Anayasa yargısı, anayasaya uygunluk denetimi yapmaktadır. II. Dünya savaşından sonra yaygınlaşmıştır. (faşist partilerin meclislerde yer edinmesine fren aracı)  Klasik liberal sistemin özünde parlamentonun üstünlüğü (kralın yetkilerinin kısıtlanması) anlayışı olmakla beraber özellikle Nazi Almanya’sı ve Faşist İtalya örnekleri ve bu devletlerin sempatizanlarının diğer ülkelerde sayısısının artması, kara Avrupasın’ı parlamentoyu denetleyecek ve hukuk düzenini koruyacak bir yargı unsuru arayışına sokmuştur.  Sosyalist teoriye bakıldığında ise yasamanın mutlak üstünlüğü olduğundan denetlenmesi olasılık dışıdır. Bu devletlerde AYM denetimi olmadığı gibi genel mahkemelerce de denetim söz konusu değildir.

A-) GENEL MAHKEME SİSTEMİ

Bu sistem Amerikan modeli adını alır. Kanunların anayasa çerçevesinde denetimi için özel bir mahkeme bulunmaz. (AYM yoktur) Bu sistemde denetime, somut norm denetimi denilir. Çünkü genel bir mahkemeye gelen somut olay üzerinde hakim, uygulanacak olan normun anayasaya aykırı olduğunu görürse uygulamaktan kaçınır ancak elbette kanunu iptal edemez. Bu yüzden bu durum somut olay ve konuya ilişkin kişiler için bağlayıcıdır, herkes için değil. Bu sistem başkanlık sistemi olan ülkelerde yaygın haldedir.

B-) ÖZEL MAHKEME SİSTEMİ

Bu sistem Avrupa modeli adını alır. Kanunların anayasa çerçevesinde denetimi için özel bir mahkeme söz konusudur. Bunun adı da Anayasa Mahkemesi’dir. Karşılaştırmalı anayasa hukuku dahilinde Avrupa kıtasında yer alan Hollanda’da anayasa yargısı hiç yoktur. (sosyalist devletler gibi). AB’ye üye olan 28 ülkenin 21 tanesinde ise AYM varken 7 tanesinde genel mahkeme sistemi uygulanır. AYM’nin uygulamada genellikle özel mahkeme olduğu görülür, Türkiye’de ise yüksek mahkemedir. (Yargıtay-Danıştay-Uyuşmazlık gibi) AYM kararları herkes için bağlayıcı nitelikledir.

NİTELİK BAKIMINDAN – SİYASAL DENETİM

Bu denetim usulünde normların, anayasa uygunluğunu denetleyen makamlar siyasidir. Örnek olarak senatolar (ikinci meclis), komisyonlar, meclis başkanları, devlet başkanları… Parlamentolarda anayasa komisyonu, meclisin siyasi denetimine örnekken, devlet başkanının veto ve referandum yetkisi de yürütmenin denetimine örnektir.

NİTELİK BAKIMINDAN – YARGISAL DENETİM

Yukarıda bahsedildiği gibi genel mahkeme veya özel mahkeme sistemi bu kapsama girmektedir.

ZAMAN BAKIMINDAN – ÖN DENETİM

Kanunun yürürlüğe girmeden önce denetime tabi tutulmasına ön denetim adı verilir. (A PRIORI) Bu denetim türünün avantajları olarak hukuk güvenliğinin korunması (çünkü yürürlüğe girmeden denetleniyor) gösterilirken dezavantajı ise hata ihtimalinin fazla olması (çünkü denetim kısıtlı bir süre içinde yapılıyor) gösterilmektedir.

ZAMAN BAKIMINDAN – SONRADAN DENETİM

Kanunu yürürlüğe girdikten sonra denetime tabi tutulmasına sonradan denetim adı verilir. (A POSTERIORI) Burada kanun yürürlüktedir yani uygulandığı tüm davalarda sonuç doğurur. Sonradan iptal edildiğinde ise ileriye etkili olacak şekilde ortadan kalkacaktır. Yargısal denetim, a posteriori’ye bir örnektir. Çünkü bir kanun ancak yürürlüğe girdikten sonra uygulanacaktır. Haliyle bunun denetimi de genellikle yargısal nitelikte olacaktır.

UYGUNLUK DENETİMİNİN KAPSAMI

1-) Norm Denetimi

Anayasa değişikliği, kanunlar, parlamento içtüzükleri, yürütme kararnameleri gibi işlemler bu denetim içerisine girer. Milletlerarası antlaşmalar ise genellikle denetime tabi tutulmaz. Ülkemizde de milletlerarası antlaşmalar anayasal denetimin haricindedir.

2-) Yetki İhtilaflarının Çözümü

Devlet organları arasındaki anayasal uyuşmazlıklar bu denetim kapsamı içindedir. Federal ve bölgeli devletlerde genellikle eyalet ile merkezi yönetim arasındaki yetki uyuşmazlıklarında AYM görevlidir.

Üniter devlerde de mahalli idare ile merkezi idare arasındaki uyuşmazlıkların çözümünde AYM’nin yetkili olduğu görülebilmekte. Ülkemizde ise devlet organları arasındaki uyuşmazlıklarda AYM’nin doğrudan yetkisi yoktur. Ancak yasama ve yürütme işlemlerinin norm denetimini yaptığı için yetki uyuşmazlıklarını karara bağlar.

3-) Bireysel Başvuru

Temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen şahıslar ve özel hukuk tüzel kişileri AYM’ye başvurabilirler. Bu denetimin amacı kişilerin anayasal haklarının korunmasıdır.

4-) Yüce Divan

Genellikle devlet görevlilerinin göreviyle ilgili işlediği suçlar hakkında yargılanması usulü yüce divan olarak tanımlanır. Yüce divan da AYM tarafından oluşturulur.

5-) Siyasi Partilerin Denetimi

Bu denetimde partilerin mali denetimleri söz konusudur ve ayrıca tüm faaliyetlerinin anayasaya uygunluğu denetlenir.

6-) Seçimlerin Denetimi

Çoğu devlette seçimlerin yönetimi ve denetimi farklı kurumlara verilir. Denetimi genellikle AYM yapar. Türkiye’de ise YSK, karma egemen üst yargı mercii olarak hem seçimlerin yönetiminde hem de denetiminde yetkilidir.

ANAYASAYA UYGUNLUK DENETİMİNDE ÖLÇÜ NORMLAR

Adı üstünde anayasa uygunluk denetimi olduğu için esas baz alınacak norm, temel norm olan anayasadır. Ölçü normları sınıflandırırken öğretide; doğrudan-destek ölçü norm ayırımı yapılır.

  • DOĞRUDAN ÖLÇÜ NORM

Temel norm olan anaya metni doğrudan (bağımsız) ölçü normdur. Anayasa m.148/1ve2 doğrudan ölçü normunun anayasa metni olduğunu ortaya koyar. F1: Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. F2: Kanunlar anayasaya aykırı olamaz.

  • DESTEK ÖLÇÜ NORM

Bu normlar ikiye ayrılır: “hukukun genel ilkeleri” ve “uluslararası antlaşmalar”. AYM, hukukun genel ilkelerinden olan; iyi niyet ilkesi, hakkaniyet ilkesi, ahde vefa, kazanılmış haklara saygı, kanunun geçmişe yürümezliği gibi ilkeleri hukuk devletinin bu unsurlarını denetim yaparken kullanmaktadır. Hukukun genel ilkelerinin doğrudan ölçü norm olmamasının sebebi hukuk devleti ilkesini destekleyici nitelikle olmasındandır. Aynı zamanda anayasanın açıkça milletlerarası bir antlaşmaya yollama yaptığı alanda anayasanın kendisi doğrudan bir düzenleme yapmayarak, ilgili milletlerarası antlaşmanın destek ölçü norm olarak kullanılmasını ister.

Anayasa Hukuku Notları -40