ANAYASA YARGISI

PARLAMENTO KARARLARININ DENETİMİ

Parlamentoların kanun dışında da iradelerini ortaya koyduğu farklı işlemler vardır. Parlamentolar kendi çalışma düzenlerine yönelik kararlar alırlar. Kendi çalışma düzenlerine yönelik kararlar alırlar içtüzük gibi.

Parlamento kararı ve kanun arasındaki fark nedir?

  • Anayasa mahkemesi denetimine tabi olmak . Kanunlar anayasa mahkemesinin denetimine tabi iken parlamento kararları denetime tabi değildir. Üç tane parlamento kararı istisnadır : Milletvekilliğinin düşürülmesi , dokunulmazlığın kaldırılması ,TBMM içtüzüğündeki değişiklikler.
  • Cumhurbaşkanı onayı. TBMM karar aldığı zaman cumhurbaşkanının onayına sunulmuyor. Direkt resmi gazetede yayımlanıyor. Fakat kanunlar cumhurbaşkanı onayına sunulur ve cumhurbaşkanı veto kararı alabilir. Bu veto kararına karşı genel kurulda en az 301 oy gerekir.

Parlamentolar bazen kararla yapacağı işlemleri kanun ile yapabilir. Bununla ilgili olarak 1987 yılında anayasa mahkemesi karar almış. Anayasa mahkemesi bu kararında parlamentolar işlemlerini kanun ile de yapabilir karar ile de yapabilir diyor . Bu karar yanlıştır. Parlamentolar karar ile yapacağı işlemleri karar ile kanun ile yapacağı işlemleri kanun ile yapmalıdır. Çünkü kanun ve karar prosedür açıdan farklılıklar taşır. Anayasa mahkemesinin denetimine tabi olmak ve cumhurbaşkanın onayı gibi.

1996/19 SAYILI KARAR

Bu karar üç istisna arasına girmiyor. Yani anayasa mahkemesinin denetimine tabi değil. Fakat yine de denetlenmiş. Anayasa mahkemesi eylemli içtüzük kararı vermiş. Anayasanın 96. Maddesine göre TBMM, üye tam sayısının en az üçte biri ile toplanır. Ve toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir. Ancak karar yeter sayısı hiçbir şekilde üye tam sayısının dörtte birinin bir fazlasından az olamaz (151’den). 544 Milletvekili oylamaya katılmış.544 Milletvekilinin salt çoğunluğuna ulaşamayan 207 ret, 80 çekimser oya karşı 257 kabul oyu ile alınmıştır. Oysa toplantıya katılan 544 milletvekilinin yarısından bir fazla olan 273 kabul oyu gerekirdi. Yeni bir içtüzük kuralı niteliğindeki bu karar anayasanın 96. Maddesine aykırıdır. Bu nedenle iptal edilmelidir.

1996/20 SAYILI KARAR

Bu kararda anayasa mahkemesi denetimine tabi değildir. Yine eylemli içtüzük değişikliğine ilişkin bir karardır. Toplantıya 456 milletvekili katılmıştır. Salt çoğunluğu sağlamayan 176 ret, 51 çekimser,10 geçersiz oya karşı 219 kabul oyu alınmıştır. Yeni bir içtüzük niteliğindeki bu karar anayasanın 96. Maddesine aykırıdır . Bu nedenle iptal edilmelidir. Anayasa mahkemesi burada anayasanın 96. Maddesine dayanıyor. İçtüzükte de 96. Maddenin olmasından dolayı eylemli içtüzük kararından yola çıkarak bir karar veriyor.

2007/45 SAYILI KARAR

İPTAL DAVASININ KONUSU : Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 121. maddesinin birinci fıkrasındaki “Anayasanın 102 nci maddesi hükümlere göre” ibaresini eylemli olarak değiştiren Türkiye Büyük Millet Meclisi kararının, bu karara dayalı uygulamanın ve bu uygulamanın ayrılmaz parçası olan 11. Cumhurbaşkanı’nın seçimine ilişkin 27.4.2007 günlü ilk oylamanın Anayasa’nın 96. ve 102. maddelerine aykırılığı savıyla iptali ve iptal kararı yürürlüğe girinceye kadar bu uygulama ile oluşan içtüzük hükmünün yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmesi istemidir.

 İLGİLİ İÇTÜZÜK KURALI: TBMM İçtüzüğü’nün Cumhurbaşkanı seçimini düzenleyen 121. maddesi şöyledir: “Madde 121 – Cumhurbaşkanı, Anayasanın 101 inci maddesinde yazılı nitelikleri taşıyan adaylar arasından, Anayasanın 102 nci maddesi hükümlerine göre seçilir. Cumhurbaşkanı seçiminin sonucu, yeni Cumhurbaşkanına, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının ve birleşimde görevli Başkanlık Divanı Üyelerinin imzaladıkları bir tutanakla bildirilir. Cumhurbaşkanı seçimi tamamlanınca Başkan, yeni Cumhurbaşkanına seçildiğini bildirmek üzere oturumu kapatır.”

TBMM İçtüzüğü’nün 121. maddesinin ilk fıkrasında, Cumhurbaşkanı, Anayasanın 101 inci maddesinde yazılı nitelikleri taşıyan adaylar arasından, Anayasanın 102 nci maddesi hükümlerine göre seçilir.” denilerek, Cumhurbaşkanı seçiminde uygulanması gereken toplantı yetersayısıyla ilgili doğrudan bir düzenleme yapılmamış, Anayasa’nın 102. maddesine göndermede bulunulmakla yetinilmiştir.

Anayasa’nın 102. maddesinin birinci fıkrasında da Cumhurbaşkanının, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla seçileceği, Türkiye Büyük Millet Meclisi toplantı halinde değilse hemen toplantıya çağrılacağı öngörülmüştür. Dava konusu Meclis Kararı’nın İçtüzük düzenlemesi niteliğinde olup olmadığının saptanabilmesi için öncelikle 102. maddede geçen “üçte iki çoğunluk” ifadesinin toplantı yetersayısını da kapsayıp kapsamadığı hususunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Cumhurbaşkanı seçimi bakımından 96. madde genel hüküm, 102. madde özel hüküm niteliğinde olduğundan, Anayasa’nın Cumhurbaşkanı seçimini düzenleyen 102. maddesi ile Meclis’in toplantı ve karar yetersayısını belirleyen 96. maddesinin birlikte değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.

Anayasa’nın 96. maddesinde “Anayasada, başkaca bir hüküm yoksa Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte biri ile toplanır ve toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir; ancak karar yetersayısı hiçbir şekilde üye tamsayısının dörtte birinin bir fazlasından az olamaz.” denilerek TBMM Genel Kurulu çalışmalarında toplantı ve karar yetersayısı ayırımı yapılmış, her ikisinin alt sınırı da ayrı ayrı belirlenmiştir. Buna göre, TBMM, “Anayasada başkaca hüküm olan haller” dışında, üye tamsayısının en az üçte biri ile toplanabilecek ve üye tamsayısının en az dörtte birinin bir fazlasıyla karar verebilecektir. Bugünkü üye tamsayısı esas alındığında TBMM kural olarak 184 milletvekili ile toplanabilecek ve en az 139 milletvekiliyle karar oluşturabilecektir. Ancak, Anayasa’da hem toplantı hem de karar yetersayısı bakımından başkaca bir hüküm varsa o uygulanacaktır.

SONUÇ: Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin eylemli içtüzük değişikliği niteliğinde olan 27.4.2007 günlü, 96. birleşiminde alınan 11. Cumhurbaşkanı’nın seçiminde gözetilmesi gereken toplantı yeter sayısı ile ilgili kararının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE oy çokluğu ile karar verildi.

Bu karar doğru bir karar değildir. Anayasa mahkemesi toplantı yeter sayısı olarak da değerlendirme yapılması gerektiğini belirtmiştir. Fakat burada karar yeter sayısı yeterlidir. Amaçsal bir yorum yapılacak olursa karşı bir karar çıkması gerekirdi. Her ne kadar eylemli içtüzük kararına varılmış olsa da sonuç olarak yanlış bir karardır.

2015/71 SAYILI KARAR

Anayasa mahkemesi bu kararında bu karar benim denetimime tabi değildir diyor. Eylemli içtüzük kararı almıyor.

KARŞI OY GEREKÇESİ: Belirtilen gerekçelerle, iptali istenilen TBMM Kararı’nın, “Meclisin çalışmasıyla ilgili yöntem ve esaslara” ilişkin olması ve TBMM İçtüzüğü’nde RTÜK üye seçimine ilişkin bir hükmün bulunmaması karşısında yeni bir İçtüzük hükmü ihdas etmesi nedenleriyle eylemli İçtüzüğü değişikliği niteliğinde olduğu ve Anayasa’nın 148. ve 6216 sayılı Kanun’un 35. maddelerine göre anayasa yargısı denetimine tabi olduğu anlaşılmakla TBMM Kararı’nın, Arif FIRTINA’nın Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeliğine seçilmesine dair bölümünün iptaline ilişkin başvurunun esasının incelenmesine karar verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumuzdan aksi yöndeki çoğunluk görüşüne katılmadık.

İÜHF Anayasa Yargısı Seçimlik Dersi

AYM Website

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir