ANAYASACILIK KAVRAMI

Anayasacılığın (constitutionalism) ne olduğuna dair iki görüş vardır.

  1. Anayasacılık, devletin teşkilatlanmasındaki kuralların bir metin altında toplanmasıdır.

Bu görüşe göre anayasacılık 18. Yüzyılda liberal devlet anlayışıyla beraber doğmuştur. İlk anayasalar olarak Amerika Birleşik Devletleri (1787) ve Fransa (1791) kabul edilir.

  • Anayasacılık, kuvvetler ayrılığını benimseyen temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlet düzeninin kurulmasıdır.

Bu görüş anayasacılığı İngiltere’de 1215 Magna Carta ile başlatmaktadır.

Kuvvetler ayrılığına yer vermeyen temel hak ve özgürlükleri güvence altına almayan metinler anayasa kabul edilemez.

LİBERAL ANAYASACILIK

Liberalizm hürriyetçilik anlamına gelir.

Rönesans ve reform hareketlerinin doğurduğu aydınlanma felsefesi ile kendini tamamlamış bir ideolojidir.

Mutlak monarşiye tepki olarak liberal devlet modeli doğmuştur.

Liberal devlet ilk olarak gelişimini 18. Yüzyılda İngiltere’de tamamlamıştır.

Lİiberal devletin kurucu düşünürleri arasında John Locke, Mostesquieu ve Jean Jacques Rousseau yer alır.

Liberal Anayasacılığın Unsurları

Milli Egemenlik: Egemenlik yetkisinin halkta olmasıdır.

Liberal devlet düzenin temel ilkerinden birisi milli egemenliktir.

Milli egemenlik anlayışı ilk kez 1776 Virginia İnsan Hakları Bildirisi’nin 2. Maddesinde “Tüm güç halkta toplanır ve sonunda halktan gelir.” Şeklinde ifade edilmiştir.

Kuvvetler Ayrılığı: Yasama, yürütme ve yargı fonksiyonlarının ayrı ayrı organlar olarak görevini yerine getirmesidir. Bu iktidarın iktidarı sınırlaması anlamına gelir. Devlette kontrol sağalnır.

Bireycilik: Bireylerin eşit, özgür ve bağımsız olmasıdır.

Liberal Demokrasi: Hem çoğulu hem de temsili demokrasi anlayışına dayanır. Liberal demokrasi çok partili hayatı esas alır.

Serbest Piyasa Ekonomisi: Devletin ekonomiye karışmasını reddeder. Liberalizmin ortaya çıkmasında burjuva etkin sınıf olduğu için serbest piyasa ekonomisi temel unsur olmuştur.

SOSYALİST ANAYASACILIK

Sosyalist düşünceye ve Marksist ideolojiye dayanır. Liberalizmin ekonomik politikası eleştirilmiştir. Kapitalist düzene ilk itirazlar “ütopik sosyalistler” olarak nitelenen Charles Fourier, Robert Owen ve Saint Simon’dan gelmiştir.

Sosyalist ideoloji Marksizm ile ütopik kimliğinden bilimsel bir boyuta geçmiştir.

Sosyalist anayasacılık, 20. Yüzyılın başında olan “üç devrim hareketi” sonrasında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğini ortaya çıkarmıştır. Ortaya çıkışı sınıflar arası çatışmaya dayanır.

Marksizme göre özel mülkiyet sınırlı olmalı.

Sosyalist devlette herkes yeteneğine göre çalışmalı yaptığı işe göre de üretimden payını almalı.

Sosyalist Anayasacılığın Unsurları

Halk Egemenliği: Halk işçi ve köylülerden oluşan emekçi sınıftır. Halk egemenlik yetkilerini milletvekilleri aracılığıyla kullanır. Milletvekilleri seçmene karşı sorumludur ve seçmenler isterlerse milletvekillerini görevden alabilirler.

Demokratik Merkeziyetçilik: Demokratik merkeziyetçilikte devlet organları arasında hiyerarşik ilişki söz konusudur.

Kolektivizm: Sosyalist anayasalarda bireycilik değil kolektivim yer alır. Kolektivizm bireyi değil örgütlü toplumu esas alır.

Sosyalist Demokrasi: Amaç sınıfsız toplumdur. Sosyalist sistemlerde demokrasi halkın serbestçe iktidarı belirlemesinden ziyade komünist partinin belirlediği iktidarı oylamasıdır.

Sosyalist Ekonomik Sistem: İnsanın insanı sömürdüğü kapitalist sisteme karşı çıkılır. Üretim araçları devlet elindedir. Özel mülkiyet sınırlıdır.

İSLAMİ ANAYASACALIK

Güçlü bir teorik altyapıya sahip değildir. Bazı ülkeler sosyalist bazıları ise liberal anayasal kurumlarla islamı uyarlamaya çalışmıştır. İslami anayasa,  islamın kabul ettiği anayasal düzenden ziyade İslam adına ortaya konan anayasal düzenlerdir.

İslami anayasanın ilk örneklerinden biri Medine Vesikasıdır. 

Şeri hukuk anayasal düzenin temel kaynağıdır.

Kur’an anayasanın üzerinde temel norm kabul edilmiştir.

İslam ülkelerinde modern anayasacılık ilk 19. Yüzyılda Tunus(1861), Osmanlı (1876) ve Mısır (1861)da ortaya çıkmıştır.

İslami Anayasacılığın Unsurları

Allah’ın Egemenliği: İslam hukuku (şeriat) anayasanın üzerinde kabul edilir.

Kuvvetler Ayrılığı:  İslam hukuku (fıkıh) kaynak itibariyle ilahidir. Kur’an ve sünnete dayalıdır. Bu manada gerçek kanun koyucu Allah kabul edilir. Liberal sistemdeki denge ve denetim anlayışı ile örtüşmez.

Ümmetçilik:  İnsanları bir arada tutan ortak islami paydadır.

İslami Demokrasi: Şura ve  seçim önemli yer tutar. Şura prensibi toplumda toplumda müzakere ve dayanışma anlamına gelir.

İslami Ekonomik Sistem:  Kur’an ve sünneti temel alan bir ekonomik sistemdir. Temelinde helal kazanç ve emek vardır. Faize karşıdır.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir