteminin işleyebilmesi için Protokole taraf olmak gerekmektedir. Toplu şikayet yönteminden yalnızca örgütler yararlanabilmekte bireylerin başvurması mümkün değildir.

AVRUPA İŞKENCENİN ÖNLENMESİ SÖZLEŞMESİ

İşkence konusunda Türkiye bir evrensel bir de bölgesel sözleşmeye taraf olmuştur. Evrensel düzeyde BM İşkenceye Karşı Sözleşme, bölgesel düzeyde ise Avrupa İşkencenin Önlenmesi Sözleşmesi’dir. İşkence sözleşmelerinde öngörülen denetim şekli ziyaretlere dayalı önleyici sistemdir.

Denetim Organı: Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi

Komitenin temel görevi ziyaretler yoluyla işkenceyi önlemektir. Bu yüzden komitenin yaptığı denetim yargısal değil önleyici niteliktedir.

Komite taraf devletlerin sayısına eşit sayıda üyeden oluşmaktadır.

Sözleşmede belirlenen yöntem “önleyici” “yargısal olmayan” “iş birliği esasına” dayalı ziyaret yöntemidir.

Denetim Usulü: Ziyaretlere Dayalı Denetim

Komite ile taraf devletin yetkili makamları arasında iş birliği gerektiği vurgulanmıştır. Komite ile taraf devletler arasındaki iş birliği gizlilik prensibiyle yürütülür. Ziyaret yönteminin iki temel özelliği vardır. Bunlar gizlilik iş birliği ve gizliliktir diyebiliriz.

ULUSAL KORUMA MEKANİZMALARI

Devletin egemenlik alanı içerisinde insan haklarının korunmasını sağlayan kurumsal mekanizmalardır. Ulusal koruma mekanizmaları yargısal mekanizmalara ve yargı dışı mekanizmalar olarak ikiye ayrılmaktadır.

YARGISAL MEKANİZMALAR

 Ulusal hukuk içinde gerçekleşmiş olan hak ihlalleri yargıda çözülür. Yargısal korumadan yararlanma bir insan hakkı olarak kabul edilmiş. Yargısal koruma genellikle hak ihlalleri gerçekleştikten sonra ihlalden doğan sonuçları ortadan kaldırma ya da devam eden bir ihlal söz konusu ise onun son bulmasını sağlama görevi vardır. Yargı kararları kesin ve herkes için bağlayıcıdır. Bu nedenle bu yöntem etkin ve esastır. Ancak yargı süreci uzun sürer.

YARGI DIŞI MEKANİZMALAR

Yargı dışı koruma ihlalin kaynağını oluşturan kamu kurumlarının ihlalin yargıya gitmeden çözülmesi düşüncesine dayanır. Bu çözüm yöntemi hem yargının yoğun iş yükünü azaltır hem de ihlale uğrayan kişinin sorunun çabuk çözülür. Yargının geç işlemesi yargı dışı mekanizmaların kurulmasına neden olmuştur.

Uluslar arası örgütlerin faaliyetlerine katılma hakkı tüm örgütler bakımından Paris Prensiplerine tam uygun A statüsünde ulusal kurumlara tanınmaktadır.

Paris Prensipleri’ne uygun A statüsünde akreditasyon almış kurumlara bakıldığında genellikle “ombudsmanlık” ya da “insan hakları komisyonu” şeklinde öngörülmektedir. Türkiye’de her iki model birlikte kabul edilmiştir. Kamu Denetçiliği Kurumu ombudsman modeli, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu komisyon modeli ulusal insan hakları kurumudur.

Kamu Denetçiliği Kurumu

Ombudsman İsveç dilinde temsilci anlamına gelir. Türkçe karşılığı olarak da “Kamu Denetçiliği Kurumu” tercih edilmiştir.

Ombudsmanlık modeli genellikle parlamento, devlet başkanları ya da hükümet tarafından atanan ve idarenin hukuka uygunluğunu şikayetler üzerine denetleyen, bağımsız ve tarafsız kişilerden oluşmaktadır.

Türkiye’de Kamu Denetçiliği Kurumu genel yetkili, çok üyeli merkezileşmiş klasik ombudsmanlık modelidir. Türkiye üniter yapısına uygun merkezileşmiş tekli bir modeli tercih etmiştir. Üye sayısı bakımından 6 üye ile çok üyeli bir yapısı vardır. Kurumda bir başdenetçi beş denetçi ile genel sekreter ve diğer personel görev yapar.

Türkiye Kamu Denetçiliği Kurumu, her takvim yılına ilişkin yürüttüğü faaliyetleri ve önerilerini barındıran bir yıllık rapor hazırlar.

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu

Türkiye’de 2012 yılında idari ve mali özerkliği olan kamu tüzel kişiliğine sahip “Türkiye İnsan Hakları Kurumu” kurulmuştur. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun “idari ve mali özerkliği” kanunun 8. maddesinde açıkça tanınmıştır.

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Kurul ve Başkanlıktan oluşur. Kurul; biri başkan biri ikinci başkan olmak üzere cumhurbaşkanı tarafından atanan on bir üyeden oluşur.

Ulusal kurumların hak ihlalleri söz konusu olduğunda  ilgili makama ihlalin kaldırılması konusunda tavsiyeler verebilmektedir. Bu tavsiyeler bağlayıcı değildir.

Ulusal kurumsal bireysel hak ihlalleri söz konusu olduğundan mağdurun mağduriyeti giderilsin diye tazminat ödenmesi gibi somut çözümler önermektedir. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kanunu’nda 2016 yılında yapılan değişiklikler sonrası, Ayrımcılık yasağının ihlali durumunda, idari yaptırımlar öngörülmüştür.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir